Elinizde ya da ekranınızda olan İz Gazete, 4. doğum gününü kutluyor. Geçtiğimiz Pazar günü 2019 yılına iz bırakanlara verilen ödül töreni yapıldı. Bu töreni ‘mor gözlüklerimi’ takarak izledim tabii. Kadın bakış açısıyla törenden izlenimlerimi aktarmak isterim:

Öncelikle herkesin emeğine sağlık. Zor bir işin üstesinden geldiler. Her organizasyonda ortaya çıkabilecek birkaç teknik aksiliğin dışında iyi bir iş çıkarmışlar.

Ödülleri ‘işin mutfağında’ olan, gazetenin hem yazılı olarak hem sosyal medyada çıkmasını sağlayan emekçiler tarafından verilmesinin tercih edilmesi, çok isabetli bir karar olmuş. Ki o gece de çalışmaya devam ediyorlardı. Hepsi çok heyecanlıydılar. Bu genç, dinamik ve çalışkan ekibin - kadın oranı oldukça yüksek - muhalif ve cinsiyet / cinsel yönelim eşitliğine duyarlı gazeteciliğe katacağı çok şey olduğuna inanıyorum. Belki de Türkiye’nin en genç yazı işleri müdürü Ceren’in şevki görülmeye değerdi.

Sunucunun ‘güzel hanımefendiler…’ diye başlaması çok rahatsız etti beni, her zaman olduğu gibi. Kadınlara hitap ederken sadece ama sadece ‘kadın’ demenin kabalık olmayacağını anlamanın zamanı geldi de geçiyor. Kendimize ne dersek diyelim, solcu, muhalif; ‘hanımlar komisyonu’ diyen sağ/muhafazakar kesimle aynı noktaya düşmekten koruyamaz bizi kullandığımız yanlış dil!

Ödüllere gelince, tabii ki beni en heyecanlandıranı İzmir Kadın Platformu’na ve İzmir Kadın Meclisleri’ne verilen ödüldü. ‘Şili’de doğan ve tüm dünyada yayılarak, giderek artan kadına yönelik şiddete dikkat çekmek amacıyla başlatılan Las Tesis dansını İzmir’e taşıyarak, kadın mücadelesine verdikleri katkılardan dolayı…’ diyerek ödül vermişler İzmir kadın hareketine! Ödülü almak için sahneye çıkan kadınlar, salonda bulunan, Las Tesis eylemine katılmış kadınları da sahneye çağırdılar. ‘Binlerce kadının İzmir’de sokağa çıkıp dans ederek, tacizcinin, tecavüzcünün kim olduğunu bizzat gösterdi…’ diyerek, ödülü ‘yaşamak istiyorum, dediği halde katledilen tüm kadınlar adına, Şili’de, Lübnan’da, İran’da ve tüm dünyada özgürlük için mücadele edenler adına’ aldılar. Ayrıca sahneye sürpriz bir ismi davet ettiler; Ege Üniversitesi’nde traktör altında kalarak hayatını kaybeden Sezen Zambak’ın babasını! Acılı baba, adalet istedi. Adalet mücadelesine destek istedi.

Türkiye’nin birçok ilinde yapılan, etkili yetkili isimlerce hedef gösterilen, polis tarafından saldırılan, gözaltı uygulanan Las Tesis eylemi yapan kadınlara ödül vermek, bu eylemleri gayrimeşru,yasadışı hatta ‘terör örgütü bağlantılı’ göstermeye çalışan iktidar ve yandaşı basın karşısındaki konumun altını bir kez daha çizmektir. Tebrikler!

Ödüllerin en anlamlı olanlarından biri de, oynadığı bir oyundan dolayı cezaevine konan, 6 ay sonra tahliye edilen muhalif oyuncu Nazlı Masatçı’ya verilendi. Nazlı da ödülünü, konserleri yasaklanan, üyeleri cezaevinde olan Grup Yorum’a adadı. Grup Yorum üyelerinin ölüm orucuna dönüşen eylemlerini hatırlattı. ‘Grup Yorum halktır, halk susturulamaz!’ diyerek ödülünü aldı. Bir kadın, bir sanatçı susmayacağını, korkmayacağını ve itaat etmeyeceğini yeşil saçlarını savurarak ilan etti bir kez daha!

TMMOB İzmir İKK ve İzmir Barosu da ödül aldılar. Başkanları/sözcüleri erkek. Demokratik davranıp yönetim kurulundaki mücadele arkadaşlarını da sahneye davet ettiler. Kadınların oranı istenilen düzeyde olmamakla birlikte, fotoğraf verilirken ‘çok erkek oldu burası’ deyip müdahale eden kadın iradesi sahneye damgası vurdu. Büyük alkış aldı.

Ödül alan belediye başkanlarının hiç birisinin kadın olmaması, CHP parti yöneticilerinin büyük kısmının erkek olması CHP’nin kadın politikalarını bir kez daha gözden geçirmesini gerektiriyor, zannımca.

Yok sayılmaya, bastırılmaya çalışan kadın mücadelesini manşetlerine taşıyan, kadın sözünün köşelerden dillendirilmesini önemseyen İz Gazete’ye nice yıllar dilerim.