Cengiz Aldemir/ANKARA Bugün üretimi koruyacak tedbirler, hem krizi en az zararla atlatmak, hem de kriz sonrası için üretim kapasitesini korumak için çok önemli olduğunu vurgulayan CHP İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, atılan adımların istihdamı azaltılmaması şartına bağlı olmasını söyledi.

Acil eylem planının ekonomi-politik boyutlarını İz gazeteye değerlendiren Böke, üretimin özellikle istihdamı koruma odağı yönünden mutlaka desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi. Makro ekonomik çerçeve içerisinde bir takım ek tedbirler alınmasını öneren CHP’li Böke, “ Üretimin bugün istihdamı korumayı gözetmesi, bu krizin konjoktürel aşaması bittikten sonra yeniden üretime geçilebilmesi açısından önem taşımaktadır” dedi.

3 KRİTİK POLİTİKA

Üretime dönük 3 kritik politika bulunduğunu kaydeden Böke, bunlardan birincisinin kimsenin işten çıkartılmaması koşuluyla, bütün esnaf ve kobilerin vergi ve sigorta priminden muaf veya erteleneceği bir çerçeveyi bugünden işler hale getirilmesi gerektiğini belirtti. İkinci olarak özellikle koronavirüsü ile ortaya çıkan talep daralmasından daha yüksek oranda etkilenmesi beklenen ve buna hizmet sektörünü örnek veren Böke, Bu sektörde istihdam kaybını engelleyecek şekilde, seçici krediler verilmesi ve finansmana ulaşmanın kolaylaştırılması gerektiğini ifade etti. Böke, üçüncü kritik politikanın ise yoğun ara malı ithalatı nedeniyle üretimi zorlaşmış olanların, bugün yeni tedarikçilerle buluşmasını sağlayacak adımları da ortaya koyan ve üretimin durmasına engel olacak adımların atılmasını önerdi.

RİSK PRİMİ DÜŞÜRÜLMELİ
Değişen öncelikler karşısında bütçede de gerekli değişiklikleri yapılmasını kaydeden Böke, bütün dünyada risk algısı büyürken, ülkenin risk primini düşürmeye yönelik adımların atılmasına ihtiyaç olduğunu söyledi. Böke, “ Üretime odaklı politikalarla beraber, mutlaka makro ekonomik anlayışımız içerisinde de iki temel unsuru öne çıkarmalıyız. Bunlardan birincisi var olan çok yüksek risk primimizi mümkün olduğunca azaltmamız gerekir. Çünkü riskten kaçış dönemlerinde, risk iştahının bunca azaldığı dönemlerde, daha riskli gözüken ekonomiler daha çok zarar görüyorlar. İşte bu nedenle hem sağlık sorununu merkezine alan bir acil eylem planının gerektirdiği şekilde, demokratik, katılımcı ve şeffaf işleyen süreçlere ihtiyacımız var” önerilerinde bulundu.

19 MİLYAR RANTA DEĞİL…

Bu süreçleri işletmenin sadece fiziki sağlık açısından değil, ülkenin risk primini de azaltacağını söyleyen Böke, demokratikleşmeye dair bir öncü adım olacağının da altını çizdi. Önerileri arasında bütçenin yeniden değerlendirilmesi gerektiğinin de altını çizen Böke, maliye politikası içerisinde öncelikli alanların bu dönemde değiştiğini belirtti. Böke şöyle konuştu: “ İktidara çağrımdır; Sağlık ve sosyal politika harcamalarının artmasına imkan verecek şekilde, kamu özel işbirliğinde garanti kapsamında yapılması beklenen ve ön görülen, bu sene ayrılmış olan yap-işlet-devret ile özel şirketlere verilecek olan 19 milyar liralık ödemeyi hızla durdurmalıdır. Rantçı yaklaşıma bu parayı aktarmak yerine bugün bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmış olan sağlık ve sosyal politikaların giderlerine harcamalıyız.”

Editör: Haber Merkezi