İZ Televizyonu’nda Ümit Kartal’ın sunumuyla gerçekleşen Kayıt programının konuğu CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat oldu. CHP’li Polat, iktidarın her alanda uyguladığı yanlış politikalardan, erken seçim çalışmalarına ve ekonomide yaşanan dalgalanmalara dair önemli açıklamalarda bulundu.

CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis Grubu’nun 18 Ekim’deki bilgilendirme toplantısında, mevsimlik işçilerin hangi partiden olduğuna göre alımıyla ilgili CHP’lilerin yaptığı konuşmaların sosyal medyada gündem olmasını ve çıkan tartışmaları değerlendirerek sözlerine başlayan CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, “Kendisini dünya lideri olarak gören bir hükümet, Tevfik Göksu gibi bir insanın dedikodularıyla İstanbul Belediye Başkanı’na çamur atabiliyor. Ülkem adına gerçekten üzülüyorum. İstanbul, AKP iktidarının iyileşmeyen bir yarasıdır. Seçim döneminde ‘İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder’ demişlerdi. İstanbul, AKP iktidarının kendi siyasetini finanse ettikleri dev bir kent ve kaybetmeyi hazmedemediler. Şimdi de demokrasi dışı yöntemlerle bir sorun bulmaya çalışıyorlar. Son tartışmada mevsimlik işçilerin neden alındığı ya da niçin istifa ettirdiği sorularını sormak yerine; geçmiş yıllarda başkalarının niçin atandığını bilmediğimiz İstanbul seçimleri yaşadık. Önceki dönemde Belediye Başkanlığı yapan Kadir Topbaş’ın neden istifa ettirildiğini biliyor muyuz? O dönemde bu kişiler FETÖ terör örgütüyle bağlantılıydı ve bu konular neden soruşturulmadı. Demokrasi dışına çıktıklarında halk demokratik yollardan ciddi cevaplar veriyor. Sonuç olarak ne yaparlarsa yapsınlar İstanbul’daki sosyal demokrat belediyecilik anlayışını engelleyemeyecekler” açıklamasında bulundu.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in 3 yıllık görev sürecinde yaptığı çalışmaların genel değerlendirmesini yapan CHP’li Polat, parti içerisindeki bazı belediye başkanlarının Cumhurbaşkanlığına aday gösterildiği konuşmalarına da şu şekilde yanıt verdi: “CHP kurallarla yönetilen bir partidir. Seçim döneminde kimin nereye aday olacağı bellidir. Ancak şuan partimizde kimin ne olacağından çok ülkeyi yöneten iktidardan ittifaklarıyla beraber ülkeyi nasıl kurtaracağına dair çalışmalara yoğunlaşılmıştır. Cumhurbaşkanlığı’na aday gösterilecek isimden ziyade, önümüzdeki seçimde iktidarı alacağımız zafere odaklanmış durumdayız. Bu gerilim sebebi gibi gözükse de; çeşitlilik zenginliktir. Ama şahsi isteğim CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olmasıdır.”

SOYER’E TEBRİK

‘Tunç Soyer göreve seçildiği günden bu yana katılımcı demokrasi kültürünü kentte oturtmaya çalışıyor’ diyen CHP’li Polat, “Kentler sadece sanayiyle değil, bilimle, kültürle ve sanatla da kalkınabilir. İzmir’de bu durumun örneklerinden biri haline gelmeye başladı. Soyer, kent tarihinin en büyük yatırımlarını yaptı. İzmir’in geleceğini diğer tüm başkanlarımızla birlikte kuruyorlar. Başkanımızla çalışmaktan da mutluyum” açıklamasında bulundu.

‘CHP ÜLKEYE GÜVENCE’

Tunç Soyer’in kentte uygulamaya çalıştığı sosyal dayanışma ekonomisini takdir eden CHP’li Polat, “İktidar milletin sorunlarına çözüm olamadığında halk kendi ara formüllerini yaratıyor. Bu konuda da İzmir’de yaratılan ara formüller gayet başarılıdır. Ekonomi kötü giderken birilerinin ülkeye güvence olduğunu göstermesi gerekiyor. Yerel yönetimlerin çalışmalarıyla halka ‘buradayız’ mesajı vermesi çok önemlidir. CHP belediyelerinin kısıtlı kaynaklarla yaptıkları mücadeleyi iktidar da örnek almaya çalışıyor” dedi.

EKONOMİNİN TEMELİ GÜVEN

Kurdaki hızlı yükselişle birlikte piyasaların alt üst olduğunu ve ülkede karanlık bir sürecin yaşandığını söyleyen CHP’li Polat, “Birilerinin parası birilerinin cebine hızlı bir şekilde aktarıldı. Ekonomi yönetiminin başında kim varsa ülke insanını çarptılar. Kamu bankaları bir gecede 19 milyar dolar bozdurdu. Millete ait bankaların içi boşaltıldı. AKP iktidarı günü kurtarmak için bir şeyler yaptı ancak başarılı değiller. Ekonominin temel dayanağı güven ve istikrardır. Bu unsurlar bir kere sarsılırsa yeniden tahsis etmek çok zordur. Ülkede ne yazık ki para politikasından üretim ekonomisine kadar şeffaf olmayan karanlık bir süreç yaşanıyor. CHP iktidara geldiğinde karanlık süreç aydınlandığında; neleri kaybettiğimizi daha açık göreceğiz” dedi.

İKTİDARI ELEŞTİRDİ

Geçtiğimiz ay asgari ücrete yapılan zammı değerlendiren CHP’li Polat, AKP iktidarının sona yaklaştığının altını çizerek, “Ülke ekonomisinde mal ve hizmetler yükselişteyken, vatandaşın ücreti paralel olarak artmıyorsa sıkıntı vardır. Asgari ücretin 4 bin 253 TL yapılmasını tarihin en büyük zammı olarak kabul ettiler. Ancak yıl içerisinde akaryakıta, ekmeğe, elektriğe yapılan zamma bakmak lazım. 21’inci yüzyılda yaşıyoruz ve markete girdiğimizde ürünleri sayıyla alıyoruz. Gerçekten can yakıcı olaylar ve AKP iktidarı artık cana zarar. Türkiye’de gün geçtikçe yaşanan olaylar katmerleşiyor ve üstesinden gelinemeyecek hale geliyor. İktidarın gitme vakti çoktan geldi ” dedi.

CHP’li Polat, ‘Milletin sesi’ sloganıyla seçim çalışmalarını başlattığı Mersin mitingine ilişkin, “İnsanlarımızı demokratik yollarla mücadeleye çağırıyoruz. Mersin’deki mitingimize halk kitlesel olarak katılım gösterdi ve partideki umudu gören her insan oradaydı. Böyle mitingler ülkedeki yeni bir iktidar değişikliğini göstermektedir. Mitinglerin devamı gelecektir” açıklamasında bulundu.

CHP içerisindeki herkesin büyük emekle çalıştığını söyleyen CHP’li Polat, “Seçim tarihi belli değil ancak İzmir İl Yönetimi sahadaki çalışmalarını tüm hızıyla sürdürüyor. Biz geleceği kurtaracağız. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında Türkiye’yi demokrasiyle taçlandıracağız” diye konuştu.

İKTİDAR ESNAFI YOK EDİYOR

Ekonomide istikrarın yok olmasıyla, ülkedeki girişimcilerin ve esnafın var olma ihtimalinin de azaldığını söyleyen CHP’li Polat, “ Esnafımıza 2018 yılında seçime giderken Esnaf Bakanlığı önerisinde bulunmuştuk ve günümüzde bu öneriyi daha iyi anladıklarını gördük. Dükkânlarını ayakta tuttuklarına esnafımızda şaşırır vaziyete geldi. Pandemi sürecinde destek görmediler, alım güçleri düştü. Bunların yanında her ürünü satma özgürlüğüne sahip marketler de esnafımızı yok ediyor. Esnaf ülke ekonomisi içerisinde istihdam yaratır ancak iktidarın uygulamaları yaşamalarını yok etti” dedi.

BAKANLIKTAN İBB’YE TERÖR SORUŞTURMASI

İçişleri Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde işbaşı yaptırılan bazı çalışanların, terör örgütleriyle iltisaklı olduğu iddiasıyla özel teftiş başlatıldığını açıkladı. İçişleri Bakanlığı'nın yaptığı açıklamaya İBB'den yanıt gecikmedi. İçişleri Bakanlığı, Din Âlimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) referansıyla İBB'ye yerleştirilen kişilerle ilgili açıklama yayınladı. İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklama şu şekilde: "İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı şirketlerde işbaşı yaptırılan personelden: 455 PKK/KCK, 80 DHKP-C, 20 MLKP, 2 MKP, ayrıca bazılarının FETÖ ve diğer terör örgütleriyle iltisaklı olduğu yönünde tespitler üzerine, Bakanlığımızca özel teftiş başlatılmıştır."

İBB’DEN AÇIKLAMA

İBB'den yapılan açıklamada, "'Terör bağlantılı' kişiler ortada gezip, kamu kurumlarında iş buluyorsa bu sorun İBB’nin değil, güvenlikten sorumlu İçişleri Bakanlığı’nındır" denildi. İçişleri Bakanlığı'nın başlattığı özel teftişe ilişkin İBB'den de yanıt geldi. İBB'den yapılan açıklamada; İçişleri Bakanlığı'nın konuya ilişkin 16 Aralık 2021 tarihinde yapılan yazıyı yanıtsız bıraktığı belirtilerek, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sosyal medyadan idare edilemez" denildi.

TEFTİŞ BAŞLADI

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik ‘terör teftişi’ kapsamında inceleme başladı. Sözcü yazarı Saygı Öztürk’ün aktardığına göre dört mülkiye başmüfettişi, dün İBB’de inceleme-soruşturma kapsamında çalışmaya başladı. Öztürk’ün ‘terörle iltisaklı’ denen 557 kişinin İBB tarafından bilinmediğini, tümünün adli sicil kaydı olmadığına dair belge sunduğunu kaydetti. 

(DERLEYEN: TUĞÇE KAŞ)

Editör: Haber Merkezi