Gizem Taban’ın sunduğu Z Raporu programının konuğu olan İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Bergama Belediyesi CHP Meclis üyesi Ali Bor oldu. Bor, belediyenin çalışmaları, Bergama’da yaşananlar ve deprem sonrası Büyükşehir’in kentsel dönüşüme dair izlediği yol haritası hakkında açıklamalarda bulundu. 

Bergama Belediyesi’nin 2019 seçimlerinden önce 10 yıl boyunca CHP’li bir belediye başkanı tarafından yönetildiğini söyleyen Bor, “Bu on yılda da birçok atılım ve proje yapılmıştı. Son 30 yılın 25 yılında sol görüşlü belediye başkanı tarafından yönetilmişti. 31 Mart seçimlerinden çıkan sonuca da saygı duymak lazım. Bergama’da çok dengeli bir siyasetin olduğu ilçemiz. Ufak bir oy farkıyla seçimi kazanamadık. Belediye başkanı değiştikten sonra neler değişti derseniz, seçimlerden sonra hızlı bir sendika değişimine zorlamalar oldu, değiştirmeyenlere mobbing uygulandı. Bundan bahsederken artık rahatsızlık duyuyoruz. Belediyeyi artık projeler ve yapılacaklar üzerinden eleştirmek istiyoruz” dedi.

‘DURAĞAN DEVAM EDEN BİR SÜREÇ VAR’
Bergama Belediyesi’nin 2021 bütçesinin oy birliği ile kabul edilmesi hakkında konuşan Bor, “2020’nin faaliyet raporunda da performans raporunda da ret oyu kullandık. Bütçe oy birliğiyle kabul edildi. Ana eleştiri noktamız çok basit; Bergama Belediyesi’nin faaliyet raporlarını incelediğimizde faaliyetler belediyecilik hizmetleri açısından yeterli değil. Eleştirimiz hep bu oldu. Çünkü belediyecilik açısından hep gelişmeye ihtiyacı var. Performans programını incelediğimizde önümüzdeki yıl için de bütçenin yeterli olmadığını gördük. Bütçede hatalı kalemler de vardı. Bütçede teknik bir hata olmadığı için olumlu oy verdik. Bergama Belediyesi’nde şu anda durağan devam eden bir süreç var. Bu döneme duraklama devri ya da aradaki bir boşluk da diyebiliriz. Şu anda projesine başlanan ve hepimizi heyecanlandıran Selinos Projesi var. Ama zaten Selinos bu dönemin projesi değil. Daha önceden projelendirilmiş ve başlamıştı. Bu tarz projeleri her zaman destekliyoruz.  Bergama’nın yararına olacak her şeyi destekliyoruz. Yararına değilse muhalefet ediyoruz” dedi.

 

‘SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUK’
Belediyenin borçları karşılığında SGK’ya devredilmesi gündeme gelen Tekstil Fabrikası’nın kent için önemli bir anlam ifade ettiğini söyleyen Bor, “Bergama’da Tekstil Fabrikası yapıldığı dönem ve sonrasında kent belleğine kazınmış bir mekân. Anıtlar Kurulu tarafından endüstri mirası olarak tescillenmiş bir yapı ve parsel. Burası tescillendikten sonra parselinde ifraz işlemi yapıldı, bu işlemin hatalı olduğuna dair eleştirilerimizi mecliste yaptık. Fakat dinlenmedik. Ardından şirket üzerindeki tekstil fabrikasının belediyeye devri söz konusu oldu. Biz buranın 2 parsele ayrılması işleminin hatalı olduğunu ve bundan dolayı belediyeye devrinin yanlış olacağını söyledik.  Ama yine dinlenmedi. Bizler de Millet İttifakı ilçe başkanlıkları olarak, görevi kötüye kullanma ve yürütmeyi durdurmayla alakalı suç duyurusunda bulunduk. Konu şu an yargıda. Başından hata olan bir işlemin sonunda doğru bir yere varması mümkün değil. Buranın borçlar karşılığında SGK’ya devredilmesiyle ilgili belediye başkanı yetki istedi.  Bunun sonunda Bergama halkı mülksüzleşir. Bergama’nın öz malı, belediyenin öz malı başkalarına peşkeş çekilmemelidir” diye konuştu. 

‘SORUNU BİLDİRDİK AMA CEVAP GELMEDİ’
Bakırçay’daki kirliliğin son durumundan bahseden Bor, “Bakırçay İzmir’in kuzeyine hayat veriyor. Bakırçay’ın oturduğu alüvyon alanlarda tarım yapılıyor. Ancak bölgedeki domates-salça fabrikaları kostikli su deşarj ediyor. Bir ara Soma’daki kömür fabrikaları sularını arıtmasız olarak deşarj ediyordu. Kostik; kimyasal bir madde olduğu için sudaki oksijeni düşürüyor. Suyun içindeki tüm organizmalar ölüyor. Balıklar boğularak ölüyor. Önemli bir sorun. Bu su ayrıca tarımda da kullanılıyor. Bu kirlilik tarımı da etkiliyor. Denetimler arttırılabilir. Fabrikalar kontrol edilebilir. Doğamızı korumak zorundayız. Bununla ilgili Büyükşehir Belediyemiz ekipleri geldi, burada ilgili ölçüm yapıp rapor tuttular ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne bildirdiler ancak hala cevap gelmedi” dedi. 

‘BELEDİYERİN YIKIM YETKİSİ YOK’
İBB Meclisi’nde Kentsel Dönüşüm Komisyonu Başkanvekili olan Bor, deprem sonrası kentsel dönüşümle ilgili konuştu. Bor, “Manavkuyu ve civarında 1999 deprem yönetmeliğinden önce yapılan yapıların sağlıklı olmadığını, bölgenin jeolojik açıdan çok kuvvetli zemin yapısına sahip olmadığı hepimizin bildiği şeylerdi. Ancak bu noktada belediyelerin yıkım yetkisi yok. Zemin etütleri yapılmadan binaların yapılmış olması, yapı denetim yasasının o zamanlar yapılmaması büyük bir etken oldu. Yasaların sahadaki uygulamaları ranta yönelik dönüşümler olarak ortaya çıktı. İlçe belediyeleri plan yoluyla kentsel dönüşüm yapabilir. Çok fazla da yapabileceği bir şey yok. Burada elini taşın altına sokması gereken devlet.” dedi.

‘YAPI STOKUNUN YÜZDE 50’Sİ DEĞİŞMELİ’
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde 2012 yılından beri kentsel dönüşüm ideolojisi sürdürüldüğünü belirten Bor, “Bugüne kadar öncelikli alan olarak belirlenen yapılar daha çok gecekondu alanı dediğimiz kaçak-ruhsatsız, sosyal donatı alanlarının olmadığı alanlardı. Planla yapılaşmış ancak dönemin yönetmeliği sebebiyle bugün riskli yapı olabilecek alanlar ikinci planda tutuluyordu. İkinci planda tutulmaması gerektiğini gördük. Aslında bakarsanız İzmir’deki yapı stokunun yüzde 50’nin değişmesi gerekiyor. Büyükşehir Belediyesi’nin uygulamaya çalıştığı sistem yerinde dönüşüm ve uzlaşıya dayalı bir sistemdir. Geçtiğimiz ay mecliste kabul ettiğimiz bir yöntem vardı. Pandemi nedeniyle bugünlere sarkmış bir karardı. Konut üretim yöntemimizde bir yöntem daha kullanacağız. Bu da belediye firmalarının eliyle doğrudan kat karşılığı üretime başlayacağız. İhale sürecini hızlandırmış olacak” şeklinde konuştu.

‘ENVANTER VE VERİ TABANI ÇALIŞMASI’
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 1999 öncesi yapılan yapılarla ilgili bir envanter çalışması yapacağını kaydeden Bor, “Yapılacak çalışmayla bir veri tabanı oluşturulacak. Vatandaş ‘benim binam riskli midir, ruhsatı nedir, jeolojik etüdü nedir, binamın altından fay hattı geçiyor mudur’ tüm bu soruların cevabına veri tabanında ulaşabilecek. Bununla ilgili bir araştırma çalışması başlayacak. Afet önleme, afet yönetim planları oluşturulacak. Kent yönetiminde afet ve havza yönetimine doğru bir geçiş yapılacak. Bunun için de ciddi bir bütçe ayrıldı” dedi. 

 

‘YANLIŞ BİR HAMLE YAPMADAN ARAŞTIRILMALI’
Evleri yıkılan depremzedeler için yapılacak konut alanını değerlendiren Bor, “Bir yerin yerleşime açılması konusunun belli kriterlere dayanması gerekiyor. Bugüne kadar kentleşmemiş bir alanı yerleşime açacaksanız uygun olmasını bekleriz. TMMOB İKK’nın yapmış olduğu bir açıklama var. Jeoloji Mühendisler Odası Başkanı’nın, bölgenin aktif fay hatları üzerinde olduğuna yönelik açıklaması var. Sel felaketi riskiyle ilgili de bir açıklama var. Bunlarla ilgili açıklamaları araştırmak lazım. Odalar kenti korumaya çalışıyor. Bazı kesimlerce de engel olarak görülüyor. Odalar frenleme mekanizması olarak da çalışıyor. Durumun aciliyeti var ama yanlış bir hamle yapmadan araştırarak yapmak lazım” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi