Cengiz Aldemir/ANKARA - Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda konuşan Ednan Arslan İzmir’de yaşanan depremle felaketin eşiğinden dönüldüğünü, devletin tüm kurumları, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerle beraber iyi bir dayanışma örneği verildiğini söyledi.

BAKANLIK ORTA HASARLI BİNAYI GÜÇLENDİREMİYOR

Hasarlı bina tanımının doğru olmadığını, kaldırılması gerektiği görüşünü savunan Arslan, hasarlı binaların güçlendirilmesinin nasıl olacağı sorusun Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a yönelterek, “ Orta hasarlı binalarda bu güçlendirme işinin ben çok da sağlıklı bir şey olduğunu düşünmüyorum. Orta hasarlı binayı biz ne kadar güçlendirirsek güçlendirelim asla onun hasarını sıfırlayamayız. Sağlık Bakanlığımıza, “İzmir’deki hastanelerin ne kadarı depreme dayanıklı ne kadarı dayanıksız? Soruma. Gelen cevapta, “İlimizde yapılan değerlendirmelerde, güçlendirme maliyetlerinin ekonomik olmaması nedeniyle yeni bina yapımına gidilmemektedir.” Diyor. Yani Bakanlığımız bile orta hasarlı ya da depreme dayanıksız binaları güçlendiremiyor, ya vatandaş nasıl güçlendirecek? Komşuluk ilişkilerini zedeliyor. Kafa kargaşası var “O binada bir daha yaşamak istemiyorum.” diyen var, işin psikolojik boyutu var yani bu orta hasarlı bina tanımını bence kaldırmak lazım. Hasarsızlara söyleyelim, vatandaşlarımız gitsinler, gönül rahatlığı içinde otursunlar ama orta hasarlı, ağır hasarlı… Zaten ağır hasarlıda oturamıyorlar ama yani bu orta hasarlı tanımını da kaldırıp bu işi ağır hasarlı ya da hasarlı şeklinde çevirip çözmek lazım” önerisinde bulundu.

YAPI DENETİM ŞİRKETLERİ DENETLENSİN

Depremle ortaya 647 tane ağır hasarlı, acil yıkılacak ve yıkık binanın yanı sıra 676 tane de orta hasarlı binanın olduğunu yaklaşık 13-14 bin konut ihtiyacının ortaya çıktığı tespitini yapan CHP’li Arslan, bunu vatandaşın insiyatifiyle değil devlet olarak çözülmesi gerektiğini söyledi. Vatandaşın yapması durumunda büyük sıkıntılar yaşayabileceğini belirten Arslan, yapı denetim güvenliğindeki olumsuzluklara işaret ederek, “Vatandaşa cazip birtakım finans modelleri sunalım yani onlar finans modelleriyle bu işleri çözsünler. Sayın Bakanım, güzel bir şeydi: “Yapı denetim şirketlerinin olduğu binalar da sınıfı geçti.” ama ben yapı denetim şirketlerinin de denetlenmesinden yanayım. Neden yapı denetim şirketleri denetlensin? Ya, yapı denetim şirketinin kapısından içeriye bir girdiğimizde, orada bir eleman var; vallahi çaycı da o, sekreter de o, mimar da o, inşaat mühendisi de o. Önüne bir kutu içine kaşeleri koymuş, gelen projelerin üstüne basıp basıp geçiyorlar. Zaten denetçi ve yardımcı kontrol elemanı var burada yapı denetimde çalışan. Yardımcı kontrol elemanı, çok az bir paraya oraya gelip çalışan yeni mezunlar. Denetçiler ise -zaten on iki yıllık mühendis değilseniz denetçi olamıyorsunuz- artık emeklilik çağına gelmiş büyüklerimiz, saygı duymak lazım birikimlerine ama evden idare ediyorlar bu işleri yani bunları düzeltmekte fayda var” uyarısında bulundu.

5 YILDA BİR KOLONLAR İNCELENMELİ

Ölümcül yıkımlara neden olan binalardaki kolon kesme konusuna dikkat çeken Arslan, beş yıl da bir iş yeri ruhsatlarını geri çağırıp, statik kontrollerinin yapılması gerektiğini belirterek, sıvı ve elektrik tesisatının incelendiği, enerji kimlik belgesindeki ısı yalıtımların incelendiği kaba yalıtım vizesine ihtiyaç olduğunun altını çizen Arslan, şu önerilerde bulundu: “ Kolon ve kirişlerde en büyük tahribat aslında o dönemde yapılıyor. Sıvayla kapatıldığı için biz onları göremiyoruz. İşte, sıvayla kapatılmadan önce biz bu tesisatları da elektrik ve sıvı tesisatlarını da bir an önce denetleyelim. Bir de sismik izolasyon ve izolatörlerin kullanılması var. Sağlık Bakanlığımızın bu konuda bir çalışması var. 100 ve üzeri hastanelerde, birinci ve ikinci derece deprem bölgelerinde var ama bunu daha çok kamu binalarına ve yüksek katlılara da zorunlu hâle getirme yönünde Meclisimiz bir çalışma yaparsa çok değerli ve kıymetli olacağını düşünüyorum.”

Editör: Haber Merkezi