Cengiz Aldemir/ANKARA- Ensar gibi tarikat vakıflarında çalışmış, tüm okulların İmam Hatip'e dönüşmesi için çaba göstermiş ve ‘Türkçe öldü’ diyerek imam hatiplerde Türkçe konuşmayı yasaklamayı öneren Nazif Yılmaz'ın Milli Eğitim Bakan yardımcılığına atanmasına başta muhalefet olmak üzere birçok kesimden tepki yağdı.

Nazif Yılmaz'ın atanmasına tepki gösteren isimlerden biri de CHP İzmir Milletvekili Kani Beko oldu. Beko konuyla ilgili İz Gazete'ye yaptığı değerlendirmesinde, "Bu atama eğitimde son yıllarda artan dinselleşmenin bir yansımasıdır. Ne yazık ki  Milli Eğitim politikaları orta çağ anlayışındaki cemaat ve tarikatlara teslim edilmiştir" dedi.

'NORMAL BİR İNSAN ANA DİLİNDEN UTANMAZ'

Nazif Yılmaz’ın, Karaman’da 45 çocuğun istismara uğradığı Ensar Vakfı ile laiklik karşıtı faaliyet yürüten çok sayıda kurumla bağlantısı olduğunun kamuoyuna yansıdığını anımsatan CHP'li Beko, "Bakın veliler ve öğrenciler TEOG nakil ve yerleştirme sorunları ile uğraşırken Milli Eğitim Bakanlığı, imam hatip liselerinde Türkçe konuşulmasını yasakladı. O zaman Din Öğretimi Genel Müdürü olan Nazif Yılmaz, “Öğrenci Merkezli Arapça Öğretimi” başlığı ile yayımladığı bildirisinde, “Arapça öğretilirken ikinci bir dil kullanılmaması gerekir. Temel ilke olarak ilk dersten itibaren Arapça konuşulması benimsenir. Öğrenciler, öğretmenleri ile ancak Arapça diyalog kurabileceklerdir. Başka ihtimal yoktur. Öğrenci teneffüslerde öğretmeni ile ancak Arapça konuşabilir. Ya konuşur ya da yanında tercüman getirir” ifadelerini kullanmış bir kişidir. Taliban anlayışında olan bu kişi, “Türkçe öldü” diyebilecek kadar ileri gitmiştir. Bir insan Türkçe gibi zengin bir dile sahip olmaktan gurur duyması gerekir. Normal bir insan kendi anadilinde utanmaz. Anadolu'da aslını inkar eden kişiye haramzade derler. Haddini hududunu bilmeyen ortaçağ zihniyetinde ki bir şahsın Milli Eğitim Bakan yardımcılığına atanması kabul edilemez" sözleriyle tepki gösterdi.

TÜRKÇE'Yİ BİTİRME SÖYLEMİNE SUSAN MHP

Türkçenin imam hatip liselerinde yasaklanmasına sesini çıkaramayan MHP'nin milliyetçilikle uzaktan yakından alakasının olmadığını vurgulayan CHP'li Beko, "Milliyetçiyim diye geçinen MHP bu konuda niye sesini çıkaramıyor? Kimden korkuyor? Bir milletin millet olma özelliklerin başında dil birliği gelir. Türkçeyi bitirme söylemlerine göz yumacaksınız, sonra çıkıp "Biz milliyetçiyiz" diye geçineceksiniz. Artık millet bunu gördü ne yaparsanız yapın, aşıyla, işiyle, ekmeğiyle ve şimdi de diliyle oynadığınız bu millet size sandıkta hesap soracak" ifadelerini kullandı.

EĞİTİM BİLİMSEL NİTELİĞİNİ YİTİRDİ

TBMM’yi işlevsiz hale getiren tek adam rejminin bakanlıkların iradesini Saray’a bağladığını, bakan değişikliklerinin, eğitimin derinleşen yapısal sorunlarını daha da derinleştirdiğini vurgulayan CHP'li Beko, "Eğitim politikaları saray rejimiyle birlikte daha merkeziyetçi olmuş, OHAL Komisyonu’nun devamından da anlaşılacağı üzere KHK ihraçları, sürgünler, açığa almalar, soruşturmalarla eğitim alanı bilimsel, demokratik ve katılımcı niteliğini büyük ölçüde yitirmiştir. Okullar ve üniversitelerde oluşturulan baskıcı ve otoriter iklim, düşünce ve ifade özgürlüğünü, akademik özgürlükleri, örgütlenme özgürlüklerini büyük ölçüde geriletmiştir. Güvenceli gelecek ve güvenceli istihdam ilkesi, eğitim ve bilim emekçilerinin artık çok uzağındadır ve bu ilke toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde eğitim ve bilim emekçilerinin taleplerinden biri haline gelmiştir" değerlendirmesinde bulundu.

DİNCİ VAKIFLAR EĞİTİM TAŞERONU YAPILDI

Milli Eğitim Bakanlığı, anayasa ve yasalarla çerçevesi çizilmiş işlevlerinin bir kısmını dinci vakıf ve derneklerle yapılan protokollerle bu kurumlara devrettiğini belirten Beko,  AKP iktidarının  çoraklaştırdığı alanların başında eğitimin geldiğini, dinci vakıfların eğitim taşeronu yapıldığını söyledi. Tek adam yönetiminin, kültürel alanda iktidar olamadığını, sorunun kendi eğitim politikalarında olmasına rağmen, atadığı bakanlarda aradığını ve bu yüzden bir çok bakan ataması yapıldığını anımsattı. 

EĞİTİM SORUNUNU BİLİMDEN YANA OLANLAR ÇÖZER 

Eğitim sorununu saray ve bakanların değil, demokratik, laik, bilimden yana toplumsal güçlerin ve onların örgütlü mücadelesinin çözeceğini vurgulayan Beko şöyle konuştu:

"Geliyor gelmekte olan diyor ve iktidara geldiğimizde kamusal, bilimsel, laik, parasız, anadilinde, cinsiyet eşitliğini ve doğayı gözeten demokratik bir eğitim sistemini kesinlikle kuracağız ve bu ortaçağ, dinci, yobaz zihniyeti sandığın dibine gömecek günlerin yaklaştığını paylaşmak istiyorum."

Editör: Haber Merkezi