Saygı duruşunun ardından açılış konuşmasını yapmak üzere CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kürsüye davet edildi.

Kurultayın açılış konuşmasını yapan Kılıçdaroğlu sözlerinden satırbaşları şöyle:

Çanakkale’yi geçilmez yapanların topraklarındayız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin önsözünü yazdığı topraklardayız. Ve onlar, Çanakkale Savaşı’nı verenler, hep birlikte mücadele ettiler. Bu memleketin acıyla, kanla kurulduğunu Çanakkale bize hatırlatıyor. Adalet Kurultayımızın Çanakkale’de olmasının bir anlamı var. Biz biriz, bütünüz, vatanseveriz. Biz adaletli bir Türkiye istiyoruz.

Çanakkale destanı yazıldı ama fazla sürmedi, 3 yıl sonra Çanakkale’den tek bir mermi bile atmadan düşman gemileri İstanbul’a gitti. Dolmabahçe’nin önünde demirlediler ve başkenti ele geçirdiler. Gazi Mustafa Kemal, yeni bir mücadelenin önünü açtı. Bugün 26 Ağustos, 1922’de Başkomutanlık Meydan Savaşı’nın başladığı gündür bugün. Onlara her zaman şükran borçluyuz. Herkese saygı duyduğumuz gibi bu ülke için kanını, canını veren herkese şükran borçluyuz.

Adalet Kurultayımızın ana teması; biz farklılııklarımızla bir arada bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine nasıl yaşayacağız? Biz adalet mücadelesini aslında yeni başlatmadık. Bu mücadele insanlık tarihi kadar eskidir.

“ENİS BERBEROĞLU’NUN TUTUKLANMASI BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA”

Bu ülkede 20 Temmuz darbesine ve o darbecilerin tümüne karşıyız biz. Mücadeleyi nasıl başlattık. Sarayın 15 Temmuz’u ve 20 Temmuz’dan sonra bir darbe gerçekleşti. İlk kez Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir sivil darbe gerçekleşti. Üniversiteden binlerce akademisyenin görevine son verildi. Her yerde her ortamda bunları söylemeye gayret edeceğiz. Enis Berberoğlu’nun tutuklanması bardağı taşıran son damla olmuştur. Ve yürüdük. “Yürüyemezsiniz” dediler, yürüdük. “Yolda kalırsınız” dediler, yürüdük. “Bu ülkede adalet var, niye yürüyorsunuz?” diyemediler.

Bir bilge şunu söylüyor. Dünyanın bütün nehirleri bir kişinin adalete susamışlığını gidermeye yetmez. Sizler buraya adalet için geldiniz. Adaleti savunmak için geldiniz. Dolayısıyla biz adalet yürüyüşümüze bundan sonra da aynı kararlılıkla devam edeceğiz. Bir anket yapılıyor. Yakın dönemde bir anket yapılıyor. Herhangi bir nedenle yolunuz adliyeye düştüğünde hakkınızda adil bir karar vereceğinize inanıyor musunuz? Bu soruya ‘Evet, adil bir karar çıkar’ diyenlerin oranı yüzde 19. ‘Hayır, adil karar çıkmaz’ diyenlerin oranı yüzde 73. Kararsızların oranı da yüzde 8.

“BU MUDUR ADALET?”

Bir yerde büyükşehir belediye başkanısınız, hükümet size kızıyor. 397 yıl hapisle yargılanıyorsunuz. Dava devam ediyor, sizi yargılayanlar cezaevine giriyor, siz beraat ediyorsunuz. 397 yıl ile yargılanacaksınız ve beraat edeceksiniz. Bu mudur adalet?

Hak aramak istiyorsunuz başvuracağınız hiçbir yol yok. Sormak gerekir, bu mudur hak, hukuk, adalet? Görevinize son verildi diyelim. Diyorsunuz ki, ben bir üniversite hocasıyım. Beni davet ediyorlar KHK ile sizin yurt dışına çıkışınız da engelleniyor. Bu da yetmiyor. Eşinizin de yurt dışına çıkışı yasaklanıyor. Buna adalet düzeni denmez. Bu darbe düzeni. 20 Temmuz darbesi. 20 Temmuz bir sivil darbedir.

“İNSAN HAKLARI HEYKELİ’NİN ETRAFINDAN KUŞATIYORLAR?”

Dünyanın en barışçıl eylemini yapıyorsunuz, İnsan Hakları Anıtı’nın önünde. Alıyorlar, ceza yazıyorlar, serbest bırakıyorlar. Başa çıkamadılar, İnsan Hakları Heykeli’nin etrafını kuşatıyorlar. Sonra terörist ilan ediyorlar. Açlık grevi yapıyorlar, doğrudan doğruya hapse atıyorlar. Nuriye ve Semih’i nasıl anmazsınız? Sormak gerekir, bu mudur adalet?

Dini inancı istismar ederek milyonlarca dolar topladılar. Bunlar bugün aramızda. Alın terini çaldılar. Bunlara hiçbir şey yapılmadı. Alın terini çalanlardan hesap sormamak mıdır adalet? Yoksul bir ailenin eğitim harcamaları ile varlıklı bir ailenin eğitim harcamaları arasında fark 78 katı. Bu mudur adalet? Birileri sınav sorularını yazıyor. O sınav sorularını hiçbir alın teri dökmeden birilerine dağıtıyorlar.

“BURADAN AYM'YE SESLENİYORUM”

AYM’nin milletvekilleri yargılanabilir ama tutuklanamaz kararına rağmen bugün çok sayıda milletvekili tutuklu. Buradan AYM’ye sesleniyorum. Siz gerçekten hakim, yargıçsanız bir an önce kararlarınızı yeniden verin. Herkesin bildiği, bütün gazetelerin yazdığı MİT TIR’ları meselesi, devlet sırrı sayılarak milletvekilimiz Enis Berberoğlu gözaltına alındı, kaçacak diye tutuklandı, 25 yıl ceza verildi.

80 milyonun bildiği bir konu nasıl devlet sırrı sayılır. Enis Berberoğlu’na Adalet Kurultayı’ndan adaletli selamlarımızı gönderiyoruz. MİT TIR’ları olayı devlet sırrı değildir diye Anayasa Mahkemesi kararı var. Enis Berberoğlu’nu casuslukla suçlayacaksın, kozmik odaya FETÖ örgütünün militanlarını sokacaksın ve devletin bütün sırlarını FETÖ’ye vereceksin.

Siz kaç kişi gelirseniz gelin, CHP olarak dik duracağız. Asla ve asla ödün vermeyeceğiz. Zulme, zalime teslim olmayacağız. Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır. Biz, onların şeytanlıklarına asla boyun eğmeyeceğiz.

Sayıları 2 milyona yaklaşan taşeron işçilerinin hakkını hukukunu da biz koruyacağız. Düşünün, çiftçiye dünyanın en pahalı mazotunu, gübresini satacaksın. Tarlasını ekecek, ürününü hasat edecek. Bu ülkede hiç enflasyon yokmuş gibi geçen yılın fiyatını aynı vereceksin. Senin hakkını da biz savunacağız. Yeter ki birlikte olalım.

150’nin üzerinde gazeteci hapiste. Haktan, hukuktan ve adaletten söz edemezsiniz. Hapisteki bütün gazeteci arkadaşlarıma sesleniyorum. Düşünün ister Bylock kullan, ister FETÖ’cü ol. Eğer adamın varsa, birileri kayınpederse rahatlıkla dışarıda gezebiliyorsun. Gücün varsa, bir İtalya hukukçunun dediği gibi; Hukuk gücü olanların delip geçtiği güçsüzlerinse takılıp kaldığı bir ağ olmamalıdır. Bu örgütle yakından uzaktan hiçbir ilgisi olmayan çok sayıda vatandaşımız var. Sizlerin hakkını ve hukukunu sağlamak hepimizin ortak görevidir.

İktidara yakın biri FETÖ mensubuna telefon ediyor, operasyon yapılacak kaç diye. Bunu söyleyen adamın kılına dahi dokunmuyorlar.

“BENİM ATLETİMLE UĞRAŞACINA…”

Birileri faize karşıyım diyor. Çok yüksek diyor. Son 15 yılda bir avuç faiz lobisine ödenen miktar 142 milyar dolar. Benim atletimle uğraşacağına 142 milyar doları bu ülkenin çiftçisine versene. Düşünün Gazze’ye gitmek için vatandaşları teşvik edeceksin. Binin gemiye diyecek, göndereceksiniz. 9 Türk vatandaşı hayatını kaybedecek, kıyameti koparacaksın sonra gideceksin önlerinde diz çökeceksin.

Memur istedi vermedin, FETÖ ne istediyse apar topar verdin. Sen vatansever değilsin kardeşim. Bunu yapana vatansever denmez. Son 15 yılda hırsızlık, yolsuzluk yapanlar bu ülkede muteber kişi olmaya başladılar. Devleti yönetmek için cin gibi olmak lazım, cebi doldurmak lazım. Bu algıyı yerleştirmeye başladılar.

“SAĞA DÖNÜYORUM ‘EY KILIÇDAROĞLU’, SOLA DÖNÜYORUM ‘EY KILIÇDAROĞLU'”

Bunlar yeri zamanı geldiğinde adıma tahammül edemiyorlar. Sağa dönüyorum, “Ey Kılıçdaroğlu”, sola dönüyorum “Ey Kılıçdaroğlu”, öne bakıyorum “Ey Kılıçdaroğlu”, arkaya bakıyorum “Ey Kılıçdaroğlu”. Kılıçdaroğlu ne yaptı? Ben bu ülkede hakkı, hukuku savunuyorum.

Sadece son bir haftada Kayseri’de 45 yaşındaki işsiz kendisini yaktı. Benimle uğraşacağına bununla uğraşsana. İzmir’de atama bekleyen öğretmen intihar etti.

“BENİMLE İLGİLENMESİNDEN MEMNUNUM AMA…”

Benimle ilgilenmesinden memnunum ama çağrı yaptım. Ödlek değilsen, cesursan çık karşıma. Oturalım konuşalım. Çıkabilir mi? Ben de adım gibi biliyorum ki çıkamaz. Cesaret edemez. Bütün bu eleştirileri hafızamızı yenilemek için aktardım, biz hep birlikte siyasi görüşümüz ne olursa olsun, hep birlikte adaleti savunacağız.

İlk hedefimiz hak, hukuk, adalettir. Bu pencereden baktığımızda sorunları daha rahat çözmüş oluruz.

Hep birlikte devlette liyakati sağlayacağız. İşi ehline vereceğiz. Biz kışlaya, camiye, adliyeye siyaseti sokmayacağız. Kimlik üzerinden siyaset yapmayacağız.

ENİS BERBEROĞLU’NDAN MEKTUP

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının ardından kürsüye çıkan Oya Berberoğlu, hapisteki eşi Enis Berberoğlu’nun mektubunu okudu.

İşte o mektup;

Neler yapmadık ki, adaleti beklerken!
Kimimiz zindana atıldı, çoğumuz yollara döküldü… Dağlar aşıldı, ovalar geçildi… Meydanlar doldu…
Saraya, partiye tabela asmakla adalet gelmediği, cümle aleme ilan olundu.
Yüreğimize, dilimize, ayağımıza sağlık…
Özel koşullarım yüzünden adalete kafa yoracak neden ve zamanım bol.
Yalnızca hapishaneleri dolduran yüz binlerce mahkum, intikam ve gözdağı amacıyla suçlanan, tutuklanan gazeteci, aydın ve siyasetçilerden ibaret değil bu ülkenin adalet mağdurları…
Zaten o kadarla kalsaydı, yolumuza yoldaş, adalet isyanımıza bayraktar bulamazdık.
Partisinden, mesleğinden, mal varlığından bağımsız, her yaştan kadınlı erkekli adalet açlığı çeken o kadar çok yurttaşımız var ki…
Hayatındaki adaletsizliğin üzerine yürümek için bir ışık, umut, çağrı bekleyen…
Örneğin, çocuklarını okullarda daha iyi yurttaş olarak yetiştirmek isteyen aileler eğitim fırsatlarında adalete inanıyor mu? Hayır.
Bu ülkenin orta direği küçük işletmeler, esnaflar, işçiler, memurlar, ekonomide adil rekabet ortamında mı çalışıyor? Yine hayır.
Yaşam hakkı… En kutsal hak… Peki sağlık hizmetlerinden, adalet içinde mi yararlanıyor halkımız? Hayır!
Siyasette adil temsil, seçim sonuçlarında adalet var mı? O da yok…
Her alana yayılmış, sistemi çürütmüş bu adaletsizlik tabii ki rastlantı eseri değil.
Türkiye neredeyse 40 yıldır 12 Eylül darbe yasaları ile yönetiliyor.
Ama bizlerin gücü maalesef sayısız kez değiştirilen Anayasa'dan bu darbeci zihniyeti temizlemeye yetmiyor.
İşte Adalet Kurultayı'nın önemi burada yatıyor. Eminim ki, haksızlığa, yolsuzluğa, eşitsizliğe, çürümeye yol açan adalet kara deliklerini tek tek bulup, ortadan kaldırmak için gerekli önerileri tartışıp kamuoyuna sunacaksınız.
Yeni adalet mimarisinin temelini atacak bu Kurultay'da aranızda olmayı çok isterdim, kısmet değilmiş. Dün yürüyüşte olmadı, bugün Adalet Kurultay'ında…
Ama bir gün mutlaka yeniden buluşacağız. Aydınlık yarınlar bizimdir.
Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Enis Berberoğlu
Maltepe 2 No'lu L Tipi
Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
B Blok 9 Üst

SÖZCÜ

Editör: Haber Merkezi