Halk arasında kemik erimesi olarak da bilinen bu hastalık, kemiklerden kalsiyum kaybının artması sonucunda kemiklerin kolaylıkla kırılabilir hale gelmesidir. Kemiklerin mineral içeriği ve yoğunluğu azalmaktadır. Toplam kemik kütlesi % 20 azaldığında osteoporoz tanısı konmaktadır. Daha çok menopoza girmiş kadınlarda, yaşlılarda, fiziksel aktivitesi az olan kişilerde ve yatağa bağımlı hastalarda görülmektedir.

Belirtileri; bel kemiğinde ve bacaklarda eğrilikler, kolaylıkla oluşan kemik kırıklarıdır. Kırıklar sıklıkla kalça kemiğinde, el bileğinde ve bel kemiğinde görülmektedir. İlerleyen kemik kütle kaybı normal yaşlanma sürecinin bir parçası olup 40 yaştan sonra başlamaktadır. 18 yaşına kadar kemik oluşumu, 30 yaşına kadar kalsiyum depolandığı düşünülürse, kemik yoğunluğunun en üst sınırına otuzlu yaşlarda ulaşılmaktadır. Yaşlılıkta kalsiyum emiliminin azaldığı göz önünde bulundurulursa günde 800- 1500 mg kalsiyum gereksinimi olduğu söylenebilir. Kalsiyumun en iyi kaynağı süt ve süt ürünleridir. Yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, badem, keten tohumu ve pekmez de kalsiyumdan zengin kaynaklardır.

Osteoporoz İçin Risk Etmenleri:

Yetersiz beslenme, zayıflık

Yeme Davranışı Bozuklukları

Vitamin Eksiklikleri (D ve C Vit.)

Kalsiyum Yetersizliği

Flor Yetersizliği

Tuz ve Sodyumun Fazla Tüketimi

Kafeinin Fazla Tüketimi

Fosforun Fazla Tüketimi

Yaş, cinsiyet, genetik faktörler

Östrojen Eksikliği

Sigara ve Alkol Kullanımı

Fiziksel Aktivite

Stres

Diyet Önerileri:

Çocukluk çağında kalsiyumdan zengin besinlerin tüketilmesi ve spor yapmak yetişkinlik çağında osteoporozdan korunmayı sağlar.

Yeterli miktarda süt ürünü tüketerek (2 su bardağı süt veya yoğurt, 2 kibrit kutusu kadar peynir) kalsiyum alınmalıdır.

Aşırı yağlı ve şekerli besinler tüketilmemelidir.

Kemik ve diş sağlığı açısından içme ve kullanma sularının flor içeriği 0.7- 1.2 mg/ litre düzeyinde olmalıdır.

Fiziksel aktivite artırılmalıdır. Haftada en az 2- 3 kez 45 dakika yürünmelidir.

Kalsiyumun emilimi azaltabilecek besinlerden uzak durulmalıdır. Bunlar özellikle çay, kahve, kakao gibi besinlerdir. Özellikle kafein kalsiyumun kullanılabilirliğini ciddi oranda etkiler.

Aşırı tuz tüketimi kemiklerden kalsiyum atımına neden olabilir. Bu nedenle osteoporozun beslenme tedavisinde mutlaka tuz kısıtlanmalıdır.

Osteoporozlu hastalarda genellikle magnezyum eksikliği gözlemlenmektedir. Hem kemiklerde hem de kanda düşüklüğü görülen magnezyumun, tedavi sürecinde bol miktarda alınması gerekmektedir.

D Vitamini kalsiyumun emilimini kolaylaştırır ve kemiği sağlamlaştırır. Osteoporozlu hastalar yeterince D Vitamini almalı ve bolca güneş ışığından istifade etmelidir.

Osteoporozda protein dengeli tüketilmelidir. Aşırı protein tüketimi kalsiyum atımını hızlandırabilir, hastalığının seyrine olumsuz müdahalede bulunabilir. Aynı şekilde yetersiz protein tüketimi de kas ve iskelet sistemini olumsuz etkileyecektir.

Alkol ve sigara tüketiminin artışı uzun dönemde kemik erimesine neden olabilir. Bu nedenle tedavi süresince bu kötü alışkanlıklardan uzak durmanız gerekmektedir.

Vücut ağırlığının fazla olması hem osteoporoz riskini arttırmakta hem de kemik erimesi olan kişilerde düşme yoluyla sakatlanma riskini arttırmaktadır.