New York’ta tutuklu yargılanan sermayedar Reza Zarrab ve Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın davasına ilişkin 20 Kasım’da yapılması planlanan juri seçimi bugüne ertelendi. 27 Kasım’da yapılması gereken ilk jurili duruşma ise 4 Aralık’a ertelenmiş oldu.

İleri Haber'den Tuğba Özer, davaya ilişkin bilgileri ve Reza Zarrab’ın itirafçı olduğu iddialarının iyice kuvvetlenmesinin ardından AKP’de yaşanan söylem değişikliğini davayı yakından takip eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger ile konuştu.

‘ZARRAB’LA İLGİLENDİKLERİ KADAR HALKBANK’LA İLGİLENMİYORLAR’

Reza Zarrab konusunda AKP’de yaşanan paniğe değinen Aksünger, “Daha öncesinde de söyledim. Zarrab ilk yakalandığında ‘Dava bizi ilgilendirmiyor’ diyorlardı. Aslında Reza Zarrab çifte vatandaş. Reza Zarrab’la ilgilendikleri kadar Hakan Atilla ile ilgilenmiyorlar. Halkbankla ilgilenmiyorlar.

Bekir Bozdağ ‘itirafçı dedikten sonra iftiracı da yapabilirler’ diyordu. Reza Zarrab iyiydi hani? Bir şey yoksa ortada neden iftira atsın ki? Bu paniğin ötesinde bir korku. Böyle bir adamı koruyup kollayarak, zamanında Türkiye’yi iktidarın kendisi zora soktu” diyor.

Bozdağ, Zarrab’ın itirafçı olduğu yönündeki haberlerin ardından yaptığı açıklamada, "Reza Zarrab'ı Türkiye'ye karşı iftiraya zorluyorlar” demişti.

‘SADECE İRAN AMBARGOSU ÜZERİNDEN DEĞERLENDİRMEK EN BÜYÜK HATA’

“Bu davayı sadece Türkiye’nin İran ambargosunu delmek üzerinden değerlendirmek bence en büyük hatadır” diyen Aksünger şöyle konuşuyor:

“Ortada aslında mağduriyet yaşayan bir İran var. Kendi parasını arıyor. 2010’da BM Güvenlik Konseyi, İran’a yaptırım uygulanmasına karar verdi. Daha sonra İran’la ambargonun gevşetilmesi konusunda karar verildi. Kararda özetle; diğer ülkelere ‘İran’dan doğalgaz ve petrol alabilirsiniz ticaret yapabilirsiniz. Para ödemeyeceksiniz karşılığında kendi ürettiğiniz malı vereceksiniz.’ deniliyordu. Bu şu demektir; eğer 50 milyar dolarlık İran’dan doğalgaz ve petrol alınıyorsa 4-5 senede meyveyi kuru sebzeyi, ürettiğiniz araç varsa aracı verebilirsiniz. Bu 50 milyar dolarlık bir ihracat anlamına gelir. Genelde tarım ürünleri ve tekstilde yüzde 50’ye yakın istihdam yaratır bu durum. Vergi ödenir, istihdam yaratır, üreten, satan kazanır. Ama bunlar onu tercih etmeyip yerine altın verilmiş gibi gösterdikler zaman Türkiye 50 milyar dolarlık doğalgaz ve petrol alımı karşılığında ihraç edeceği 25 milyar dolarlık maldan olmuştur. Bu da şu anlama gelir; Türkiye’nin cari açığı 25 milyar dolar fazlalaşmıştır. Siz altın verirseniz cari açık nasıl kapanacak? Siz altın üretici misiniz? Nereden getiriyorsunuz? Esas anlaşılması gereken konulardan biri bu.”

Davanın Türkiye’yi ilgilendiren bir diğer boyutunun da eroin kaçakçılığı olduğuna değinen Aksünger, “İran’ın ambargosunun delinmesi ve bunlar ayrı konular. Orada soruşturma komisyonundayken gördüğümüz soruşturma dosyasında davanın başlangıcında 2007’de Edirne gümrüğünde 210 kilo eroinin yakalanması yer alıyor" diye belirtiyor.

‘ZARRAB BİLİNÇLİ GİTTİ’

Aksünger, Zarrab’ın ‘Disneyland’ bahanesiyle gittiği ABD’ye aslında bilinçli olarak kaçtığını ifade ediyor:

“Babek Zencani’nin Reza Zarrab’la ilikisini zaten herkes biliyor. Zencani İran’da idama mahkum edildi. Aynı korku Zarrab’da da vardı. Olmasa ABD’ye gitmezdi. Bence bilinçli gitti zaten. O yüzden Reza Zarrab tehlikeli bir adam durumundadır ve Türkiye’de bu işlerde kimin yardımı varsa onun korkması gerekir.”

'ERDOĞAN’I DAVAYA YANDAŞLAR SOKTU’

Aksünger, davanın Erdoğan’a uzanmasına ilişkin ise; “Bugüne kadar dosyanın hiçbir yerinde Erdoğan yoktu. Ama bakanlar vardı. Yandaş medyadan Cem Küçük ‘Reza Zarrab ne yaptıysa Erdoğan söylediği için yapmıştır’ diyordu. İlk defa aslında Erdoğan’ı dosyaya yandaş medya koydu.

Arkasından Zafer Çağlayan’ın dosyaya eklenmesiyle de hükümetten ‘Çağlayan ne yapmışsa hükümetimizin bilgisi dahilinde yapmıştır’ denildi” diyor.

'ATİLLA DA İTİRAFÇI OLABİLİR'

Zarrab’ın sanık listesinden çıkarılmasının güçlü bir iddia olduğunu belirten Aksünger; “Son duruşmalara getirilmemesi veya gelmemesi gibi durumlardan dolayı itirafçı olmuş gibi gözüküyor.  Tanık koruma programına alınabilir” ifadelerini kullanıyor.

Aksünger Hakan Atilla’nın da Zarrab gibi itirafçı olabileceğini söylüyor:

“2 saatlik gizli yapılan son duruşmada Hakan Atilla’nın itirafçı olacağına ilişkin bir konu gündeme geldi. Reza Zarrab söylendiği gibi mahkemeyle anlaşırsa Mehmet Hakan Atilla’nın kendisini kurtarması çok kolay olmayabilir. Bu nedenle o da itirafçı olabilir”

‘YENİ SANIKLAR EKLENEBİLİR’

Aksünger, davanın son durumuna ilişkin ise şu öngörülerde bulunuyor:

“Benim kanaatim Zarrab zaten itirafçı olmuş gibi gözüküyor. Atilla da itirafçı pozisyonuna düşerse sonrasında bu davanın iki tane sanığının tanık olacağı bir davada jurili bir duruşma yapılmaz. Atilla anlaşsa da anlaşmasa da bu davanın başka sanıklarının olAcağı açılmayan dosyalardan görülüyor. 

Yeni sanıklar eklenebilir.

Tanık olunması durumunda ceza ala da bilirler almaya da bilirler. Bu anlaşmanın boyutuna da bağlı. Belli bir dönem hapis yatabilir ya da yatmayabilirler. Özellikle gizli tanık programına alınırlarsa nerde olduğunu bilmemiz söz konusu olmayacak. 

Şu anda Zarrab resmi kayıtlarda Brooklyn’deki cezaevinde görünüyor.”

Editör: Haber Merkezi