KP Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında yarın gerçekleştirilecek Milli Güvenlik Kurulu (MGK) ve Bakanlar Kurulu toplantılarıyla ilgili "Yarın önce Cumhurbaşkanı'mızın başkanlığında MGK'yı topluyoruz. Arkasından yine Cumhurbaşkanı'mızın başkanlığında Bakanlar Kurulu'nu topluyoruz. Yarın bu yaşadığımız süreçlerle ilgili önemli kararlar alacağız. Artık kaybedecek zamanımız yok. Neyin, nasıl yapılması gerektiğini biliyoruz. Bu sorunlardan bir an önce kurtulmanın yolunun ne olduğunu biliyoruz. Yarını bekleyelim. Ülkemiz için çok güzel kararları vatandaşlarımızla paylaşacağız. Bir daha böyle olayların yaşanmaması için yüzde 1 bile risk alma ihtimalimiz yok. Bütün alanları yüzde 100 emniyete almamız gerekiyor. Bunun süreçleri başlattık" dedi.

‘MİLLET GÜCÜNÜ TANKTAN DEĞİL, HALKTAN ALMAKTADIR’

Türkiye'nin nasıl badireler atlattığını anlatan Başbakan Yıldırım, "Bir yanda paralel terör örgütü diğer yanda bölücü terör örgütü, işte onlar bu fırsatları değerlendirerek, bu büyük millete acı çektirebilirler ama bu milleti dize getiremezler. 15 Temmuz bir şeyi ortaya koymuştur. Tankın gücü, halkın gücünü yenememiştir. Bu millet gücünü tanktan değil, halktan almaktadır. Bugün eğer bu kürsüden sizlere hitap edebiliyorsam bu hiç kuşkusuz aziz şehitlerimizin ve yaralılarımızın sayesindedir. Eğer bugün Meclis'in kapıları açıksa eğer bugün TBMM dimdik ayaktaysa işte aziz milletimizin sokağa çıkan tankların önüne duran, kurşunlara karşı kafa atan, füzelerin önünü kesen bu aziz milletin sayesindedir. Bu aziz milleti dünya hayranlıkla izledi. Böyle bir millet, böyle cesur, kahraman bir milletin; bir evladı, bir ferdi olmaktan büyük gurur duyuyorum" diye konuştu.

‘HİÇBİR DARBE KÖKÜ DIŞARIDA, HOCA KILIKLI BİR HAİN TARAFINDAN YÖNETİLMEMİŞTİR’

Her darbenin bir cinayet olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Milletimiz asırlardır devam eden kutlu yürüyüşü sırasında defalarca ihanetlere şahit oldu. İnsan görünümündeki caniler, sadık görünümlü hainler, itaatkar görünümlü isyankarlar, sinsice fırsat kollayıp bu milleti arkasından hançerlemek istediler. 15 Temmuz cumayı cumartesiye bağlayan gece bu büyük ihanetlerden birinin emri verildi. İstisnasız her darbe kötüdür. Her darbe cinayettir. Her darbe milli iradeye karşı ihanettir. Ancak siyasi tarihimizde hiçbir darbe girişimi 15 Temmuz'daki kadar kötü ve alçakça olmamıştır. Hiçbir darbe kökü dışarıda, hoca kılıklı bir hain tarafından yönetilmemiştir. Hiçbir darbe halkına karşı silah çekmemiştir. Hiçbir darbe havadan halkını bombalamamıştır. Tanklarla insanını ezmemiştir. Hiçbir darbe TBMM'ye bomba yağdırmamıştır. Bu Gazi Meclis 1920'den beri birçok darbeye şahit olmuş ama hiçbirinde de bu Meclis'in iradesine, istiklaline karşı bir taarruz olmamıştır. Ancak bu darbeciler bunu da yaptılar. Bunların hiçbir kutsalı yok. Bunlar hiçbir durakta beklemezler. Bunların amacı hedefe ulaşmak için her şey mübahtır" dedi.

‘EY FETÖ'NÜN HAİNLERİ, SİZ BİZİ KORKAR, SİNER, KAÇAR MI SANDINIZ?’

Başbakan Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın askeri darbe girişiminden çekinmeyerek, 15 Temmuz akşamı uçağa bindiğini ve halkla bir araya geldiğini şu sözlerle anlattı: "Kendilerine çok güvendiler. Birkaç saat içinde işi bitirecekler, ülkeyi ele geçirecekler. Uçaklarıyla, tanklarıyla, füzeleriyle, silahlarıyla bu aziz milleti sindireceklerini zannettiler. Ancak bir hesap hatası yaptılar. Öncelikle karşılarında bu yola beyaz kefeniyle çıkmış bir dünya liderinin, bir demokrasi kahramanının, milletinin, devletinin, ülkesinin yoluna başını koymuş Recep Tayyip Erdoğan'ın olduğunu hesap edemediler. O, gelecek olanlardan korkmadı. Uçağa binmekten korkmadı. Gözü dönmüş pilotların kumandasındaki jetlerden korkmadı. Havalimanı üzerinden uçan uçaklardan, yaklaşan tanklardan korkmadı. Kefenimi giydim geliyorum, dedi. En modern silahlara meydan okuyarak halkıyla kucaklaştı. Darbecilerin hesap edemedikleri bir nokta daha vardı. Karşılarında zoru görünce ceketini alıp gidecek, sinecek, saklanacak, kaçacak bir Başbakan da yoktu. Ey FETÖ'nün hainleri, siz bizi ne sandınız? Siz bizi korkar, siner, kaçar mı sandınız? Bizim Allah'a bir can borcumuz var. Ne zaman, nerede dilerse o borcu ödemeye hazırız. Biz ölümü içinde öldürmüş insanlarız. Tanklarınızdan, toplarınızdan, uçaklarınızdan mı korkutacaksınız? Dün korkmadık. Bilin ki yarın da öbür gün de can borcunu teslim edinceye kadar da asla korkmayacağız"

MUHALEFET PARTİLERİNE TEŞEKKÜR

Muhalefet partisi liderlerine desteklerinden dolayı teşekkür eden Yıldırım, "Bombalar altında Meclis'i çalıştırdığınız için sizi tebrik ediyorum. Milli iradeye sahip çıktığınız için sizlerle gurur duyuyorum. Bir kez daha bütün Meclis grubumuza, birlikte darbeye karşı çıkan, 15 Temmuz gecesi Meclis'e gelen, hep birlikte sabaha kadar sizlerle direnen CHP ve MHP vekillerini de kutluyorum. Darbeye karşı bildiriye imza atan HDP'ye de teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.

‘KAVGA EDECEK AZ, BİRLEŞECEK ÇOK NEDENİMİZ VAR’

Konuşmasında birlik mesajı veren Başbakan Yıldırım, beraberlik tablosunun devam ettirilmesinin önemine dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kendisine bu süreçte verdiği destek ve dayanışmadan dolayı teşekkür ettim. Grup toplantımızdan sonra da MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli ile bir araya gelerek, bizzat teşekkürlerimi ileteceğim. Bugün beraber olmanın, dayanışma içinde olmanın ne kadar önem gösterdiğini bütün milletimiz biliyor. Millet, milli irade konu olunca, devletimizin bekası konu olunca nasıl kenetlendiğimizi bütün dünya gördü. Milletimizin özlediği, görmek istediği tablo budur. Kavga edecek, çatışacak, didişecek az şeyimiz var. Ama paylaşacak, birleşecek, gücümüzü ülkemizin geleceği için bir araya getirecek çok nedenimiz var. İnşallah bundan böyle başta terör ve ekonomi olmak üzere siyaset üstü konularda birlikte hareket etmek için AK Parti grubu, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak kapılarımızı sonuna kadar açık tutacağız"

‘BU ÖRGÜTÜN 80'LERDEN İTİBAREN TSK İÇİNDE YAPILANMA BAŞLATTIĞINI BİLİYORUZ’

Askeri darbe girişimini gerçekleştirenler konusunda hiçbir tereddütün olmadığını vurgulayan Yıldırım, "Bu alçakça, canice darbe girişiminin kaynağı konusunda zerre kadar tereddütümüz yok. Ayna gibi ortadadır. Kimin yaptığını kimin tertiplediğini kimin yönettiğini bütün ayrıntılarıyla biliyoruz. Paralel terör örgütünün 17-25 Aralık'ta başlayan süreçte her türlü ahlaksızlığı, her türlü kanun dışı yolları kullanarak hükümeti nasıl devirmeye çalıştığını hep beraber gördük. Bu örgütün 80'lerden itibaren TSK içinde yapılanma başlattığını da biliyoruz. Yargıda, emniyet içinde, diğer kurumlarda olduğu gibi Silahlı Kuvvetler içinde de bu yapının önemli bir konuma geldiğini biliyoruz" diye konuştu.

‘'NEDEN ÖNLEM ALMADINIZ?' DİYENLERE SÖYLÜYORUM...’

Askeri darbe girişimine ve bu girişimi gerçekleştirenlere karşı hükümete, neden önlem alınmadığı yönünde yapılan eleştirilere yanıt veren Yıldırım, "Bize diyorlar ki 'Neden önlem almadınız?' Ben de diyenlere şunu söylüyorum. Yıllardır verdiğimiz mücadelede neden bizi yalnız bıraktınız? Eğer bugünkü desteğiniz o gün de olsaydı belki bunları yaşamayacaktık. 17-25 Aralık bir darbe girişimi dediğimizde dudak bükülüyordu. Bu kadroları temizlemek istediğimizde önümüze bin bir engeller çıkarılıyordu. FETÖ'nün militanları içeride ve dışarıda açık-gizli eller tarafından korunuyordu. Ne diyelim. Bir musibet bin nasihatten evladır. Bugün istisnasız herkes, tüm dünya bunların ne kadar tehlikeli, silahlı bir örgüt olduğunu görmüştür" dedi.

‘ABD'YE ÇAĞRIMIZI YAPTIK, 4 TANE DOSYA GÖNDERİLDİ’

Fethullah Gülen'in iadesiyle ilgili Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti: "Cumhurbaşkanı'mız da bizzat ben de terörist başının iadesi için ABD'ye çağrımızı yaptık. Dosyamızı gönderdik. Adalet Bakanı, dosyayı gönderdi. 4 tane dosya gönderildi. Bize diyorlar ki 'Kanıt sunun'. Görünen köy kılavuz ister mi? Ama biz yine de istemedikleri kadar kanıtı onların önüne koyacağız ancak Amerikalı dostlarıma şunu buradan sormak istiyorum. 11 Eylül'de İkiz Kuleler aşağı indirildiğinde teröristleri isterken kanıt mı sordunuz? Bin Ladin için kanıt aramazken FETÖ için üstelik olay çok açıkken, kanıtlar zaten ortadayken neden ısrarla kanıt istiyorsunuz? Bu caniyi, bu haini, bu terörist başını artık daha fazla korumayın. Vazgeçin. Bunun size de faydası yok. İnsanlığa, İslamiyet’e faydası yok. Hiç kimse kusura bakmasın, bu paralel terör örgütü artık hiçbir ülke için elverişli bir maşa değildir. Hiç boşuna ekmek, su vermeyin. Boşuna beslemeyin, külfet çekmeyin. Jiletle kazır gibi bunların kökünü kazıyacağız. Öyle bir kazıyacağız ki değil paralel terör örgütünün haşhaşileri hiçbir hain, gizli terör örgütü, bölücü terör örgütü bir daha bu aziz millete, bu büyük devlete, Türkiye'ye ihanet etme cesaretini gösteremeyecek"

‘DARBEDEN MEDET UMAN KİM VARSA GEREKEN CEVABI ALACAK’

Avrupa ülkelerine de seslenen Başbakan Yıldırım, "Darbe karşıtı duruşlarını takdirle karşıladık. Bunun için teşekkür ediyoruz. Ancak darbeyi kınadıktan sonra kullandıkları 'ama' diye başlayan cümlelerden hiç de hoşlanmadık. Biz 30 canımızı verdik. 2 bine yakın yaralımız var. Yüreğimiz yanıyor. Halk sokaklarda bombalandı, kurşunlandı. Bizimle darbeyle, terörle mücadelemizi kesintiye uğratacak hiçbir yaklaşımı asla ve asla iyi niyetli olarak göremeyiz. 'Terörle mücadeleyi gevşetin, onlara daha müşfik davranın, kurşun atıyorsa siz gül uzatın'. Bunu mu istiyorsunuz bizden? Darbeden medet uman, darbe sonrasını hayal eden kim varsa gereken cevabı alacaktır. Hiç kimsenin şüphesi olmasın" ifadelerini kullandı.

‘O MEHMETÇİKLERE YANLIŞ HAREKET İÇİNDE BULUNANLAR VARSA GEREĞİ YAPILACAK’

Askeri darbe girişimine yönelik yargılamaların hukuk çerçevesinde yapıldığını vurgulayan Başbakan Yıldırım, "Bütün dünya bilsin. Gözaltılar, sorgulamalar, tutuklamalar noktasına Türkiye bir hukuk devletidir. Hukuk devletine yaraşır şekilde bütün çalışmalar yapılacak. Doğruyla yanlış birbirine karıştırılmayacak. Duygularımızla değil, aklımızla hareket edeceğiz. Adaletin, hukukun kurallarıyla hareket edeceğiz. Öfkeyle, acıyla birtakım uygunsuz davranışlara tevessül edenler de şunu bilsin. Bizi karşılarında bulurlar. Darbeye karşı geleceğim diye aldığı emri uygulamaktan başka bir görevi olmayan o mehmetçiklere eğer yanlış hareket içinde bulunanlar varsa onun da gereği yapılacak. Hiçbir şekilde bir yanlış diğer yanlışla düzeltilmez. Yanlış, yanlıştır. Kimden gelirse yanlıştır" diye konuştu.

‘PROVOKASYONLARA DİKKAT EDELİM’

Destek için meydanlara inen vatandaşlardan provokasyonlara karşı dikkat etmelerini isteyen Yıldırım, "Provokasyonlara dikkat edelim. Milletimiz sokaklarda. Akşam demokrasi nöbetleri tutuyoruz. Ama burada provokasyon riskine karşı bütün vatandaşlarımızı uyarıyoruz. Gün ayrışma değil, birleşme günüdür. Bir olacağız, beraber hareket edeceğiz. Kılığımıza, kıyafetimize, göz rengimize bakmayacağız; saçımızın rengine bakmayacağız. Bunların hepsi farklı olabilir. Bu bizim kararımız değil ama farklı olmayan tek şeyimiz var. Gözlerimizden akan yaşlardır. Onun için acıda da sevinçte de hep beraber olacağız. Birbirimizi kucaklayacağız" dedi.

‘BAŞARIYLA GERÇEKLEŞSEYDİ TÜRKİYE BUGÜN KARANLIK DİKTA ÜLKESİ OLACAKTI’

Darbe girişiminde bulunanların en ağır cezayla cezalandırılacağını belirten Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu: "Eğer 15 Temmuz darbesi onlar adına başarıyla gerçekleşseydi Türkiye bugün karanlık bir dikta ülkesi olacaktı. Ama darbeyi bu millet önledi. Türkiye hukuktan, demokrasiden bir milim bile taviz vermedi. Yoluna devam edecek. Darbecilerin yargılanması, cezalandırılması konusunda da vatandaşlarım rahat olsun. Öyle zannediyorum ki bu canice girişime mevcut olan en ağır ceza verilecektir. Mevcut yetmiyorsa milletim rahat olsun, gerekli düzenlemeyi yapmaktan da imtina etmeyeceğiz. Milletin mesajı başımızın üstündedir. Bağımsız mahkemelerimiz suçluyla suçsuzu birbirinden ayırarak adaletin tecellisini mutlaka sağlayacak"

‘MİLLETİMİZİN EKONOMİK BEDEL ÖDEMESİNİN ÖNÜNE GEÇECEĞİZ’

Her darbenin sosyal ve ekonomik hayata da darbe vurduğuna değinen Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Darbe girişiminde de çok hızlı bir şekilde toparlanacağız. Milletimizin ekonomik bir bedel ödemesinin önüne geçeceğiz. Bütün kurumlarımız ayaktadır. İşlerinin başındadır. Ekonominin tüm araçları, piyasalar, bankalar açıktır. İşlerini serbestçe, özgürce yapmaktadır. Bu paralel terör örgütü darbede başarılı olamayınca 'Türkiye artık normal bir ülke değildir. Para göndermeyin, ticaret yapmayın' diye propagandaya başladı. Ama milletimiz ekonomi alanında da piyasada da ülkesine sahip çıktı. Götürdü milyarları bulan dövizini bozdurdu, bankalara yatırdı. Bu aziz milletin önünde şapka çıkartılır. Vatanseverlik budur"

‘BU DURUŞU MUHAFAZA ETMEK İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ’

Siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına ve medya kuruluşlarına bu süreçte göstermiş olduğu tutumlarından dolayı teşekkür eden Yıldırım, "Sayın Cumhurbaşkanı'mız bu darbe girişimiyle ilgili olarak bu Allah'ın lütfudur, dedi. Evet, Allah şerleri hayra tebdil eder. Büyük sıkıntı yaşadık. Büyük badire atlattık. Ama şimdi bunu ülkemiz, demokrasimiz, geleceğimiz için bir fırsata çevireceğiz. Daha ilk andan itibaren 79 milyon birbirine kenetlendi. Bu duruşu muhafaza etmek için elimizden geleni yapacağız. Medya kuruluşlarımız bu süreçte çok güzel bir sınav verdi. Aynı sağduyulu davranışı bundan sonra da devam ettireceklerine inanıyorum. Bütün yazılı, görsel medya kuruluşlarımıza, basın emekçilerimize çok teşekkür ediyorum. Partilerimiz keza çok güzel duruş sergiledi. Birlik, beraberlik, dayanışma ruhu en üst düzeye çıktı. Bu güzel iş birliğinin bundan sonra da ülkemizin büyümesi, gelişmesi için devam ettirmemiz hayati öneme sahip. İçindeki hainleri temizlemiş şekilde Türkiye, inşallah yeni bir sürece girmiştir. Göreceksiniz. Bölücü terör örgütüyle mücadele daha da etkin bir sonuçla devam edecek. İç tartışmalarla enerjimizi tüketmeyecek, artık ülkemizin aydınlık geleceğine yoğunlaşacağız. Dostlukları artıracağız, düşmanlıkları azaltacağız. Bunu hem dışarıda yapıyoruz hem de içeride yapacağız" diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın karşısındaki ormanlığın 'Demokrasi Şehitler Parkı' olarak ilan edildiğini açıklayan Başbakan Yıldırım, "15 Temmuz Demokrasi Bayramımız mübarek olsun. Beştepe'de Jandarma Genel Komutanlığı'ndan silahlarla, havadan helikopterle ateş edip insanlarımızı şehit eden, Külliye'nin karşısındaki ormanlığı da 'Demokrasi Şehitler Parkı' olarak ilan ediyoruz. Artık 15 Temmuz Şehitler Gününü orada kutlayacağız. Unutturmayacağız" dedi.

‘ÖNEMLİ KARARLAR ALACAĞIZ’

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığında yarın gerçekleştirilecek Milli Güvenlik Kurulu ve Bakanlar Kurulu toplantılarının ardından yapılacak açıklamalara dikkat çeken Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu: "Yarın önce Cumhurbaşkanı'mızın başkanlığında MGK'yı topluyoruz. Arkasından yine Cumhurbaşkanı'mızın başkanlığında Bakanlar Kurulu'nu topluyoruz. Yarın bu yaşadığımız süreçlerle ilgili önemli kararlar alacağız. Artık kaybedecek zamanımız yok. Neyin, nasıl yapılması gerektiğini biliyoruz. Bu sorunlardan bir an önce kurtulmanın yolunun ne olduğunu biliyoruz. Yarını bekleyelim. Ülkemiz için çok güzel kararları vatandaşlarımızla paylaşacağız. Bir daha böyle olayların yaşanmaması için yüzde 1 bile risk alma ihtimalimiz yok. Bütün alanları yüzde 100 emniyete almamız gerekiyor. Bunun süreçleri başlattık" (DHA)

Editör: Haber Merkezi