CENGİZ ALDEMİR/ İZ GAZETE - Böke, yolsuzlukla mücadele etmenin yolunun ise laiklik, hukukun bağımsızlığı ve yeni bir ekonomik düzenle birlikte yapılması gerektiğinin altını çizdi.

Yolsuzluğu sadece bir ahlaksızlık olarak tanımlamanın yeterli olmadığını belirten CHP İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, siyasal islam ve neoliberalizmin buluştuğu sağ siyasetin, politika yapma araçlarından sadece birisi olan yolsuzlukları gizlemek için her şeyden önce gazeteciliğin bitirildiğini söyledi. İz Gazeteye konuşan Böke, “ Bugün işletiliyor olan rant düzenini, ekonomi-politik düzenin, eşitsizliklere yol açan ağır yıkım düzeninin var olabilmesi için Mumcuların olmayacağı bir medya düzeninin kurulması şarttı. Yani bugünkü düzenin varlığı için bu tehditlerin ortadan kaldırılması gerekiyordu” dedi.

'YOLSUZLUK MEŞRULAŞTIRILDI'

Yolsuzluk sorununun sadece bir ahlak meselesi olmadığını, yapısal bir sorun olduğunun altını çizen CHP’li Böke, Gazetecilik yapmak isteyenlerin azlığından değil, iktidarın bilerek ve isteyerek sistem içerisinde bu tartışmaları yapmak daha da maliyetli olsun diye yaptığı bir sonuç olarak değerlendirdi. Türkiye’de yolsuzluğun farklı biçim ve boyutlarda hep olduğunu hatırlatan Böke, “ Türkiye’de yolsuzluk eskiden normal görülmüyordu. Bugün belki de yolsuzluğu geçmişten ayırıyor olan temel şey, öyle doğal bir şekle getirilen yolsuzluk, toplum nezdinde öyle meşrulaştırıldı ki, yolsuzluk saray rejiminin en temel aracı ve bu aracın normal olduğunu topluma ikna etmek üzere, yolsuzluğu sorun olarak görmeyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Bugün artık sistemin doğal bir parçası haline getirilmiş bir yolsuzluk karşı karşıyayız” diye konuştu.

'ŞAHSIN EKONOMİSİ'

Saray rejiminin 1980’lerde başlamış olan rejim inşaasının son aşaması olduğu tespitinde bulunan Böke, Parti Devleti Kapitalizmiyle karşı karşıya olunduğunun altını çizdi. Böke, “ Yani şahsın ekonomisi diye tanımlanabilecek, tek kişide cisimleşmiş ve tek kişi üzerinden yürüyen bir aile şirketiyle karşı karşıyayız. Yapı bu olduğu için, yolsuzluğu normalleştirmeye ihtiyaç vardı. Yolsuzluk normal olursa, bu rant, şahış, ahbap çavuş düzeni ayakta kalmaya devam edebilirdi. Tam da bu nedenle yolsuzluk sadece bugün ortaya çıkan bir sonuç değil, bilakis iktidarı ayakta tutan düzenin temel araçlarından bir tanesi olarak iktidarlar tarafından kullanılıyor” eleştirisinde bulundu.

MÜCADELE ŞART

Neoliberal düzenin yıkımlarından bir tanesinin de bütün alanları bir birinden ayırmış olduğunu Uğur Mumcu’nun araştırmalarıyla ortaya koyan Böke, “Ekonomiyi siyasetten ayrı gören ve teknik bir alan gibi sınıflayan ve siyasetle toplumun arasındaki bağı kopartan, halkın katılımını, şeffaflığı azaltan ve bugün de bunları bir araya getirmeyen her tahlil hem eksik kalıyor, hem de mücadeleyi doğru tarif etmemizin önünde bir engel oluşturuyor. Sadece ekonomideki bir sorunla, sadece siyasette ki tıkanmayla, toplumda oluşan ahlaki erozyonlarla karşı karşıya değiliz. Bunların hepsinin, rejim inşaasında birer araç ve parçası olduğu gerçeği üzerinden bir tahlile ve mücadele tarifine ihtiyacımız var. Uğur Mumcu’nun yıllar önce ortaya koyduğu çerçeve tam da budur. Belki bu yüzden isminin ve fikirlerinin böyle yaşıyor olması, bizim için yarınlara dair bir umut ışığı olmaya devam ediyor” şeklinde konuştu.

Siyaset yapmak için milletvekili olmanın gerekli olmadığını kaydeden Böke, herkes kendi alanı çerçevesinde mücadele vermesinin önemine değindi. Böke, yolsuzluğun sadece ahlak sorunu olmadığını, aynı zamanda açık bir rejim sorunu olduğunu söyledi. Yolsuzlukla mücadelenin şart olduğunu ifade eden Böke, bunun yolunun ise laiklik, hukuk, bağımsızlık, yeni bir ekonomik düzen mücadelesiyle birlikte yapılması gerektiğinin altını çizdi.

Editör: Haber Merkezi