Konuya ilişkin TBMM’de bir basın toplantısı düzenleyen CHP’li Beko, İZBAN’ın, Aliağa-Selçuk arasındaki banliyö hattında hizmet veren, Türkiye’nin havalimanı bağlantılı, en büyük kent içi raylı toplu taşıma sistemlerinden biri olduğunu hatırlatarak şöyle devam etti: “11 Temmuz 2018 tarihinden itibaren devam eden toplu sözleşme görüşmelerinde hiçbir sonuca ulaşılamadığı ve İZBAN'da, makinist, tekniker, teknisyen, istasyon operatörü, gişe çalışanı olmak üzere toplamda 342 işçiyi yakından ilgilendiren TİS görüşmelerinde büyük oranda uzlaşma sağlanamadığı vurgulanmaktadır.

Demiryol İş Sendikası'nın enflasyon oranında, yani en az yüzde 25'lik zam talebine karşın İZBAN yetkilileri ise ilk yıl için enflasyonun altında 12-16 arasında, ikinci yıl ise enflasyon oranında zam önerisinde bulunmuşlardır. Hatırlanacağı üzere bir önceki TİS görüşmelerinde de yüzde 11'lik zam teklifi üzerine taraflar arasında uzlaşma sağlanamamış ve sendika 8 Kasım 2016'da greve çıkmıştı. Sekiz günlük grev sonucunda ise işçilerin talepleri kademeli olarak kabul edilmişti.”

“GREVİN KAZANANI OLMAZ”

Gelinen bu aşamada konunun greve gelmeden uzlaşmanın sağlanması gerektiğinin altını çizen Beko, “Bilinmektedir ki grev süresince işçiler ücret alamayacaklardır. Grev bir anlamda işsizliktir. Grevin kazananı olmaz. Grev her iki tarafında aslında istemeyeceği bir seçenektir, dolayısıyla da uzlaşmanın bir yolu bulunmalıdır” diye konuştu.

Bu süreçte Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turan’ın uzlaşmanın sağlanması için arabulucu olmasını da isteyen CHP’li Beko, şunları söyledi:

“İzmir Banliyö Sistemleri (İZBAN) İzmir’de şehir içi ulaşımın yükünü çekiyor. Aliağa-Selçuk arasındaki 136 kilometrelik banliyö hattında her gün binlerce kişi yolculuk yapıyor. Günde 500 bine yakın insan sabah evinden çıktığında işine gidemeyecek, akşam evine dönemeyecek. Yüzlerce öğrencimiz okula gidemeyecek, aileler çocuklarını kreşe götüremeyecek. Hastalar hastaneye gidemeyecek. Üstelik kışın en soğuk günlerindeyiz ve yaşlılar, hastalar için bu durum kabul edilebilir değildir. İnsanlar sevdiklerine kavuşamayacaklar. Bu durumun çözüme kavuşturulması gereklidir.”

“ASGARİ ÜCRET 2.200 OLMALI”

Gazetecilerin bir sorusu üzerine yoksulluk sınırının 6 bin, açlık sınırının ise 2 bin lira olduğunu hatırlatan Beko, önümüzdeki hafta toplanacak olan Asgari Ücret Tespit Komisyonu içinde değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’de 10 milyon kişiyi yakından ilgilendiren bu ücretin belirlenirken, 1 kişinin hayat standartları üzerinden değerlendirme yapıldığını vurgulayan CHP’li Beko, “Sanki asgari ücretle çalışanların hepsi bekar yaşıyormuş gibi değerlendirme yapılıyor. Bu yanlıştır. Halbuki bu ücret belirlenirken her birinin ailesinin olduğunu hatırlayarak 4 kişi üzerinden değerlendirme yapılmalıdır. Bu yıl komisyona bir işçi arkadaşımızda katılacak olması doğru bir karardır. Ancak komisyonun Cumhurbaşkanlığı’na bağlanması hatadır. Asgari ücretle çalışan işçi arkadaşlarımızı, yaşarken öldürmek istemiyorsak, mutlaka asgari ücret en az 2 bin 200 lira olmalıdır” dedi.

AB ülkelerinde çalışan asgari ücretlilerin, Türkiye'de çalışan asgari ücretlilerden 2,5 kat daha fazla alım gücüne sahip olduğuna da dikkat çeken Beko, Türkiye’nin OECD ülkelerinin en iyi asgari ücrete sahip olduğunun da gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

Editör: Haber Merkezi