İZ GAZETE-  Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilen İzmir'in Karaburun ilçesine yeni yapılması öngörülen RES ve GES projelerini Meclis gündemine taşıyan TBMM Çevre Komisyonu CHP Gurup Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, 2000-2019 yıllarında enerji kaynak kullanımında yenilenebilir enerji kaynaklarının yaklaşık yüzde 14 oranında arttığına dikkat çekerek, "Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımındaki bu artışta ise rüzgâr enerjisi kullanımının yıllara göre değişiminde üstel bir artış göze çarpmaktadır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre; Türkiye'nin elektrik kurulu gücü Mart sonu itibarıyla 100 bin 334 MW'a, rüzgar enerjisi kurulu gücü ise 10 bin 861 MW'a ulaşmış, rüzgar enerjisinin elektrik kurulu gücündeki payı da yüzde 10,8 olmuştur. Türkiye, rüzgar enerjisinde 48 ilde bulunan santrallarla I I bin MW'a yaklaşan kapasiteye sahip olup, en yüksek kapasiteli, yani rüzgardan en çok elektrik üreten kent ise İzmir'dir" dedi.

ÜLKEDE HER 100 RES'TEN 3'Ü KARABURUN'DA

Ağırlıklı olarak lisanslı santrallerin bulunduğu Türkiye'de, 1728,3 MW'la ilk sırada yer alan İzmir'in, aynı zamanda, rüzgar enerjisi kurulu gücünün yüzde 65'ine hizmet verebilecek bir konumda olduğunu vurgulayan Bakan, Karaburun ilçesindeki Rüzgar Enerji Santrali(RES)nin kurulu gücünün yaklaşık yüzde 20'sine ev sahipliği yaptığını, İzmir'de bulunan her 5 RES'ten biri, Türkiye'de kurulu bulunan her 100 RES'ten 3'ünün Karaburun'da olduğuna dikkat çekti.

ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ

14 Mart 2019 yılında Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilen Karaburun'da RES tahsisi yapılan proje sahalarının yarımada yüzölçümünün yüzde 71'ine karşılık geldiğini belirten CHP'li Bakan, RES'lerin lisans ve ÇED olumlu kararları defalarca iptal edilmesine rağmen, Bakanlıkların izni ile faaliyetlerin devam ettiğini söyledi. İnşaat faaliyetleri çok sınırlı şekilde yürütülen yarımada da, mera alanında bulunan yaklaşık 120 hektarlık sahanın Rüzgâr ve Güneş enerjisi yatırımcılarına tahsis edildiği bilgisini aktardı. "Hibrit Santral” olarak adlandırılan projeler ile mevcut lisanlı RES sahalarında aynı zamanda GES'lerin de inşa edilebileceğini belirten CHP’li Bakan, "Santrallerin yasal olarak öngörülmüş yerleşim alanlarına yaklaşım mesafelerinin hiçe sayıldığına dikkat çekmek gerekmektedir. Zira Karaburun köy meydanına yüz metreden az mesafede RES görmek mümkün hale gelmiştir. Gerek ses gerekse gölgelenme etkileri nedeniyle hayvanların üreme ve yemlenme düzenlerinin bozulduğu, hibrit projeler ile RES'lerin olduğu arazileri sınırlı da olsa mera alanı olarak kullanan Karaburunlu besicilerimiz ve üreticilerimizin mağduriyet yaşayacağı da ortadadır" uyarısında bulundu.

SANTRAL İSTİLASINA İZİN VERİLMEMELİ

Yenilenebilir, doğa dostu enerjinin yaygınlaşmasının önemine değinen Bakan, santrallerin ekosistemi bozmadan ve bölge halkının yaşamını etkilemeden yapılması gerektiğini vurgulayan Bakan, 15'i Endemik 76'sı tıbbi olmak üzere 384 bitki türünün olduğu, bir vaşak türü olan karakulaklara, su samurlarına, tilkilere, ada martılarına ve 25 bin keçiye yuva olan Karaburun'un istila edilmesine, santrallere boğulmasına izin verilmemesini istedi.

CHP'nin Bakan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'a şu soruları yöneltti:

KORUMA ALTINDAKİ KARABURUN'A RES, GES İZNİ NASIL VERİLİYOR?

Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilen Karaburun'da bilim insanlarının flora ve fauna ile ilgili tespit çalışmaları ve raporlamaları devam ederken söz konusu bölgede yeni enerji projeleri için ÇED yapılmasını nasıl açıklıyorsunuz?

Karaburun'un doğasının ve ekosisteminin korunması, Karaburun halkının yaşamının ve geçim kaynaklarının olumsuz etkilenmesini engellemek için Bakanlığınız, ilgili bakanlıklarla da koordineli olarak hangi tedbirleri alacak, hangi adımları atacaktır?

Dünyadaki örneklerine bakarak, flora ve fauna çeşitliliği, jeolojik yapısı bakımından benzer durumdaki özel çevre koruma bölgelerinde ve milli parklarda RES ve GES yatırımları yapılması mümkün müdür? Örneğin; ABD'deki Yellowstone Milli Parkı'nda RES ve GES yapılması mümkün müdür? Değilse, neden ülkemizin bu ve benzeri özelliklere sahip bölgelerinde enerji yatırımlarına izin verilmektedir?

Söz konusu santrallerin bu kadar dar bir bölgede, bölge halkını ve yaşadıkları çevreyi boğacak düzeyde, birbirine çok yakın yapılmasının ekosisteme olan olumsuz etkileri hakkında bir çalışma yapılmış mıdır? Yapıldıysa detayı nedir? Yapılmadıysa gerekçesi nedir?

Söz konusu santrallerin, bölgeye olan toplam etkisini ortaya koyan bir çalışma yapılmış mıdır? Yapıldıysa detayı nedir? Yapılmadıysa gerekçesi nedir?

Söz konusu projelerin sadece enerji açısından değil çevre ve halk sağlığı açısından değerlendirmesi yapılmış mıdır? Yapıldıysa detayı nedir? Yapılmadıysa gerekçesi nedir?

Büyük bir bölgeyi etkileyecek konularda sadece kamu kurumlarının kararı yeterli değildir. Söz konusu projelerin etkisini günlük hayatlarında her gün hissedecek olan yöre sakinleri başta olmak üzere, coğrafyayı bilen sivil toplum örgütleri ve odalar sürece ne kadar dahil edilmektedir?


 

Editör: Haber Merkezi