TUGAY CAN / İZ GAZETE - Cumhuriyet Halk Partili Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz’un FETÖ suçlaması ile tutuklanıp, Urla Belediyesi’ne kayyum atanmasının ardından İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri DİSK Ege Bölge Temsilciliği’nde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.Basın açıklamasında KESK adına Hasan Ali Kılıç, İzmir Tabip Odası adına Firdevs Çetin Uysal, İzmir Barosu adına Sinan Balcılar, TMMOB adına Melih Yalçın ve DİSK adına ise Memiş Sarı hazır bulundu.Basın açıklaması öncesinde konuşan TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu temsilcisi Melih Yalçın, kayyumun daha çok Kürt illerinde gerçekleşen bir politika olduğunu hatırlattı. Yalçın, “Artık ülkenin en batısındaki bir ilçede kayyum rezaleti geldi. Belediye Başkanı FETÖ’den tutuklandı. Soruşturmanın içeriğine dair bir şey söylemeyeceğiz” diye konuştu.

DEMOKRASİ AYIBI

Kimsenin yargılanması ya da ifade vermesine ilişkin herhangi bir problemlerinYargıya güven olmasa da sürein takip edildiğini ifade eden Melih Yalçın, “Belediye Başkanı yerine kayyum atanması suçtur. Belediye meclis üyelerinden bir tanesi belediye başkası seçilerek devam edilir. Buradaki niyet çok bellidir. Demokrasi ayıbı işleniyor demektir” ifadelerini kullandı.Basın açıklamasını İzmir Tabip Odası temsilcisi Firdevs Çetin Uysal okudu.Uysal basın açıklamasında yaşanan sürecin ne kadar kamuoyu tarafında sürpriz olarak karşılanasa da sürecin 31 Mart yerel seçimleri öncesinde de öngörülebilmekte olduğunun altını çizdi.

‘HDP’Lİ BELEDİYELER İLE SINIRLI KALMADI’

Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından kayyumun Kürt illeri ile sınırlı kalmayacağının belitildiğini kaydeden Uysal, şöyle konuştu:“Ana muhalefet partisi CHP, karşısında yeterli tepkiyi gösterememiş, pasif bir tutum sergilemişit. Kılıçdaroğlu’nun ‘Bu tür olaylar yaşanınca sokağa çıkmak, protesto etmek gibi durumları doğru bulmuyoruz’ şeklindeki ifadeleri, seçmen iradesinin ayaklar altına alınması karşısındaki tutumun ne olacağı daha o günden göstermiştir. Süreç, AKP iktidarının her fırsatta büyük değer atfettiğini ifade ettiği “sandıktan çıkan irade”ye, demokrasiye, istikrara bakışının ne olduğunu ortaya koyan sayısız örneklere yenilerini eklemektedir. İktidar, kendinden olmayan her kesime düşmanlığını saklama ihtiyacı duymazken, bu çerçevede milyonlarca insanın iradesini de hukuk tanımaksızın gasbetmeye devam edeceğinin mesajını vermiştir. Tehdit, HDP belediyeleri ile sınırlı kalmamış, ‘kapımıza’ dayanmıştır”

Kayyumun batıda sadece Urla ile sınırlı kalmayacağını ifade eden Uysal, “AKP iktidarının, özellikle ranta dönüştürülebilecek kamusal varlık kokusu aldığı il veilçe belediyelerine türlü gerekçelerle kayyum atama ihtimali hiç de uzak bir ihtimal değildir. Bu uygulamalar gücünün bir kısmını, ana muhalefetin geçmişteki pasif tutumundan, ortak mücadeleden kaçma pratiğinden almaktadır. Ancak kendini tehditten koruma güdüsüyle ne kadar kaçılırsa kaçılsın, iktidarın yöneliminin kayyum uygulamasını er ya da geç tüm ülkeye yaymak olduğu açık bir şekilde görülmüştür” şeklinde konuştu.

Kayyumlara karşı mücadele çağrısını yineleyen Uysal sözlerini şöyle sonlandırdı:“İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak çağrımız ve dileğimiz, sadece kayyum uygulamaları ile sınırlı olmayacak bir şekilde, ülkedeki bütün anti-demokratik uygulama ve kararlara karşı birleşik bir mücadele cephesinin kurulması, toplumsal muhalefetin rejimin faşizan tutumuna karşı mücadele etme yolunu seçmesidir”

‘CHP’YE DAVET YAPTIK’

TMMOB adına konuşan Melih Yalçın ise basın toplantısı için Cumhuriyet Halk Partisi temsilcileri ile bir görüşmeniz oldu mu sorusuna “Biz kendilerine bir davette bulunduk. Kendileri soruştumaların sonucunu bekliyor sanırım. Ancak bu konuda bir açıklama yapılmasını doğru gördüğümüz için bugün açıklamayı gerçekleştirdik” yanıtını verdi.

Memiş Sarı ise ‘CHP İzmir İl Örgütü’nün bu konuda kayyumlara karşı alacağı kararları destekleyeceğiz’ ifadesini kullandı.

Editör: Haber Merkezi