Cengiz Aldemir/ANKARA - Meclis de konuşan CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, Temmuz ayının Bosna halkının ve yaşadığı ağır travmada onunla gönüldaşlık içinde olan herkes için bir matem günü olduğunu belirtti. İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa Kıtası'nda yaşanmış olan en büyük katliam olarak nitelendirilen Srebrenitsa katliamının 25'inci yılında duygularını dile getiren Beko, Tüm dünyanın gözü önünde, uluslararası kamuoyunun şahitliğinde yaşanmış olan bir katliamının ağır yükü altında olunduğunu hatırlatarak, “11 Temmuz 1995 günü otobüs ve kamyonlara bindirilerek eşlerinden, ailelerinden, çocuklarından sonsuza dek koparılan sivil Boşnak kardeşlerimizin anısı hâlâ tazedir. Sırf kimliklerinden ötürü, inançlarından ötürü, varoluşlarından ötürü ormanlık alana götürülerek katledilmelerinin üzerinden geçen çeyrek asra rağmen acımız dün gibi tazedir” dedi.
BÖLÜNÜRSEK YOK OLURUZ
Srebrenitsa katliamının İnsanlık tarihine bir utanç sayfası olarak kaydedildiğini vurgulayan Beko, bütün insanlık suçlarına, bütün soykırımlara karşı durmanın, farklının, ötekinin hakkını savunmanın insan olmaktan kaynaklanan bir sorumluluk olduğunu vurgulayarak, “ İnsanlığa karşı işlenmiş tüm suçları hatırlamaya ve hatırlatmaya ihtiyacımız var. Dolayısıyla, Srebrenitsa'yı anmak sadece kendimize yakın hissettiklerimizin haklarını ve özgürlüklerini savunmanın ötesine geçme sorumluluğumuzun bir aracıdır. Muhtemel başka suçların, katliamların, soykırımların da önüne geçebilmek için zaruri bir adımdır. Hepimizin göz rengi farklı ama göz yaşlarımız aynıdır. Bosna'da katledilen tüm insanları kimliklerinin ötesinde sevgi ve saygıyla anıyorum. Bölünürsek yok oluruz, birleşirsek var oluruz. Bu katliamı unutursak kalbimiz kurusun. Bosna'da yaşanan bu katliamı ne unutur ne de unuttururuz” diye konuştu.
ÜLKENİN EN AĞIR İŞSİZLİĞİ
Srebrenitsa katliamını dile getirdiği meclis genel kurulunda, ülke gündeminde olan ve iktidarın yapması gereken konulara da değinen Beko, AKP hükümetinin uzun yıllar süren iktidarının ardından ülkenin ağır bir ekonomik krize sürüklendiğini vurguladı. Cumhuriyet tarihinin en ağır işsizlik sürecinin Saray politikaları yüzünden yaşandığını söyleyen CHP’li Beko, RTÜK ve Basın İlan Kurumu eliyle özgür gazetecilik yapmaya çalışan televizyon ve gazetelere yönelik ağır baskıların artarak sürdüğünü kaydederek, “Bugüne kadar yurttaşlarımızın sesi olan Halk TV ve Tele1'e yasal dayanaktan yoksun ekran karartma cezaları vererek bu gerçekler gizlenmek istenmektedir “ sözleriyle tepki gösterdi.
620 Bin sağlık emekçisinin görev beklemesinin yanı sıra engellilerin kadro haklarını da dile getiren Beko, atama bekleyen 500 bin öğretmen, 30 bin sosyal hizmet uzmanı ile 10 milyona yakın yurttaşın işsiz olduğunu da sözlerine ekledi.