Cengiz Aldemir/ANKARA - Türkiye’de son bir yıldır çalışabilir nüfusun 1 milyon 59 bin kişi artmasına rağmen, işgücünde 3 milyon 13 bin kişinin azaldığına dikkat çeken CHP Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, İz gazeteye yaptığı değerlendirmesinde, sosyal hareketliliğin önündeki engelleri detaylı bir biçimde ortaya koymak, engelleri ortadan kaldırmayı sağlayacak politikalar çerçevesinde umutsuzluğu ortadan kaldırmak ve Türkiye ekonomisini güçlendirme sorumluluğunu meclisin üstlenmesi gerektiğini vurguladı.

Umutsuzluğun Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu ağır ekonomik kriz ve toplumsal bunalımın bir yansıması olduğuna dikkat çeken Böke, bu durumun kriz etkilerinin ne kadar kalıcı ve yıkıcı olduğu anlamına da geldiğini vurgulayarak, “Düzen, halkı hayat koşulları iyileştiği için değil, umudunu yitirdiği için işgücüne dahil edememektedir. Umudunu yitirmiş olan milyonlar açısından bu durum, ağır bir ruh sağlığı yükünün yanı sıra gelirsizlik, yoksulluk ve yoksunluk anlamına da gelmektedir. Halkın yaşadığı bu ağır kayıplar makroekonomik olarak Türkiye ekonomisinin gücünün azalması, var olan potansiyeline erişemiyor olması anlamına da gelmektedir” yorumunda bulundu.

SOSYAL SINIF HAREKETLİLİĞİNE…
Sosyal sınıf hareketliliğinin zayıfladığı Türkiye’de derin sosyo-ekonomik eşitsizlikler yaşandığı, umutların tükendiği, işgücüne katılımın her geçen gün azaldığını, bu durumun da toplumda kırılmalara neden olduğu tespitinde bulunan Böke, “Toplumsal hareketlilik, insanların ebeveynlerinin sosyo-ekonomik statülerinden farklılaşabilmesi veya kendi yaşamları boyunca elde ettikleri sosyo-ekonomik koşulların değişmesi anlamına gelmektedir. İnsanların içine doğdukları sosyo-ekonomik koşullara mahkum olmamaları, içine doğdukları adreslerin ve coğrafyaların kader olmaması demektir. Sosyal ve ekonomik adaletin yanı sıra umutla insanların ekonomik ve sosyal düzene katılmalarını sağlamak için eşitlik gözeten bir anlayışa, sosyal hareketliliğin yüksek olduğu bir düzene ihtiyaç olduğu açıktır” değerlendirmesinde bulundu.

ADALETSİZLİK ARTIYOR

Türkiye'de sosyal ve ekonomik adaletsizliğin artarak yaşandığı tespitinin yer aldığı Dünya Ekonomik Forumu'nun 2020 'Küresel Sosyal Hareketlilik' raporuna dikkat çeken Böke, 82 ülke arasında sosyal hareketlilik düzeyi bakımından Türkiye’nin 64'üncü sırada yer aldığını belirterek, “Bir diğer deyişle, Türkiye'de düzen, insanları içine doğdukları koşullara mahküm etmektedir. Türkiye'de, ebeveynlerinin sosyo-ekonomik koşullarını aşacak, sosyal sınıf atlamalarım sağlayacak bir düzen yoktur. Sosyal hareketliliği sınırlayan temel neden, fırsat eşitliğini sağlaması gereken hak temelli sosyal devletin yıkılmış olmasıdır. Çocukların erken dönem gelişimlerinden eğitim süreçlerine, eğitimden istihdama geçişten çalışma koşullarına ve nihayetinde hayat boyu öğrenme koşullarına kadar tüm yaşam sürecini kapsayan bir sosyal politika bütününün eksildiği sosyal hareketliliği engellemektedir” uyarısında bulundu.

MECLİS SORUMLULUK ALMALI
Umutsuzluk içindeki insanların iş bulamayacaklarını düşündükleri bir düzende, istihdamın yaratılamayacağını, var olan istihdamın dahi kaybına yol açabileceğini belirten Ekonomist Böke, son bir yılda yaşanan 2,6 milyon istihdam kaybını hatırlattı. Tek adam düzeninde eğitime, bilgiye değil, siyasi parti sadakati, kayırmacı ahbap-çavuş ilişkileri nedeniyle, insanların çalışma yaşamına katılma umudunun yok olduğunu söyleyen Böke, sorunun sosyal devlet anlayışıyla çözüleceğini belirterek, “Tüm yurttaşlara eşit fırsat sunan, eşitsizlikleri ortadan kaldıran bir sosyal devlet hiçbir insanın içine doğduğu koşullara mahkum edilmemesini sağlayacaktır. Böylesi bir sosyal hareketlilik de verimliliği arttıracak, ekonomik ve sosyal eşitsizlikleri azaltacak, toplumsal barışı tesis etmesi için Türkiye ekonomisini güçlendirme sorumluluğunu meclisin üstlenmesi gerekmektedir” diye konuştu.

 

Editör: Haber Merkezi