Yıllar süren yapım aşamasından sonra İzmirli futbolseverlerin mabedi Alsancak Stadı nihayet açılıyor. Uzun yıllar ülke futboluna hizmet veren ve herkes tarafından adı "Alsancak Stadı" olarak bilinen bu futbol mabedi bir süredir İzmir'de spor kamuoyunun gündeminde.

Yıllar önce yıkılması gündeme geldiğinde, yerine AVM yapılacağı söylentileri üzerine şehrin tüm futbol dinamikleri ayağa kalkmış, İzmir'de eşine az rastlanır bir birliktelikle, bu vahim yanlıştan geri adım atılması sağlanmıştı. İzmir spor basını, İzmir kulüpleri, istisnasız tüm taraftar dernekleri konu ile ilgili tepki göstermiş, hatta 6 İzmir kulübünün taraftarları eylem yaparak seslerini duyurmuştu.

İzmir'de kanayan yara haline gelen stat projeleri, merkezi hükumet ve yerel yönetimlerin siyasi çekişmeleri yüzünden onlarca yıl hayata geçirilemedi. Yerel yönetimler kendi imkânlarıyla Buca'da Buca Arena, Bornova'da Aziz Kocaoğlu Statlarını yaparak İzmir futbolunun hizmetine sundu. Göztepe camiası da uzun tartışmalar sonrası mevcut Başkan Mehmet Sepil'in sağduyulu yaklaşımı ile stadına kavuştu. Karşıyaka Stadı'nın durumu ise hala belirsiz. Sonuçta bu iş de büyük ihtimal Karşıyaka Belediyesi'ne ihale edilecek. Bu süreç içinde Tire'de inşa edilen ve atıl kalan 15 bin seyirci kapasiteli Tire Gazi Mustafa Kemal Atatürk Stadyumu da maalesef İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin çöpe giden yatırımları arasında yer aldı.

Bu kısa bilgilerden sonra gelelim konumuza…

Alsancak Stadı, yıkılması ve yeniden yapılmasının ardından bir kez daha İzmir spor kamuoyunun gündeminde. Şimdi mesele stadın kullanım hakkının kime ait olacağı ve stada ne isim verileceği.

Kullanım hakkı için Altay ve Altınordu arasında yıllardır bir tartışma sürüyor. Kimin haklı kimin haksız olduğu konusunda bir yorum yapmıyorum. Ama İzmir'in kent kültüründe önemli bir yeri olan emektar stadın adı konusunda çok net bir tavrım var.

Bana göre o stadın adı kesinlikle İzmir Alsancak Stadyumu olmalıdır.

Altay camiası tarafından dile getirilen Altay Mustafa Denizli Stadyumu isim önerisi İzmir'de yeni kamplaşmaları ve tartışmaları da beraberinde getirecektir. Mustafa Denizli kuşkusuz bu kentin yetiştirdiği en büyük futbolculardan biri. Kendisine bir jest yapılacaksa Altay'ın herhangi bir tesisine ismi verilebilir.

Ancak, İzmir Alsancak Stadı tüm İzmirlilerindir. Sadece tek bir camiaya mal edilmesi mümkün değildir. Profesyonel ligin ilk golü bu statta İzmirsporlu Özcan Altuğ tarafından atılmıştır. Göztepe bu statta Avrupa'nın devlerini dize getirerek yarı final oynamıştır. Karşıyaka şampiyonluk turlarını bu statta atmıştır. Altay bu statta Türkiye Kupası'nı kaldırmıştır. Altay'ın olduğu kadar burada Altınordu'nun, Bucaspor'un, Göztepe'nin, Karşıyaka'nın ve İzmirspor'un maddi olmasa bile manevi hakkı bulunmaktadır.

Alsancak ismi tüm İzmir'i kucaklayan sembolik bir isimdir ve stadın isminin 'İzmir Alsancak' kalmasına kimsenin itirazı olmaz.

***

BİZ'den haberler

Tüm dünyada yerel basının önemi gittikçe artıyor. Teknolojinin gelişmesiyle küçülen basın sektörünün günümüz koşullarında yerel olunmadan evrensel olunamayacağı gerçeği ile bir kez daha karşı karşıyayız. Ana akım medyanın gittikçe tekelleşmesi ve neredeyse tüm gazetelerin aynı çıkıyor olması yerel basının önemini iyice ortaya koydu. Günümüzde ses getiren haberlerin büyük kısmı yerel basın kaynaklı. Yerel basın ulusal medyanın kılcal damarıyken artık ana damarlarından biri olmaya ve ulusal medyayı beslemeye başladı.

Yerelde demokrasinin güçlenmesi ülkemiz açısından da çok önemli. Bu alanda da yerel medyaya büyük sorumluluklar düşüyor.

Basın meslek ilkelerinin ve evrensel gazetecilik kurallarının geçerli olması, yerel basının güvenilirliği, saygınlığı ve etkinliği için olmazsa olmaz kurallardan.

İşte bu bilinçle hareket eden İZ Gazete de ülkenin en büyük basın çatı örgütü olan Basın Konseyi'ne üyelik başvurusunda bulunarak aşağıdaki sözleşmeyi imzaladı.

"İletişim (ifade, basın) özgürlüğünü ülkemizde insanca yaşamanın ve demokratik sistemin temel şartı sayan İZ GAZETE olarak biz:

Kanun koyucunun veya öteki kurum ve kişilerin, İletişim Özgürlüğünü kısıtlamalarına her zaman ve her yerde karşı çıkacağımıza söz vererek;

İletişim Özgürlüğünün, Halkın Gerçekleri Öğrenme Hakkı'nın bir aracı sayarak;

Gazetecilikte temel işlevin, gerçekleri bulup bozmadan, abartmadan kamuoyuna yansıtmak olduğunu göz önünde tutarak;

Basın Meslek İlkeleri'ne bu ilkeleri uygulamak üzere düzenlenen Basın Konseyi Sözleşmesi'ne ve bu sözleşme gereğince görev yapacak olan Basın Konseyi Yüksek Kurulu kararlarına uymaya; İZ GAZETE olarak söz veririz."

Bugünden başlayarak künyemizde Basın Konseyi logosunu da kullanarak basın meslek ilkelerine uyma sözümüzü okuyucularımıza bir kez daha deklere edeceğiz.

Yerel basının saygınlığının ve etkinliğinin artması, mesleğimizin hak ettiği değer ve onuruna kavuşması için tüm paydaşlarımızla ve meslek örgütlerimizle omuz omuza mücadele verme kararlılığımızı buradan bir kez daha ilan ediyoruz.

Özgür ve etkin bir yerel basın için gelin el ele verelim.

BİZ'i takip edin;

Bugüne dair sözünüz,

Gelecekte İZ'iniz olsun…

Sağlıklı kalın.

***

BASIN MESLEK İLKELERİ

İletişim özgürlüğünü ülkemizde insanca yaşamanın, saydam bir yönteme kavuşmanın ve demokratik sistemin temel koşulu sayan biz gazeteciler;

Kanun koyucunun veya öteki kurum ve kişilerin, İletişim Özgürlüğünü kısıtlamalarına, her zaman ve her yerde karşı çıkacağımıza kendi özgür irademizle söz vererek;

İletişim Özgürlüğünü, Halkın Gerçekleri Öğrenme Hakkı'nın bir aracı sayarak; Gazetecilikte temel işlevin, gerçekleri bulup bozmadan, abartmadan kamuoyuna yansıtmak olduğunu göz önünde tutarak;

Basın Konseyi'nin kendi çalışmaları üzerinde hiçbir dış müdahaleye izin vermeme kararlılığını vurgulayarak;

Basın Meslek İlkeleri'ne uymayı, sözünü ettiğimiz temel inançlarımızın bir gereği saydığımızı, kamuoyu önünde açıklarız.

1)    Yayınlarda hiç kimse; ırkı, cinsiyeti, yaşı, sağlığı, bedensel engeli, sosyal düzeyi ve dini inançları nedeniyle kınanamaz, aşağılanamaz.

2)    Düşünce, vicdan ve ifade özgürlüğünü sınırlayıcı, genel ahlak anlayışını, din duygularını aile kurumunun temel dayanaklarını sarsıcı ya da incitici yayın yapılamaz.

3)    Kamusal bir görev olan gazetecilik, ahlaka aykırı özel amaç ve çıkarlara alet edilemez.

4)    Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez.

5)    Kişilerin özel yaşamı, kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar dışında, yayın konusu olamaz.

6)    Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olmaksızın yayınlanamaz.

7)    Saklı kalması kaydıyla verilen bilgiler, kamu yararı ciddi bir biçimde gerektirmedikçe yayınlanamaz.

8)    Bir basın organının dağıtım süreci tamamlanmadan o basın organının özel çabalarla gerçekleştirdiği ürün, bir başka basın organı tarafından kendi ürünüymüş gibi kamuoyuna sunulamaz. Ajanslardan alınan özel ürünlerin kaynağının belirtilmesine özen gösterilir.

9)    Suçlu olduğu yargı kararıyla belirlenmedikçe hiç kimse "suçlu" ilan edilemez.

10) Yasaların suç saydığı eylemler, gerçek olduğuna inandırıcı makul nedenler bulunmadıkça kimseye atfedilemez.

11) Gazeteci, kaynaklarının gizliliğini korur. Kaynağın kamuoyuna kişisel, siyasal ekonomik vb. nedenlerle yanıltmayı amaçladığı haller bunun dışındadır.

12) Gazeteci görevini taşıdığı sıfatın saygınlığına gölge düşürebilecek yöntem ve tutumlarla yapmaktan sakınır.

13) Şiddet ve zorbalığı özendirici, insani değerleri incitici yayın yapmaktan kaçınılır.

14)  İlan ve reklam niteliğindeki yayınların bu nitelikleri, tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirtilir.

15)  Yayın tarihi için konan zaman kaydına saygı gösterilir.

16)  Basın organları, yanlış yayınlardan kaynaklanan cevap ve tekzip hakkına saygı duyarlar.