Genç adam abartılı bir beden diliyle, Koronavirüsüne karşı nasıl korunacağımızı anlatıyor. Garip konuşma tarzı, sesindeki acayip vurgular, sağa sola sallanması onu ele veriyor. Ekranların sıra dışı doktoru Koronavirüsüne karşı halkı evde kalmaya çağırıyor. Orijinali Güney Kore yapımı olan “Good Doktor” dizisinden uyarlanan “Mucize Doktor” Otizmli bir doktorun mesleki olarak var olma mücadelesini ve yakaladığı olağanüstü başarıyı anlatıyor. Mucize Doktorla birlikte Otizm gerçeği güncellenerek yavaş yavaş hayatımıza doğru sızıyor.

2 Nisan Dünya Otizm Günü, Otizmli bireylerin hayata kazandırılması adına bütün dünyada bir farkındalık günü olarak kutlanıyor. Nisan ayı boyunca çeşitli etkinliklerle kutlanan Dünya Otizm Günü, ön yargılar nedeniyle dışlandıkları için acı çeken bireyleri topluma kazandırmayı hedefliyor. Otizmli bireylerin farklı mesleklerde başarılı olabileceklerini ve kendilerine yetebileceklerini de gösteriyor. Otizm en basit şekliyle, bireyin sözel olarak çevresindeki insanlarla iletişim kuramaması olarak tanımlanıyor. Sosyal ilişkilere zarar veren tekrarlayan, sınırlı davranışlarla kendini gösteren otizm kişinin beyin gelişimi engelleyerek olumsuz yönde etkiliyor. Bu süreçte maalesef otizmli birey ve ailesi toplumdan izole edilerek evde kapanmaya zorlanıyor.

2008 yılından itibaren Birleşmiş Milletler’in aldığı bir kararla Dünya Otizm Günü Nisan ayına yayılan etkinliklerle kutlanıyor. Amaç, toplumun dikkatini otizme çekerek olumsuz ve yanlış algıyı kırmak. Bu nedenle otizmli bireylerin kendilerini ifade ettikleri çok sayıda etkinliğe yer veriliyor. Filmlerden, konserlere, sergilerden, panellere kadar çok farklı alanlarda düzenlenen etkinlikler sanatın, sevginin ve hoşgörünün kişi üzerinde yarattığı mucizevi etkiye dikkat çekiliyor.

Bu yıl 11 Şubat’ta, “O Ses Türkiye” programına konuk olan İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu’nun verdiği konserle yakaladıkları başarıyı hep birlikte ekranlardan izledik. Müziğin insan üzerindeki iyileştiren gücüne tanık olduk. Tamamı Otizmli öğrencilerden oluşan orkestra üyeleri ve koro üyeleri özgüvenleriyle toplumun yanlış algısını değiştiriyor, dışlanan eve hapsedilen diğer otistik kişilere de ilham kaynağı oluyorlar.

Maalesef gündelik hayatta bu hoşgörüyü her zaman göremiyoruz. Son dönemlerde, gazetelerde çıkan haberlerde koyu cehaletin toplumu ne ölçüde zehirlediğini okuduk. Yobazlar tarafından; okula giden Otistik öğrencilerin yuhalanması, tacize uğraması, okulda şiddet görmeleri kamu vicdanını yaraladı. Otistik öğrencilerin okula alınmaması için çocukları kışkırtan velilerin akıl almaz tavrı “yaşadığımız topluma ne tür insanlar yetiştirdiklerini” de düşündürdü. İnsanı dehşete düşüren olay, okul yönetiminin konu basına yansıyana kadar, konuyla ilgili olarak hiçbir şey yapmaması ve pasif kalarak dolaylı yollardan cahil insanları desteklemesiydi. İşte tam da bu nedenle, Otizm farkındalık günleri, konuyla ilgili olarak toplumu bilgilendirmeyi, bilinçlendirmeyi ve otistik bireylerin yaptıkları işleri yansıtarak onları hayata kazandırmayı hedefliyor. Bunun en güzel örneklerinden biri geçtiğimiz yıllarda, yerel yönetimlerin işletmelerinde otistik bireyleri işe alarak, onlara iş alanları açmaları oldu. Otistik bireyler çalışarak, kendi kendilerine yetebileceklerini gösterdiler. Orçun Berrakçay’ın kurduğu İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu özellikle verdikleri konserlerle takdir topluyor, beğeniliyor. Bir ay önce aramızdan ayrılan korist Eren Sayın müziğe duyduğu sevgiyle, söylediği şarkılarla, direnciyle ve yaşama sevinciyle herkese örnek oldu. Karanlığı, cehaleti ve önyargıları ışıkla, sanatla, müzikle, eğitimle, hoşgörü ve sevgiyle yenmek adına mücadele etmek gerekiyor. Eren’in de dediği gibi “Hayat sevince güzel”.