İzmir Barosu tarafından düzenlenen basın açıklamasında çok sayıda avukat ve baro başkanı avukat Aydın Özcan yer aldı. 

Aydın Özcan'ın okuduğu basın açıklamasında, iktidarın,15 Temmuz darbe girişiminin ardından, terörle mücadele için ilan edilen olağanüstü halin kapsamına girmeyen olaylar hakkında hukuksal ve anayasal her türlü denetimden uzak bir şekilde KHK ile düzenlemeler getirmesi hukuk devleti açısından son derecede tehlikeli bir gelişme olarak değerlendirildi.

KHK ile Bakanlar Kurulu'nun TBMM’nin yerini aldığına dikkat çeken Özcan, "696 KHK’nin 98. Maddesi CMK’nun 280.maddesini değiştirdiğini ve böylece istinaf mahkemesinin yapacağı yargılama faaliyeti, yargılamanın asıl yapıldığı yer olan ilk derece mahkemesindeki yargılamayı tümü ile önemsiz ve etkisiz hale getirecektir" dedi.

"ADİL YARGILANMA VE SAVUNMA HAKKI İHLAL EDİLİYOR"

696 sayılı KHK’nın 96. maddesiyle getirilen zorunlu müdafinin duruşmaya hiç gelmemiş olması halinde de yargılamaya devam edileceğine ilişkin düzenlemenin Anayasa ve AİHS’inde yer alan adil yargılanma hakkını açıkça ihlal edeceğini ifade eden Aydın Özcan, KHK’nın 97. maddesiyle delillerin sanığın yüzüne “okunması” değil “anlatılması” esası getirilmesine de açıklık getirdi. Buna göre, deliller tümü ile okunmadan ve böylece duruşmada sözlülük ve yüze karşılık ilkeleri tümü ile sağlanmadan sadece delillerin “anlatılması” ile yetinilmesinin adil yargılanma, silahların eşitliği ve savunma hakkını ihlal edeceğini söyledi.

"KHK BAZI SİVİL GÜÇLERE SUÇ İŞLEME ÖZGÜRLÜĞÜ GETİREBİLİR"

Yeni KHK'da yer alan ve toplumda 'iç savaş' endişesi yaratan KHK’nin 121. maddesi olan “darbe girişimi ve terör eylemlerinin bastırılması için hareket ettiği ileri sürülen sivillere cezai sorumsuzluk” getirilmesine de değinen Özcan, "iktidar, bu maddenin 15 Temmuz darbecilerine karşı mücadele eden sivilleri korumak için çıkarıldığını ifade etmektedir. Ancak “ terör eylemlerinin bastırılması…” cümlesi dünden daha çok bugün ve gelecekle ilgili eylemleri hedeflemektedir. Böylece günümüzde ya da gelecekte her terör eyleminin bastırılmasında sivillerin şiddete başvurmasına imkan sağlanmakta ve suçsuzlukları ilan edilmektedir. Düzenleme açıkça Anayasa’ya aykırılık içermektedir. Anayasa’mıza göre genel af ancak TBMM üye tamsayısının 3/5 çoğunluğu ile kabul edilebilir.KHK’de ortadan kalkan suçun tarih ve zamanı açıkça belirtilmemiştir. Bu husus mahkemenin takdirine bırakılmıştır. Bugünkü yargı, düzenlemenin içeriğine bakarak affı en geniş anlamda uygulayabilir. Bu karar bazı sivil güçlere suç işleme özgürlüğü getirebilir." dedi.

"MİLLİ İRADE YOK SAYILIYOR"

OHAL’le ilgili olmayan 696 sayılı KHK ile milli irade bir kez daha yok sayıldığını söyleyen Özcan, açıklamasına "Bu yapılan düzenlemelerle henüz mahkeme kararı ile suçlu olduğu kesinleşmeyen insanların cezalandırılması yanı sıra, devletin ve güvenlik güçlerinin keyfi uygulamalarla sivillerin denetimine bırakılması sonucunda toplum büyük zarar görecektir.  Devletin ve güvenlik güçlerinin yetkileri hiçbir şekilde sivillere devir edilemez. Bu uygulama toplum içinde infial oluşturacak eylemlere varacak sonuçlar doğuracaktır.  Kendi kişisel çıkarlarını korumak amacı ile bu düzenlemeden faydalanacak birçok kişi olacaktır. Bu süreç sonunda verilecek hükümlerin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nce hak ihlali olarak yorumlanacağı da açıktır. 

Avukatların ortak çıkarlarını, mesleki geleceklerini güvence altına alma, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmanın yanı sıra "insan haklarını savunmak ve korumak" görevi de üstlenen İzmir Barosu temel hak ve özgürlüklere yönelik ciddi kısıtlamalar içeren KHK’lerle ilgili ortaya çıkabilecek hak ihlallerine karşı, özellikle savunma hakkına yönelik kısıtlamalara karşı, hukuktan aldığı güçle mücadele edecektir.

İzmir Barosu olarak çağrımızı yineliyoruz; olağan bir yönetim biçimine dönüşen OHAL derhal sonlandırılmalı, tatilde olan Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanmalı, konu milli bir mesele olarak ele alınarak Türkiye Cumhuriyetinin temel nitelikleri korunmalıdır." diyerek son verdi. 

Editör: Haber Merkezi