CENGİZ ALDEMİR / İZ GAZETE -  AKP’nin yerel seçimleri kaybetmesinin en önemli nedeninin, ekonomik sıkıntıların yanı sıra insan hakları, hukuksuzluk ve antidemokratik uygulamalar olduğunu belirten CHP İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, bunların yanı sıra tek adam rejimine güvensizlik duygusunun da çok önemli bir etken olduğunu söyledi. İz gazeteye konuşan Böke,” Bu iktidarı var ediyor olan düzen krizi ve hukuksuzluğu doğuran düzendir. Bu iktidar kaldığı sürece ekonomik ve hukuksuzluk vahşi bir biçimde devam edecektir” dedi.

DEĞİŞİM ŞART

Türkiye’nin bu girdaptan kurtulması için yeni bir değişime ihtiyacı olduğunu kaydeden CHP’li Böke, iktidarın seçimleri kaybetmesinden sonra, belediyelerin dar olan alanlarını daha da daraltmak üzere bir yerel yönetim yasa teklifi hazırladığını ileri sürdü. Hükümetin yerel iktidarların, merkezi iktidarları değiştirebilecek önemli adımlar atabileceğinden korktuğunu belirten Böke, “Türkiye bugün içinde bulunduğu ağır ekonomik krizi, ağır hukuk ve demokrasi yıkımını aşması için bu değişim şart. Toplumun da böyle bir değişimi istediğini de gözlemliyoruz. Bir örnek verecek olursak Türkiye’de en çok izlenen yayınlar belediye meclis yayınlarıdır. Bu ise şuna işaret ediyor…halk içinde kendisinin de söz hakkı olacak bir yönetim biçimi talep ediyor. Halk artık ranta değil üretime önem veren bir ekonomik yapıyı önemsiyor. Halk değişim istiyor” diye konuştu.

DEĞİŞİM SANDIKTA

CHP’nin halkın taleplerini ortaya koyacak bir iktidar alanı yakaladığını ve bunu da olası bir erken seçimle sandıkta gerçekleştireceklerini kaydeden Böke, “Sosyal yardımlardan, sosyal politikalara kadar toplumu içine alan ve toplumu bunaltan sorunları çözecek her tür ekonomik ve sosyal politikaları yerel iktidar alanlarında uygulayarak, toplumun yüzünün dönmüş olduğu, buradan bir şey olabilir dediği alanları, bir genel değişimin adımına dönüştürmemiz gerekiyor. Değişim olası bir ön seçimde mutlaka sandıkta gerçekleşecek. O sandığa Türkiye’nin ihtiyacı, krizlerle tarif ediliyor zaten. Ama o sandığı beklemeden bugün değişimi sağlayabileceğimiz iktidar alanlarını çok etkin kullanabileceğimiz, hatta kullanmaya başladığımız bir dönemden geçiyoruz” yorumunda bulundu.

ÇÜRÜMÜŞ YANDAŞ DÜZEN

İktidarın ahbap çavuş anlayışıyla ülkeyi yönetmesinin kamusal kurumlara zarar verdiğini ifade eden Böke, “İş cinayetiyle kendi adını tarihe geçirmiş olan bir şirketin, Kızılay aracılığıyla bir vakfa bağış yaptığı ve bütün bu mekanizma içerisinde de esasında bir yan etki olarak vergiden kaçındığını da öğrendiğimiz bir süreç gördük. Bu süreç bütün Türkiye’deki sıkıntıları özetleyen bir süreçtir. Ülkenin kamusal varlıklarını ederinin çok çok altında özelleştirip, ahbap çavuş ilişkileriyle yandaşlara satıp daha sonra bu şirketler üzerinden yine yandaş şirketlere para aktarımının en somut öneklerini gördük. O yandaş şirketlerden biri Kızılay üzerinden iktidarı ayakta tutma çabalarıyla dinci çocuk istismarı ile ortaya çıkmış vakıf ve tarikatlara para aktarmış oldu. Bu bir çürümüş yandaş düzendir” sözleriyle tepki gösterdi.

RANTÇI DEĞİL HALKÇI BİR DÜZEN

Kanal İstanbul’un da tarım alanlarını betonlaştıran, rantçı bir proje oluğunun altını çizen Böke, bu yönetimi değiştirip, yerine hak ve liyakat temelli bir düzenin kurulacağını söyledi. Böke eleştirilerini şöyle sürdürdü: “Hükümet hukuksuz, hak temelli bütün unsurlardan uzak, ayrımcı, ötekileştirici ve Türkiye’yi tektipleştirici bir yapıyı kurmak için hazırlanmış bir zincirin halkası olarak karşımıza çıkıyor. Kanal İstanbul projesi de yine rantçı bir projedir. İçerisinde ekolojik yıkımı da barındıran yandaş beton şirketlerine alan açma projesidir. Bu iktidarın ne kadar sıkışmış olduğunu da gösteren bir projedir. Öncelikle bir değişimle kamucu ve halkçı bir düzen gerekiyor. Rantçı anlayışın yerine hak, liyakat temelli, eşitlikçi, üretken, özgürlükçü, laik, hukukuka dayalı, barışçıl ve modern eğitim düzeninin sağlandığı bir sosyal devlet kurmamız gerekiyor.”

Editör: Haber Merkezi