Okulların açılması öncesindeki hazırlık süreci, hem veliler hem de öğrenciler için tatlı bir heyecandı önceleri…

‘Heyecandı’ diyorum, çünkü ‘okul açılışı hazırlıkları’ ‘tatlı’ olmaktan çıkalı epey oldu.

AKP’nin iktidara geldiği günden bu yana üzerinde en çok yoğunlaştığı konuların başında özelleştirmeler oldu. Kamu İktisadi Teşekkülleri bir bir peşkeş çekilirken, başta emekçileri ve yoksul halk kesimlerini doğrudan ilgilendiren eğitim ve sağlık hizmetleri de tam anlamıyla piyasaya açıldı.

Paran kadar sağlık, paran kadar eğitim süreci özellikle bu 17 yıl içerisinde kanıksanmış hale geldi.

***

Kısa süre sonra ders zili çalacak. Kıyafetlerden, kırtasiye malzemelerine, servislerden, bağış adı altında toplanan zorunlu aidatlara ve kayıt ücretlerine kadar, ortalama bir bütçedeki ailelerin ekonomisini en az birkaç ay sarsacak bir yekun tutuyor okul açılış harcamaları. Kuşkusuz aileler, boğazlarından kesiyor ama çocuklarının eğitim ve sağlık masraflarından kesmemeye çalışıyor.

Bakmayın siz onların, ‘ücretsiz kitap’ dağıtıyoruz dediklerine. Çok değil, 15-20 yıl öncesine kadar özel dershaneler ve özel kursları ufak bir azınlık tercih ediyorken, şimdi bırakın tercihi; dershaneye gitmeyenlerin eğitim hayatına devam etmesi imkânsız hale geldi.

Tabii bir de bunun özel okulları var.

Parası olanların imkânlar içerisinde yüzdüğü; herkesin önüne aynı kağıdın konulacağı lise ve üniversite seçme sınavlarına onlarca adım önden başlayanlar…

O alan da paranın miktarına göre kategorilenmiş halde. Az parası olana, daha az nitelikte eğitim, çok parası olana, gösterişli sınıflar, aktiviteler gırla… Bunlar eğitim kurumu falan değil, bu alanın tamamı devasa bir sektör. Nasıl büyük paralar dönüyor!

Velhasıl…

Okul çağına gelen çocuk, ailesinin ekonomik gücüne paralel bir yerden eğitimine başlıyor. Eğitim sürecinin tamamında, ailesinin ekonomisi ile kendi başarısı doğru orantılı ilerliyor. Yetişkin olana kadar ise tüm yıllarını büyük oranda sadece yazılılara ve sınavlara hazırlanarak geçiriyor.

Türkiye, son yıllardaki tüm PISA raporlarında, 72 OECD ülkesi arasında eğitimin niteliği bakımından hep son sıralarda yer alıyor. Örneğin son PISA sonuçlarında Türkiye, matemetikte 49, fen bilimlerinde 52, okumada ise 50. sırada yer aldı.

Hurafelerle dolu eğitim müfredatları, yarış atı gibi koşturulan çocuklar, boğazından keserek çocuğunun eğitim masraflarını denkleştirmeye çalışan veliler…

Topluma faydalı bireyler yetiştirmeyi değil, daha çocukluktan başlayarak yolunacak kaz olmayı öğreten bir sektör…

Toplamda asosyal, nihilist, karamsar ve yetkinleşememiş bir kuşak yetişiyor.

***

BİZE ULAŞIN

Hem bu köşede, hem de gazetemizin sayfalarında, okulların kayıt dönemi başta olmak üzere; tüm yıl boyunca çocukların, öğretmenlerin ve velilerin aleyhine yaşanan gelişmeleri takip etmeye, muhataplarına mikrofon uzatmaya, gizlenmek isteneni teşhir etmeye gayret edeceğiz.

Aynı zamanda Öğrenci Veli Derneği Buca Şube Başkanı olan muhabirimiz Gülsen Candemir de özel haberleriyle bu alanı gündemde tutacak. Okurlarımızın bilgi paylaşımları ve haber merkezimize yapacakları ihbarlar gerçeğin daha görünür hale gelmesi için hepimiz açısından önemli. Peki bunu nasıl yapabilirsiniz? Gazetemizin Facebook, Twitter ya da Instagram hesaplarına bir not ile iletişim numaranızı atabilirsiniz.

BAYİNİZDE BULAMAZSANIZ…

3 buçuk yıldır ilk defa, gazetemizin sabit telefonu hiç susmadı. ‘Özdere’deyim, İz Gazete’yi hangi bayide bulabilirim? Dikili’deyim, İz Gazete buraya gelmiyor mu? Karşıyaka’dayım abone olmak istiyorum. Büyükşehir Belediyesi’nde çalışıyorum, buradaki bayide sabah 10’da gazete tükenmiş ne yapacağız’ vb bir çok telefon aldık. Bu ilgi sorumluluğumuzu arttırdı. Tüm okurlarımıza tek tek teşekkür ederiz. Peki ne yapacağız? Kendinize en yakın bayinin ismini 0232 502 44 88 numarasını arayarak yazdırırsanız, o bayiden gazetenize her gün ulaşabilirsiniz.