AKP'lilerin mecliste yaşananlar konusunda “dürüst” açıklamalar yapmadığını belirten Özuslu, kamuoyuna şu açıklamayı yaptı:

“Dün İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin ağustos ayı son oturumunda yaşananlarla ilgili olarak AKP İl Başkanı ve AKP Grup Başkan Vekili’nin basına yaptığı açıklamalar, “yavuz hırsız ev sahibini bastırır” misalidir. Yaptıkları, bir bardak suda fırtına koparmak için mugalata yapmaktan başka bir şey değildir.

Meclis canlı olarak tüm İzmir haklı tarafından izlenmiştir ve kayıtları mevcuttur. İsteyen herkes kayıtlara bakabilir. AKP sözcüleri baktıkları zaman, hem yaptıklarından hem de iddia ettiklerinden utanç duyacaklardır.

Meclisin olağan gündem maddeleri tartışılırken, her zaman olduğu gibi AKP üyeleri, muhalefet ettikleri tüm maddelerde söz almışlar ve istedikleri kadar konuşmuşlardır. Meclisin gündem dışı konuşmalar bölümünde yaşananları, sanki gündem maddeleri konuşulurken söz hakları kısıtlanmış gibi ifade etmeleri, en hafif tabiriyle ‘dürüstlük’ değildir.

AKP Grup Başkan Vekili, basına verdiği mülakatta, ‘İzmir’in en önemli konularından biri olan ulaşım zammını tartıştık’ diyor. Yani bir konuyu tartıştığımızı kabul ediyor. CHP’li üyeler kendi aralarında tartışmadı herhalde bu konuyu. Kendisinin de ifade ettiği ilgili gündem maddelerinde AKP Grup Başkan Vekili’nin, AKP Sözcüsü’nün ve AKP üyelerin konuşmaları hiçbir şekilde engellenmemiş, konuşmalarına sınır konmamıştır. Aksine, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili olarak benim yaptığım konuşamaya defalarca AKP Grup Başkan Vekili, Grup Sözcüsü ve üyeler tarafından müdahale edilmiş ve konuşma insicamımı bozmaya çalışmışlardır.

AKP Grup Başkan Vekili, üslup ve nezaketten bahsediyor. Dönsün kayıtlara baksın. Cumhuriyet Halk Partili bir üye konuşurken, hemen yanında oturan Ak Partili üyenin “Terbiyesizler” diye bağırdığını biliyor. Bu durumda da hâlâ nezaketten söz edebilecek midir?

Meclis, belli usul ve yönetmeliklere göre yönetilir. AKP sözcüsünün keyfiyetine göre değil. Meclis yönetmeliğinde, ‘Ben istediğim kadar konuşurum’ diye bir keyfiyet de hak da yoktur. İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi de AKP sözcüsünün paşa gönlüne göre yönetilmez.

İlgili yönetmelik der ki: “Gündem dışı konuşma isteği, yazılı olarak başkana bildirilir. Söz verip vermemek ve söz verildiğinde süresini ve zamanını belirleme yetkisi başkana aittir.”

Böyle bir istek bildirilmemesine rağmen Meclis Başkan’ı Sayın Tunç Soyer söz vermiştir. Beş dakikanın sonunda da konuşmanın bir türlü bitmemesi üzerine birkaç kez, ‘Sözlerinizi toparlar mısınız’ demiştir. Buna mukabil AKP Sözcüsü, ‘Ben Ak Parti Grubu adına konuşuyorum. İstediğim kadar konuşurum, benim sözümü kesemezsiniz’ şeklinde bir keyfiyet beyan etmiştir. Usul, nezaket, demokratik tavır, hak ve hukuka saygı bunun neresindedir?

Mecliste düzeni sağlamakla görevli kişi, Meclis Başkanı yani Sayın Tunç Soyer’dir. Sayın Tunç Soyer’in kendilerini uyarmasından tabii ne olabilir? Herkes istediği kadar konuşursa meclis yönetilebilir mi? Buradan demokratik bir diyalog çıkması mümkün olabilir mi? Her üyenin hakkı hukuku bu şekilde davranılarak korunabilir mi? Bunu kamuoyunun ve İzmirlilerin takdirine bırakıyorum.

AKP'lilere bir tavsiyem var. İstedikleri kadar geriye dönsünler ve meclis tutanaklarını incelesinler. Bugün içinde oldukları meclis kadar demokratik bir meclisi, demokratik bir başkanı görebilecekler midir? Bizim ne demokrasiyi ne de nezaketi Akp'lilerden öğrenecek halimiz yok. Sayın Tunç Soyer’in nezaketi ve demokrasiye olan inancı tüm İzmir kamuoyu tarafından bilinmektedir. Biz Cumhuriyet Halk Partililer, demokrasiye olan bağlılığımızı koruyarak görevimizi yapmaya devam edeceğiz. AKP'lilerden de beklentimiz, bizim gösterdiğimiz demokratik tavır ve nezaketi göstermeleridir. Hiçbir şekilde meclisi terk edip demokrasi dışı bir tavra tevessül etmemeleridir.”

Editör: Haber Merkezi