Cengiz Aldemir/ANKARA - Saray yönetiminin 19 yılın sonunda hazine arazilerini satarak, sermayeye vergi kolaylığı sağlayan, işçi maliyetini en alt düzeye indirerek, Çin'i de geride bırakan, ucuz işçi cenneti yaptığını söyleyen eski DİSK Genel Başkanı ve CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, çalışma hayatında yaşanan sorunları İz gazete'ye değerlendirdi.

TÜRKİYE'Yİ AVRUPA'NIN ÇİN'İ YAPTILAR

Ekonomik krizi, sermayenin kazanması için fırsata çeviren Saray rejiminin, Türkiye'yi Avrupa'nın Çin'i haline getirdiğini belirten Beko, "Ekonomik buhranı, vergi indirimleri, teşvikler vb. ile işten çıkartmalar, ücretsiz izinler gibi işçileri doğrudan etkileyen müdahalelerle büyük oranda hasarsız ve karlı olarak atlatan şirketler, bu dönemi aynı zamanda emek maliyetlerini aşağı çekmek için bir fırsat olarak kullandılar. Türkiye'yi Avrupa'nın Çin'i yaptılar. Bugün Çinli bir işçi Türk işçisinden daha iyi durumda. Yüksek ücretli işçilerin işlerine son verilerek, yerlerine asgari ücretle işçilerin alınması, işten çıkartmaların yarattığı korku ile yasal sınırları da aşan fazla ve yoğun çalışmalara boyun eğdirme, ücretsiz izinler, kısa çalışma ödeneği ile işsizlik fonundan karşılanan işçi ücretleri, ücretlerin kimi sektörlerde sadece reel olarak değil nominal düzeylerde de erimesine neden oldu. Bunun tek sorumlusu saptantılı ekonomi politikası olan Saray rejimidir" dedi.

TÜRKİYE'NİN YENİ RAKİBİ BANGLADEŞ

Tek adam yönetiminin Afgan ve Suriyeli mülteciler nedeniyle Çin'i de geride bırakarak, Türkiye'yi dünyanın en ucuz iş güçlerinden biri haline getirdiğini ve yeni rakibinin 95 dolarla Bangladeş olduğunu belirten Beko, çocuk işçi sorununa da dikkat çekerek, "Aylık 1000 TL’ye (115 dolar) çalışan mültecilerle Çin’i bile geride bırakan Türkiye’nin şimdiki rakibi ise 95 dolarla dünyanın en düşük asgari ücretinin bulunduğu Bangladeş olmuştur. Bir taraftan sarayın verdiği talimatla TÜİK, milyonlarca işsizi rakamlar içinde kaybetmeye çalışıyor.

İşsizlik, adaletsiz gelir dağılımı, ekonomik kriz, kayıt dışı ekonomi çocuk işçiliğinin daha da artmasına sebep olurken çocuk işçilerin yüzde 41,4’ü “hane halkı gelirine katkıda bulunmak”, yüzde 28,7’si “hane halkının ekonomik faaliyetine yardımcı olmak” amacıyla çalışmak zorundayken, yarısı çalışmak zorunda olduğu için okula devam edemedi. Dolayısıyla ülkenin bir de çocuk sorunu var ve

çocuk işçiliği yoksullaşan ülkede her geçen gün artıyor. Ucuz iş gücü olarak görülen çocuk emeğinin AKP iktidarında en kötü biçimde yaşandığını da buradan anımsatmak isterim" eleştirisinde bulundu.

HALKI İCRA SARMALINDAN KURTARIN

Gıda ve enerji fiyatlarına yapılan zamlar nedeniyleenflasyonun kontrol edilemez hale geldiğini, geliri reel olarak azalan yurttaşların açlık ve yoksulluk riskinin her geçen gün arttığını kaydeden CHP'li Beko, diğer taraftan halkın, esnafın icra sarmalında kurtarılması için yeni bir düzenlemenin zorunlu olduğunu vurguladı. BDDK’nın bankaların geri ödenmeyen alacaklarının yasal takibe intikal süresinin 180 güne çıkaran düzenlemenin 30 Eylül’de sona erecğini anımsatan CHP'li Beko, kamu bankalarından kredi alan yurttaşları icra korkusu sardığını söyledi. Ekonomi yönetimine seslenen Beko, şöyle konuştu: "Buradan yetkililere sesleniyorum; Esnaf çok ciddi ciro kaybı ile karşı karşıya kaldı. Milyonlarca esnaf ödeme yapabilecek güçte değil. Bu şartlarda borçları ödeme imkanı kalmadı.

Vatandaşların vadesinde ödeyemediği için bankalar tarafından icraya verilen takipteki borçların, 15.1 milyar lirası tüketici kredilerinden, 5.5 milyar lirası da kredi kartlarından olmak üzere toplam 20.6 milyar lira düzeyinde bulunuyor.

Her geçen gün kepenk indiren, ekonomik kriz ortamında borçlandırdığınız halka ve esnafa, yeni bir yapılandırma süresi tanıyın ve icra sarmalından kurtarın."

Editör: Haber Merkezi