Cengiz Aldemir/ANKARA - Manisa Soma’da Türkiye Kömür İşletmeleri’ne (TKİ) bağlı Soma Ege Linyitleri İşletmesi (ELİ) bünyesinde, linyit kömür üretimi yapılan Eynez’deki açık ocak bölgesinin bir bölümü ihale yapılmaksızın özelleştirildi.

Soma'daki özelleştirmeye karşı Ankara'ya yürüyen Uyar Madencilik işçilerinin kente girmelerine izin verilmedi. Hak arayan işçilere yönelik yapılan jandarma engeline ve yapılan hukuksuz özelleştirmeye başta muhalefet olmak üzere toplumun birçok kesiminden tepki yağdı.

Tepki gösteren isimlerden eski DİSK Genel Başkanı ve İzmir Milletvekili Kani Beko İz Gazete’ye konuştu.

İŞÇİLERİN TALEBİ

İşçilerle görüştüğünü belirten CHP'li Beko, görüşmeye çağrılan beş kişilik işçi heyetine “Size ödeme yaparsak, diğer rödövanslı sahalar için de emsal olur" denildiğini aktardı. Beko, bunun kabul edilir bir yanının olmadığını eleştirisinde bulunarak, " İşçiler "AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş'ın külliyeye geçip konuyu Cumhurbaşkanına aktaracağını söyledi. Ama şimdiye kadar hiç bir ses yok. Bizler haksız, hukuksuz özelleştirmeye karşı mücadele ediyoruz. Madenler devletin yani halkın olmalı. Özel şirketlere madenlerimizi vermeyi kabul etmiyoruz. Biz işçiler olarak bunu söylüyoruz. Bunlar artık bizim için oyalama taktiğidir. Verdikleri sözün üstünden atlamaya çalışıyorlar. Çözüm için çalmadığımız kapı kalmadı. Artık sözün bittiği noktadayız." diyorlar. Dün verdiği sözü bugün unutan Saray yönetimi işçi düşmanı yandaş ve sermaye dostu bir yapı. Beni hiç şaşırtmadı. Sarayın kapısına kilidi vurmadan bu haksızlık ve hukuksuzluklar bitmez" dedi.

İŞÇİLERİN YANINDAYIZ

Çalışma hayatının emek mücadelesinde yıllardır emeğin ve emekçinin yanında yer alan, işçilerin haklarını savunan ve işçi eylem tarihine, “Ölüm Yürüyüşü” olarak geçen yürüyüşün örgütleyici isimlerinden olan Beko, 1990’lı yılların özelleştirme ve taşeronlaşmaların başladığı yıllar olduğunu anımsattı. Özelleştirmeyi ve taşeronlaşmayı durdurmak için sürekli eylemler yaptıklarını ifade eden Beko, Soma'da yapılan özelleştirmenin haksız ve hukuksuz olduğunu vurguladı.

Taşeronlaşmanın yasaklanması gerektiğini belirten Beko, kamuda kamu işçisinin olması gerektiğini savundu. Yıllardır tazminatları ve alacakları ödenmeyen işçilerin, AKP’nin verdiği sözleri tutmaması üzerine bir kez daha Ankara’ya geldiklerini belirten CHP'li Beko, işçilerin haklarını alana ve hukuksuz özelleştirmelerden vazgeçilene kadar işçilerin yanında olacağını belirterek, "Bugün Türkiye işçi sınıfının karşı karşıya kaldığı sorunların temelinde özelleştirmeler yatıyor. Eskiden 2 buçuk milyona yakın işçi vardı büyük bölümü kamu işçisiydi; TEKEL, Sümerbank, demiryolları tüm kamu kurumlarında işçiler çalışıyordu ve örgütlü davranıyorlardı. Bu örgütlü davranış aynı zamanda Türkiye'de ki işçilerin hak alma mücadelesinde önemli bir işlev görüyordu. Asgari ücret de ona göre belirleniyordu, toplu iş sözleşmelerinde daha insanca koşullarda çalışmak için güçleri vardı. Ama bugün baktığımızda özelleştirmenin sonuçlarını Türkiye işçi sınıfı düşük ücrete, sendikasızlaştırma, güvencesiz çalışma her türlü angaryayla karşı karşıya. Soma'da bu işçiler bunları çok daha derin ve acı biçimde 301 işçi arkadaşlarını kaybederek yaşadılar. Maden işçisinin hakkını yiyenin kalbi kurusun" dedi.

AKP'NİN ANTİ DEMOKRATİK YASALARI

AKP iktidarında yapılan özelleştirme ve taşeronlaştırmanın işçilerin kâbusu haline geldiğini söyleyen Beko, "AKP 37 maden sahasını saray yandaşı şirketlere peşkeş çekti. Dini imanı elinden bırakmayan AKP, işçilerin hakkını rahatlıkla yerken hukuksuz özelleştirmelerine devam ediyor. Hak, hukuk ve adaleti gasp eden saray yönetimi madenleri özelleştirirken işçileri köleleştiriyor. AKP iktidarı ile birlikte özelleştirme politikaları başta maden ocakları, enerji sektörü olmak üzere devlet arazilerini satacak kadar ileri giden bir hızda hayatın her alanında uygulanmaya devam ediyor. Patronların, hükümetlerin önüne koyduğu esnek çalışma, taşeron ve en son kiralık işçi bürolarına kadar uzanan yeni anti demokratik yasal düzenlemeler AKP iktidarında gerçekleştirildi. AKP, özelleştirme uygulamalarını belki de dünya işçi sınıfı tarihinde görülmemiş bir noktaya taşıdı, taşeronun taşeronu uygulamasına, dayıbaşı uygulamasına kadar götürdü" sözleriyle tepkisini dile getirdi.

ÖZELLEŞTİRME İŞSİZLİK VE YOKSULUK DEMEK

AKP hükümetlerinin, emekten ve halktan yana politikalar, düzenlemeler yerine IMF ve ABD‘den sermayenin çıkarına olan politikalarını inatla ve baskıyla sürdürdüğünü söyleyen CHP'li Beko, geriye kalanın işsizlik ve yoksulluk olduğunu belirterek, "Dün Zonguldak, bugün Soma'da olduğu gibi çalışanların kazanılmış olan haklarını ortadan kaldıran saray, uygulamalarıyla "sosyal devlet anlayışı"nın yerine "piyasacı" zihniyeti koymakta, aynı zamanda uyguladığı politikalarla insanlarımızı da kullaştırmaktadır. IMF ve Dünya Bankasının taleplerine karşı son derece anlayışlı olan iktidar halkımızın isteklerine karşı ise son derece duyarsızdır. Tek başına iktidar olmanın verdiği cesaretle emek ve emekçiler aleyhine olan politikaları insafsızca ve gözü kara bir şekilde hayata geçirmektedir. Geriye kalan ise yoğun bir işsizlik, yoksulluk ve zarar ettirilen bir devlet. Bu suça MHP'de ortak olmuştur" eleştirisinde bulundu.

ÖZELLEŞTİRİLEN YERLER ÜRETİM DIŞI KALIYOR

Kamusal denetimi kısıtlayan, işveren ve yandaşların lehine düzenlemeler yapan, verdiği sözleri yerine getirmeyen AKP'nin bilime ve bilimsel bilgiye saygı duymayan, kapitalist anlayışın yıkım taşeronu ve organizasyonu olduğunu ifade eden CHP'li Beko, “Bugüne kadar yapılan özelleştirmelerden sonra geriye kalan tablonun içler acısı olduğuna dikkat çeken Beko, "Özelleştirilen işletmelerin çoğunluğunun üretim dışında kaldığı, faaliyetlerinin durdurularak arsaların TOKİ eliyle yandaşlara peşkeş çekildiğini görüyoruz. Stratejik kuruluşlarımız yok pahasına satılırken yatırımlar ve istihdam konusunda verilen sözlerin hiçbirinin yerine getirilmediği ortada. Özgür ve demokratik bir Türkiye özlemiyle emekten ve halktan yana mücadelemizi sürdürmek zorundayız. Barıştan, dostluktan, dayanışmadan ve bir arada yaşamadan yana etkinliklerin içinde yer almak zorundayız. Çünkü biz karşı çıkarsak yapamazlar. Verilen bu mücadelelerle mutlaka emekçiler ve emekten yana politikalar kazanacak ve AKP‘nin neoliberal dönüşüm politikası yok olacaktır az kaldı." Dedi.

Editör: Haber Merkezi