Pazarları kapatın. O kadar kolay ki bu mekanları kapatmak, iki dudağın arasından çıkacak bir çift söz ile olup biter her şey lakin yüzyıllardır yok olmadan bugünlere kadar birçok zorlukla mücadele edip yaşamayı başarabilmiş küçümsenen, sahibi olmayan bu sistemi kapatmanın, yerine market adı altında yerleştirmeye çalıştığınız muadillerini vatandaşın önüne koyarak bu ülkenin zor şartlar altında üreten çiftçisi ile zor şartlarda kazanan işçisinin, emeklisinin ne duruma düştüğü umarım kavranabilmiştir.

Pazarları kapatmak demek:

Bir malın rekabet ortamından uzaklaşması demek,

Çeşitliliğin azalması demek,

Alt gelir grubundaki vatandaşın ev ekonomilerinin talan olması demek,

Piyasaya daha az ürünün arz edilmesi demek,

Fiyatların yükselmesi demek,

Üreticinin elindeki malın kalması demek,

Borç içinde çırpınan küçük üreticilerin hasadı gelen malını çöpe dökmesi demek,

O iş ile geçinen sıkıntılı esnafın evine ekmek götürememesi, elektriğini, suyunu, kirasını, kredi kartını, çocuğunun dershane parasını, sağa sola olan borcunu ödeyememesi demek.

Tam kapanmanın bu denli keyfi olduğu bir ortamda tüketicilerin, üreticilerin ve esnafın adeta cezalandırılıp, marketlerin ödüllendirildiği bir ekonomik döngü de nasıl nefes alacaklar?

Bu insanların karşılaşacakları sorunların, marketler hariç her yerde olan virüsten korunması ile beraber nasıl bir destek politikası uygulanacak ki yaşadıkları ekonomik bunalımdan ölmesinler?

Bir önceki yıl erkenci üretim yapabilmek için kilosunu 14 liraya aldığı sera naylonunu, bu yıl 28 liraya alan çiftçinin suçunun cezası; ülkenin üretimi için, borcuna borç katarak ürettiği ürünleri çöpe dökmesi midir?

Gününü kurtaran bu gariban küçük esnafın ekmek teknelerin kapanması ile çoluğu, çocuğu, ödemeleri düşünülmüş müdür? Ne yiyip ne içecek bu sosyal devletin sopasını üzerinden hiç eksiltmediği fukaralar?

Bir liderin etrafında hiç mi bu konularda öngörüsü yüksek, akılcı birkaç cümle söyleyebilecek danışmanları olmaz? Anlayamıyorum!

Neyseki fırsat bildiğiniz bu keyfi tam kapanmanın sayesinde zincir marketlerin hakim olduğu bir perakende satış sisteminin nasıl üç günde iflas edeceğini sizlere oturup yıllarca anlatsak bu şekilde ifade edip idrak ettiremezdik. Bir musibet, bin nasihatten iyidir sözünün bu kadar anlamlı olduğu ortam az bulunur. Öyle umut ediyorum ki önümüzdeki günlerde pazarların açılması zaruri bir ihtiyaç olduğundan serbest olacaktır. Doğrusu da budur. Haberleri yoksa bildirelim ülke de zaten tam kapanma diye bir şey yoktur. Herkes sokaklarda, marketlerde, bankalarda, kasaplarda zaten volta atmaktadır. Bırakın küçük esnafı da rızkına koşturup, çiftçinin zor bela ürettiği malı vatandaşa layıkıyla satsın. Denetimleri sıkılaştırılmış pazar yerlerini açın. Fakir fukara sebeplensin.

Dün akşam almış olduğumuz haber ile pazar yerlerinin haftanın bir günü açılacak olması mevcut sıkıntıyı çözmek bir kenara beraberinde büyük sıkıntılar doğurur.

Üreticinin hasadı gelmiş ürünlerini satmak için bir gün yetmez.

Esnaf aynı gün için birçok yere pazar açmak zorunda kalacağı için kaça bölünecek?

Bütün esnaf aynı gün için mal tedarik noktalarına, hallere yöneleceği için mal fiyatlarında anormal bir artış olur. Tüketici ürünleri pahalıya almak zorunda kalır.

Belli ki yasağın konulması gibi, kaldırılması da planlanmamış. Ya etrafınızda hiç mi bu işler ile ilgili fikir sahibi adam yok Allah aşkına? Neyse su akar yolunu bulur elbet.

Saygı ve sevgilerimle.