CENGİZ ALDEMİR/ ANKARA- BDDK’nin 28 Ağustos tarihli verileri açıklandı. Buna göre, bireysel kredi kartı dahil toplam tüketici kredileri, önemli faiz indirimlerinin yapıldığı haziran ayından bu yana yüzde 21.4 artarak 783.9 milyar liraya ulaştı. Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’nin verilerine göre, kişi başına ortalama bireysel kredi borcu da son bir yılda 17 bin 572 liradan 22 bin 87 liraya yükseldi. İşçi ve dar gelirli vatandaşların kredi borcundaki artışı İz Gazeteye değerlendiren CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, Korona ve sağlık tehdidinin yanı sıra işsizlik, açlık, sefalet, borçlanma gibi pek çok sorunun daha da hissedilir hale geldiğini belirterek, “Ekonomik sıkıntılarla boğuşan on milyonlarca işçi ve emekçinin sırtlarındaki ekonomik yükün altından kalkmak için daha fazla borçlanmak durumunda bırakılıyor” dedi.

KREDİ UYARISI

Saray rejiminin, işçi-emekçi ve dar gelirli kesimi daha da borçlandırarak salgın krizini aşmaya çalıştığını belirten Beko, borçlanmayı teşvik için kamu bankalarının kredi faiz oranlarını düşürmesi, özel bankalar üzerinde de aynı yönde baskı oluşturduğuna dikkat çekti. Kamu bankalarının düşük faizli konut, taşıt, ihtiyaç ve turizm paketleri açıklamalarının emekçilere kurulmuş bir tuzak olarak değerlendiren Beko, “AKP ve ortağı, Türkiye kapitalizminin krizini aşma hayaliyle kredi patlamasının önünü açmış durumda. Bankalara yüz milyarlarca lira tutarında kredi ve kredi kartı borcu olan dar gelirli ailelerin yükü salgınla birlikte daha da büyüyüp ağırlaşıyor. Bir yandan artan işsizlik diğer yandan hayat pahalılığı emekçilerin yaşamını çekilmez kılıyor. Vatandaşlarımız bu konuda çok daha dikkatli olmalıdır” uyarısında bulundu.

İŞÇİLERİN YÜZDE 92’Sİ BORÇLU

AKP ve ortağının işçi, esnaf, çiftçi gibi toplumun dar gelirli kesimini daha fazla borçlandırıp elindekileri gasp etmeye çalıştıklarını kaydeden Beko, “Bankaların hükümet tarafından kredi vermeye zorlanması ile kredi miktarındaki hızlı artış yüzünden bankaları da ciddi risk altına sokulmuştur. Ekonomi yönetim bilgisinden uzak bu hükümetin piyasayı canlandırmak için krediler dışında bir oyun planı kalmamıştır. Konuya açıklık getirecek bir hatırlatmada bulunayım; Metal işçisinin yüzde 75'i COVID sürecinde gelir kaybı yaşadı. İşçilerin yüzde 92'si borçlu, her üç işçiden ikisinin tüketici kredisi borcu var. Borçlu işçilerin yüzde 97'si borçlarını öderken zorlanıyor ve on işçiden biri kirasını ödeyemedi, iki işçiden birinin borcu arttı” hatırlatmasında bulundu.

EN BÜYÜK KÖTÜLÜK

Geliri ve işi olmayanları borçlandırmanın o insanlara yapılan en büyük kötülük olduğunun altını çizen CHP’li Beko, vatandaşın borçlandırılmasındaki artışı Merkez Bankası Finansal İstikrar Raporuyla ortaya koyarak, “Mart 2019'da 590,7 milyar lira olan borç miktarı 12 ayda yüzde 20,2 artışla 709,7 milyar liraya tırmandı. Borçlu kişi sayısı ise söz konusu bir yılda 1,2 milyon arttı. Türkiye'de 32,2 milyon kişinin borçlarının ağırlıklı bölümü ise bankalara. Aynı rapora göre, hane halkı bankalara 644,6 milyar lira, finansman şirketlerine ise 10,5 milyar lira borçlu. TOKİ ise ailelerden 24,7 milyar lira alacaklı. Ailelerin 307,5 milyar lira ile en çok ihtiyaç kredisi borçları var. Bu insanları borçlandırmak onlara yapılacak en büyük kötülüktür” sözleriyle tepki gösterdi.

SINIFA KARŞI SINIF

Beko, kapitalist zihniyetin kriz faturasını emekçilerin ödememesi için ilk adımın; “krizin faturası kapitalistlere” şiarıyla “sınıfa karşı sınıf” ekseninde işçi sınıfının birlik ve bütünlük içinde mücadele etmek olduğunu söyledi.

Editör: Haber Merkezi