CENGİZ ALDEMİR / İZ GAZETE - Tarımda yaşanan sorunların saptanması ve çözümü için etkin ve kalıcı politikaların oluşturulmasının önemine değinen Arslan, “Tarım alanlarının 2002-2018 döneminde 16 yılda 2,5 milyon hektar azalmıştır” dedi. Türkiye’nin tarımda yeniden kendi kendine yetebilen, dünya ile rekabet edebilen bir ülke haline gelmesi gerektiğinin altı çizen Arslan, aynı dönemde patateste yüzde 13, kuru fasulyede yüzde 12, mercimekte yüzde 38 üretim düşüşü yaşandığına dikkat çekti.

İZMİR'İN İKİ KATI ARAZİ KAYBETTİK

İz gazeteye konuşan Arslan, Türkiye’yi ayağa kaldırmak için tarım ve hayvancılık alanında harekete geçilmesinin önemine vurgu yaptı. Arslan, "İzmir’in Yüzölçümünün İki Katından Fazla Tarım Alanını Kaybettik. Tarım; gıda gereksinimini karşılayan, sanayiye ham madde sağlayan, istihdam yaratan, yarattığı katma değer ile genel ekonomiyi etkileyen stratejik bir sektördür. Süründürülebilir tarımsal üretim, yeterli ve sağlıklı gıdaya erişim günümüzün en önemli sorunlarından biri. Ülkemizde tarım sektörü, iklim değişikliği, parçalanmış arazi yapısı, düşen üretim, azalan verim, yaşlanan tarım nüfusu gibi birçok yapısal sorunla karşı karşıyayız. Son yıllarda önemli oranda artan ve kronikleşen bu yapısal sorunlar nedeniyle dünya piyasalarında önemli paya sahip olduğumuz çok sayıda üründe ithalatçı konuma düşerken, tarımda her geçen yıl dışa bağımlılığımız katlanarak artmakta" eleştirisinde bulundu. Tarım arazilerindeki kayba vurgu yapar Arslan, “Türkiye’nin 2002 yılında 70 milyon 500 bin olan nüfusu, 2018 yılında yüzde 14 artarak 82 milyona yükselirken bu dönemde ekilebilir alanlar 17,9 milyon hektardan 15,4 milyon hektara geriledi, yani 2,5 milyon hektarlık bir azalma söz konusu. Diğer bir ifade ile İzmir’in iki katından fazla bir tarım alanını kaybettik" diye konuştu.

TARIMDA BİTİŞ İSTATİSTİKLERİ

AKP iktidarları döneminde tarımdaki kötü gidişi istatistik bilgilerle paylaşan Arslan, "2005 yılı baz alındığında buğday üretiminde yaklaşık 1 milyon ton azalma var. Türkiye, Ekim 2019 itibariyle yani bu yılın ilk on ayında buğday ithalatına 1 milyar 300 milyon ödedi. 2002-2018 döneminde patates üretimi yüzde 13, kuru fasulye yüzde 12, mercimek üretimi ise yüzde 38 azaldı. Dünyada üretiminin yüzde 70’ine sahip olduğumuz fındıkta ise yüzde 14 düştü.2002-2018 döneminde tarımın Gayrisafi Yurtiçi Hasıla içindeki payı yüzde 10’lardan 6’lara düştü. Tarımsal istihdamın ağırlığı ise aynı dönemde yüzde 31’den yüzde 18’lere doğru geriledi. Tarımda çalışan nüfus oldukça yaşlı bir nüfus ve yaş ortalaması 55’in üzerine çıktı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) verileri aslında problemin kaynaklarına ilişkin önemli bilgileri bizlere veriyor. TÜİK verileri ne diyor. Türkiye’de çiftçi sayısı son 10 yılda yüzde 38 azaldı diyor. SGK verileri de kayıtlı çiftçi sayısının her yıl giderek nasıl azaldığını gösteriyor. Özellikle son 8 yılda düzenli ve ciddi bir düşüş söz konusu. 2008’de 1 milyon 127 bin olan çiftçi sayısı 2018’de 697 bine düştü. Bu veriler 2008’den bu yana 430 bin çiftçinin üretimden çekildiğini gösteriyor. Yine TÜİK verilerine göre tarım sektöründe istihdam edilen kişi sayısı ise 2002’de 7 milyon 458 bin kişiyken, 2018 Şubat ayı itibariyle 4 milyon 983 bindir. Son 16 yılda tarım sektöründe istihdam edilen kişi sayısı yüzde 33 azalmıştır. Bunlar tarımın nasıl bitirildiğinin istatistik verileridir. Tarım biterse ülke çöker” uyarısında bulundu.

AKP’nin çiftçiyi çoktan unuttuğunu, çarşı pazardan haberlerinin olmadığını kaydeden Arslan, çözümün CHP iktidarında olduğunu sözlerine ekledi.

Editör: Haber Merkezi