Türkiye İşçi Partisi’nin kuruluşunun 56. yılı dolayısıyla, “Güncel Görev Demokrasi” başlığıyla gerçekleştirilen panele, CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan, Sosyal Psikolog Melek Göregenli, ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş, HKTP Genel Başkanı Erkan Baş, EMEP MYK üyesi Levent Tüzel katıldı.

Yaklaşan referanduma dair görüşlerin konuşulduğu panele, 500’ün üzerinde İzmirli’nin yanı sıra çok sayıda kurum temsilcisi de katıldı.

İlk sözü alan Sosyal Psikolog Melek Göregenli, referandum sürecinde “Hayır” tavrında toplanmanın, kendisini solcu olarak tanımlayan insanların bir gelecek tasavvuruna yeniden inanmaları anlamına geldiğine işaret etti. Göregenli, İzmir’in demokrasi güçleri arasında dayanışmanın eskiden bu yana güçlü olduğunu söyledi. “Bunu hep bilirdim ama ihraç sonrası bir kez daha anladım” diyen Göregenli, dayanışmanın büyütülmesine dair vurgu yaptı.

Faşizmi diğer iktidarlardan ayıran en önemli göstergenin kitle desteği olduğunu ifade eden Göregenli, “Bu kitle desteği sosyal psikolojide ‘öğrenilmiş çaresizliğe’ sebep oluyor. Oysa dünyayı her zaman azınlıklar değiştirmiştir” dedi.

Dünyanın her yerinde toplumun çoğunluğunun muhafazakarlardan oluştuğunu ve bunun çok doğal olduğunu söyleyen Göregenli, “AKP kendi kitlesini bir arada tutabilmek için karşı tarafı bir cephe olarak tarif ediyor. Bu onun yöntemi ama ilk defa bu yöntem bumerang gibi AKP’yi vuracak” diye konuştu.

‘HAYIR CEPHESİ ÇOK GENİŞ’

TİP’in kuruluşu ile birlikte DİSK’in de aynı güne denk gelen kuruluş yıldönümünü de kutlayan Halkın Türkiye Komünist Partisi (HTKP) Genel Başkanı Erkan Baş, “Son derece önemli bir deneyimin yıldönümünden geleceğe bakıyoruz” dedi. “Bugün Türkiye’nin karşı karşıya olduğu sorun tek adam dayatmasıdır. Bununla birlikte 15 yıldır sistematik şekilde devam eden planlı programlı bir sürecin nihayete erdirilmesiyle karşı karşıyayız. 1 buçuk ay öncesinden bile farklı olarak çok geniş bir kesim ‘hayır’ çıkacağını düşünüyorsa, artık ülkenin geleceği bizim ellerimizdedir” diyen Erkan Baş, 20 yıldır devrimci olduğunu ve ilk defa kendisini bu kadar kalabalık tarafta hissettiğini vurgulayarak ‘hayır’cıların çokluğunun ve ‘hayır’ çalışmalarının olanaklarının altını çizdi.

AKP’nin iktidara geldiği günden beri en zayıf döneminden geçtiğini söyleyen Erkan Baş, “O kadar zayıf ki toplumu ikna edemiyor, kitlelerin gönlünü kazanamıyor. Aksine baskı ve zorla hedefine ulaşmaya çalışıyor.”dedi.

‘ÇEKİRGE BİR SIÇRAR, İKİ SIÇRAR, ÜÇÜNCÜDEYİZ’

Referandum sürecinde ‘hayır’cıların yapması gerekenlere dair de konuşan Baş, “Hayırcılar arasında senin hayırın benim hayırımdan daha hayırlıdır tartışmasının derhal çöpe atılması gerekir. AKP dışındaki küçük bir klik dışındaki herkesin yanyana geldiği bir süreçteyiz.” dedi.

Türkiye halklarının iki kez AKP’yi devirme şansını kaçırdığını ifade eden Baş, “Gezi ve 7 Haziran’da fırsatları değerlendiremedik. Çekirge bir sıçrar iki sıçrar, referandum sürecinde üçüncüdeyiz” diye konuştu.

‘İŞÇİ HAKLARI İÇİN HAYIR DEMELİYİZ’

EMEP MYK üyesi Levent Tüzel de, görevden alınmış bütün akademisyenleri saygı ile anarak, onların yalnız olmadığını ifade etti. Tüzel “TİP bizim bir parçamız. Başta Behice Boran olmak üzere kurucularını saygı ile anıyorum. TİP, işçi sınıfının önemli bir deneyimidir” dedi.

‘Hayır’cılar olarak bir arada olduklarını vurgulayan Tüzel, “Referandum sonrasına dair hazırlıklarımız olmalı. Bu açıdan kafası karışık kesimlere yönelmeyiz. Sınıf ayrımı çok vahim bir şekilde karşımızda. Yasalar önünde kimse eşit olmadı şimdiye kadar. Şimdi tek adam rejiminde başarırlarsa devletin ve yönetiminde yer alan partililerin egemen olduğu bunun dışındaki herkesin eşitsiz düzeni olacak. Onun gibi düşünmeyenleri bu ülkeye kötülük yapar gibi göstermeleri insanları ayrıştırmaya götüren bir düzenleme” dedi.

‘OLANAKLARIMIZI SEFERBER EDELİM’

OHAL döneminde meydanlara çıkan Erdoğan’ın işçi haklarına ıvır zıvır diye bakmasının kabul edilebilir olmadığını belirten Tüzel, “İşçi ve sendikal haklara yönelik saldırıların eğer hayır çıkmazsa daha da artacağını anlatmalıyız.” ifadelerini kullandı. Milyonlarca yurttaşın şişirilmiş temel atma törenleriyle canlı yayın propagandalarına maruz kaldığını söyleyen Tüzel, “Tüm olanaklarımızı seferber ederek bunu boşa düşürecek bir çalışma yürütmeliyiz” dedi.

‘EVET DEVLETİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ’

ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş da, TİP’in tarihini anlatarak başladığı konuşmasında, emperyalist kapitalist güçlerin krizlerini savaşlarla aşmaya çalıştığını, bugün de aynı şekilde Ortadoğu’da bir savaşın var olduğunu söyledi. Rejim değişikliğinin yeni başlayan bir süreç olmadığını ifade eden Taş, “Uzun zamandır İslamcı rejim değişikliği yapılıyordu. Anayasa ile İslamcı bir rejim kurulmaya çalışılıyor. Siyasal İslamcı rejimle hesaplaşmamış lazım. Bu hesaplaşmayı yapamazsak ikinci aşamaya geçemeyiz. Referandum bu açıdan çok iyi bir fırsattır. Karşımızda evet devleti var ve OHAL döneminde referanduma gidiyoruz. Evet devletine ve OHAL’e rağmen biz bu referandumu kazanacağız” dedi.

‘KÜRT HALKI ‘EVET’ Mİ DİYECEK?’

HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan da, AKP’nin karanlık rejimine karşı dur denilmesi gerektiğini vurgulayarak, ‘hayır’cı olduklarını ifade etti. Kürtlerin vahşice katledildiğini ve yerlerinin yurtlarının yıkıldığını dile getiren Doğan sözlerine şöyle devam etti: “Bu halk sizce evet mi diyecek? Tabi hayır diyecek. Demokratik cumhuriyeti savunan bir arada demokratik mücadeleyi savunan bir partiye bölücü diyor, bu kirli bir siyasettir. Hayırları yükseltelim”.

‘ÜLKENİN GELECEĞİ İÇİN…’

CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, önemli bir dönemeçten geçildiğine dikkat çekerek, “12 Eylül darbesi bilinçli şekilde yapıldı. Kenan Evren elinde kur-an ile ılımlı İslam devlet kurması buraya kadar geldi. Karşımızda gerçekten neoliberal, faşist, ırkçı, gerici bir parti var. Bununla mücadele kolay olmayacak. Bunları mağlup edecek yeni kendimize özgü yöntemler bulmalıyız. 16 Nisan çok kritik bir aşamadır ve o zamana iyi hazırlanmamız gerekiyor. Önümüzde tarihi bir süreç var ve bunu başarabileceğimize yürekten inanıyorum. ‘AKP’ye oy verdim ama böyle bir sistemi kabul etmeyeceğim’ diyen onlarca seçmen var.  Bizlerin de gitmediğimiz, ulaşamadığımız insanlara ulaşmamız gerekli. Bu 63 günlük süreç bizim için önemlidir. Ülkenin geleceği için mücadele edeceğiz” şeklinde konuştu.

Etkinlik, soru cevap kısmıyla devam etti. 

Editör: Haber Merkezi