İZ GAZETE - İzmir Barosu'nun yaptığı yazılı açıklamada, siyasal iktidarın, Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasal niteliklerini görmezden gelmeye yönelik son dönem uygulamalarının kamuoyunda ciddi endişe yarattığına dikkat çekildi.

KADIN HAKLARINDA GERİ DÖNÜŞ YAŞANIYOR

'Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Tasarısı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Boşanma Komisyonu’nun daha önce yayınladığı ve kadın haklarında geriye dönüşü sergileyen rapor hedeflenen toplumsal dönüşümü açıkça gözler önüne sermektedir ve bunu kabul etmemiz mümkün değildir.' denilen açıklamada söz konusu kanun tasarısının, müftülüklere nikâh kıyma yetkisi vermekte ayrıca sağlık personelinin takibi dışında doğan çocukların nüfus müdürlüklerine doğum bildirimlerinin sözlü beyanla yapılma imkânı getirdiği belirtildi. Özellikle kız çocuklarının küçük yaşta evlendirilmelerinin önünü açacak, çocuklara yönelik cinsel suçlarda cezasızlığa neden olacak, “imam nikâhlı eş” olarak kadınların Türk Medeni Kanunu başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerinden yoksun bırakacak bu önerinin daha önce de ülke gündeme gelmiş ancak yoğun tepkiler nedeniyle geri çekildiği vurgulandı.

'DİNİ NİKAH ANAYASA'NIN ÖZÜNE AYKIRIDIR'

Açıklamada, 'Anayasamızın 174/4. maddesiyle koruma altına alınmış olan, “Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyeti’nin lâiklik niteliğini koruma amacını güden” İnkılap Kanunları arasında “Türk Kanunu Medenisiyle kabul edilen, evlenme akdinin evlendirme memuru önünde yapılacağına dair medenî nikâh esası” sayılmaktadır. Şu halde; dini nikâhı resmileştiren düzenleme Anayasa'nın özüne aykırıdır.' denildi.

Anayasanın, müftülere evlilik yetkisi ile delinmek istendiğine dikkat çekilen açıklamada, yapılmak istenenin yurttaşların eşitliği, laik ve tek hukukun herkese uygulanacağı ilkelerinden vazgeçilmesine yol açacağı ve tartışmalarına neden olacağı vurgulandı.

KANUN TASARISI ÇAĞDAŞ KAZANIMLARDAN GERİYE DÖNÜŞTÜR

Açıklamada, 'Türkiye’nin “Laik Cumhuriyet” niteliği, bu düzenlemeyle aşındırılmaya ve zamanla kaldırılmasının olanağı haline getirilecektir. Milli egemenlik esası üzerine inşa edilen Cumhuriyet Türkiye’sinin, siyasî, sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan dayanak noktaları; felsefesi ve ruhu vardır. Bu kanun tasarısının daha da vahim ve ürkütücü unsuru ise Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesinden, Atatürk devrimlerinden, çağdaş kazanımlarından geriye dönüş anlamı taşımasıdır.

İzmir Barosu Başkanlığı olarak bu gerçekleri ve duyduğumuz derin kaygıyı toplumun tüm kesimlerinin dikkatine sunuyor, siyasal iktidarı toplumu ayrıştıran bu uygulama ve yasa çalışmalarına son vermeye ve bu Tasarı'nın bir daha gündeme getirilmemesini tüm siyasi partilerden talep ederiz.' ifadelerine yer verildi. 

Editör: Haber Merkezi