Buca’da 4 genç, günlük kiraladıkları evde, tanesini 10 liradan aldıkları uyuşturucu hapları kullanmış, gençlerden Oğuzhan Değirmenci (19) yaşamını yitirmişti. Yaşanan üzücü olay özellikle Buca ve Bornova gibi öğrenci nüfusunun yoğun yaşadığı ilçelerdeki günlük kiralık evler sorununu bir kere daha gündeme getirdi.

Geçtiğimiz senelerde birçok üzücü olaya konu olan günlük kiralık evler, denetimsizlikten dolayı fuhuş ve uyuşturucu kullanımı amacıyla sık sık tercih ediliyor. Öte yandan, terör suçluları ve katil zanlıları da kimlik bildirme zorunluluğu olmayan ruhsatsız ve denetimsiz kiralık evleri, izlerini kaybettirmek, emniyet güçlerinin takibini zorlaştırmak amacıyla tercih ediyor. Günlük kiralık evler yarattıkları güvenlik tehditlerinin yanı sıra, kayıt dışı ekonomiyle de devletin zarara uğramasına yol açıyor.

Yetkililer ise sorunun etkin bir şekilde çözümü için herkese görev düştüğünü, sadece emniyet tedbirleriyle çözülemeyeceği için, maliye, emlakçılar, ilçe belediyeleri ve vatandaşların da sorumluluk hissederek hareket etmesi gerektiğini belirtiyor.

‘KONUT DOKUNULMAZLIĞI, ZORLUYOR’

Sorunun emniyet güçlerini ilgilendiren kısmında,  yetkililer gelen şikâyetler üzerine konuyla ilgili gerekli tedbirleri alsa da evlerin tapu kaydında ‘mesken’ olarak geçmesi, konut dokunulmazlığı sebebiyle çok kez elleri kolları bağlamaktadır. Şikâyet edilen evdeki kişiler, ‘ev sahibinin misafiriyim’ dediğinde emniyet güçlerinin yapabileceği pek bir şey kalmıyor. Ancak şüpheli durumlarda denetimlerin sıklaştırılmasının çözümü kolaylaştıracağı da öngörülüyor. Emniyet, maliye ve belediyenin ortak projelerle, vatandaşların farkındalığını arttıracak çalışmalar yapması önemle ifade ediliyor.

‘SAHTE EMLAKÇILAR BU İŞİ YAPIYOR’

Konunun emlakçılar ile ilgili boyutunu iseİzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu’na sordum. Emlakçıların, günlük kiralık ev konusunda kendilerini emniyete kayıt etmek zorunda olduğunu, aksi takdirde para cezası ve tekrarı halinde de hapis cezası olduğunu belirten Güleroğlu, “Bu sevindirici bir durum ancak merdiven altı emlakçılar günlük kiralamayı bırakın,  internet siteleri üzerinden saatlik kiralamalar yapmaktadır. Burada her türlü kirli işler de yapılıyor. Taşınmaz ticareti yönetmeliğinde bulunan yetki belgeli emlakçıların, günlük kiralamaları yapmadıkları ise çok açık bir gerçek. Sahte emlakçılar bu tarz işleri yapıyor. Biz evlerin günlük kiralanmasına karşı değiliz ancak maliyeye ve emniyete bilgi vermek zorundalar.  Emlakçı değil, vatandaş da kendi evini kiraya verirken bu yükümlülükle sorumludur. Bunlar yapılmadığı takdirde hem maliye hem de emniyet tarafından cezalandırılıyor. Evler mühürleniyor. 2 yıla kadar evleri açamayacak cezalar da söz konusu.” diye konuştu.

‘SİVİL KAMU DENETÇİLERİ EMLAKÇILARI DENETLEYEBİLİR’

Konunun hukuki tarafıyla da ilgilenen ancak ismini yazmamı istemeyen Bucalı bir emlakçı ise, 30 yatak ve üzerinde konaklama hizmeti veren yerlerde uygulanan ‘Geçici İkamet Yerleri Kimlik Bildirme Sistemi’nin (GİYKİMBİL), günlük kiraya verilen evlere de artık uygulandığını ifade etti. Genel Kolluk Kuvvetleri’nin terminallerine bağlanmayanlara (otellerdeki kimlik bildirim sistemine benzer bir uygulama) 10 bin lira para cezası verildiğini, bu tarz yerlerin ruhsat almalarının zorunlu hale getirildiğini, vergi açılışı yapmak ve esnaf odasına da kaydolmak zorunda olduklarını dile getirdi.  Toplu konutlarda ise komşuluk haklarının gözetilmesi gerektiğini söyleyen emlakçı, güvenlik zafiyetinin de önemine dikkat çekerek, kat mülkiyeti kanununa göre oybirliği ile site/apartman yönetiminden izin alınması gerektiğini vurguladı. Emlakçıların, gerek iş yerlerinde gerekse internet sitelerindeki ilanlar üzerinden sıkı denetlenmesi gerektiğini, bununla ilgili ‘sivil kamu denetçisi’ gibi bir uygulamanın da geliştirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Kanunsuz yapılan kiralamaların fark edilmesi halinde ise komşu evlerde yaşayanların korkmadan gerekli kurumlara şikâyet etmesinin önemine dikkat çekti.

‘YASAKLAMALAR HİÇBİR SORUNU ÇÖZMEZ’

Ege Üniversitesi Çocuk ve Ergen Alkol Madde Bağımlılığı Araştırma ve Uygulama Merkezi (EGEBAM) Müdürü Zeki Yüncü ise, günlük kiralık evlerin bir ihtiyaç sonucu ortaya çıktığını, bu sebeple yasaklamaların hiçbir soruna çözüm olamayacağını söyleyerek, denetimlerin etkin yapılabilmesinin gerektiğine vurgu yaptı.  Aksi takdirde uyuşturucu, fuhuş gibi sorunların evlerde değil, çadırlarda da olabileceğini söyledi. Asıl önemli olanın, gençlerin neden uyuşturucu kullandığını ortaya çıkaracak toplumsal faktörlerin belirlenmesi olduğunu ifade eden Yüncü, “Ülkede işler yolunda gidiyorsa, bu tür illegal faaliyetler azalır. Eğer toplumda kötü giden riskli durumlar varsa bunlar artacaktır. Şeffaflık ve bilginin ulaşılabilir olması da insanları zenginleştirecektir. Bu anlamda insanların sorun alanlarını saptama ve bilgiye ulaşma konusunda da sıkıntıların önüne geçmek gerekir.” açıklamasında bulundu.

‘ÜSTÜMÜZE DÜŞEN SORUMLULUĞU YAPMAYA HAZIRIZ’

Konunun belediyeyi ilgilendiren kısmında ise Buca Belediyesi Zabıta Müdürlüğü, etkin mücadeleyi sürdürdüklerini, kötü niyetli kimselerin her geçen gün farklı yöntemler geliştirdiğini ancak zabıta müdürlüğü olarak da kendilerinin onlara karşı yeni yöntem geliştirdikleri açıklamasını yaptı. Öte yandan konunun belediye açısından sosyal sorumluluk proje kısmını ise Buca Belediyesi Basın Müdürü Burcu Taner ile konuştuk. Taner, Buca’da günlük kiralık evde uyuşturucu aldıktan sonra vefat eden Oğuzhan’ın son olması için ‘Uyuşturucuya Kılıç çekiyoruz’ diyerek, çok önemli bir proje geliştirdikleriniaktardı. Projenin ayrıntılarını şuan yazmayacağım ancak proje çocuklara ve gençlere dokunarak, uyuşturucu bağımlılığının yanı sıra, aslında telefon, bilgisayar bağımlılığı gibi her türlü bağımlılıkların önüne geçmeyi hedefliyor. Bunlarla birlikte günlük kiralık ev sorununda da kaymakamlık ve emniyetin sürdürdüğü çalışmaları çok yakından takip ettiklerini dile getiren Taner, belediye olarak üstlerine düşen her sorumluluğu yapmaya hazır olduklarını dile getirdi.

‘ÇÖZÜM NOKTASINDA VATANDAŞLAR KİLİT ROL OYNUYOR’

Özetle, kolay kazanç kapısı olarak görülen ve kötü niyetli kimseler tarafından sonuçları düşünülmeyen günlük kiralık evler, birçok sorunun ana nedeni olmasa da bunlara önayak olan önemli bir sorun haline dönüşmüş durumda. Sadece Buca’da yaptığım araştırmada, esnaf ve vatandaş sohbetlerinde, konunun gündemde olduğu ve herkes tarafından rahatsız edici bir duruma dönüştüğü bir bakışta anlaşılıyor. Şunu söylemem gerekir ki, konunun çözümü noktasında neredeyse tüm taraflarla görüştüm. Çıkardığım sonuç, sorunun yüzde yüz çözüme kavuşması imkânsız, aslında tüm sorunlar gibi. Bunu trafik kazalarına da benzetebiliriz. Her yıl binlerce insanımızı bu kazalarda kaybetsek de tamamen çözüm üretilebilmiş değil. İstediğiniz cezaları da kesseniz, istediğiniz farkındalık çalışmalarını da yapsanız sonuç değişmiyor. Ancak hiçbir konuda umutsuz olmaya gerek yok. Bu sebeple uyuşturucu, fuhuş gibi sorunlarla birlikte günlük kiralık evlerin denetimi sorunu da sık sık gündeme gelmeli, kamuoyunun ilgisi çekilmeli diye düşünüyorum. Emniyete, maliyeye, emlakçıya, belediyeye çok önemli görevler düşse de çözüm noktasında vatandaşların kilit rol oynadığı göz ardı edilmemeli. Bu sorun toplumun tamamını ilgilendirse de özellikle 19 yaşındaki kardeşimiz Oğuzhan Değirmenci gibi gençleri yakıyor. Bu sebeple her bir vatandaş kendisini sorumlu hissederek, etkin mücadelede yer almalı ve kimse benim evladım yapmaz, bu tarz işlere bulaşmaz dememeli.

Öyle ki, devlet politikaları da bu konuya özen göstermek zorunda. Sadece Buca’da 80 bine yakın öğrenci yaşıyor. Bornova, Çiğli gibi üniversiteli öğrenci nüfusunun yoğun yaşadığı ilçeler düşünüldüğünde konu daha önemli hale geliyor. Devlet, geleceğin umudu olan gençleri, cemaat yurtlarına ve güvensiz evlere teslim etmek yerine, sağlıklı yurtlar, sağlıklı sosyal alanlar kurarak geleceğe en iyi şekilde hazırlamak yükümlülüğündedir. Aksi takdirde sosyal çürüme, kimsenin önemsemediği bu konuda başlar ve ekonomiye, siyasete, diplomasiye, eğitime, aileye kadar tüm kurumlarda devam eder. Belki de, öyle olmaya çoktan başlamıştır bile!

Editör: Haber Merkezi