Birkaç hafta önce Halkın Sesi Can Radyo'da Macit Sefiloğlu ile birlikte Nasuh Mahruki’yi ağırladık...

Çuvaldız'ın Özel yayının konuğu oldu...

Geleceğini öğrendikten sonra beklemeye başladık, kendi adıma konuşayım herkes kadar tanımıyordum Mahruki’yi...

Aslında birazda ön yargılıydım Nasuh Mahruki’ye karşı.

Çünkü Başarı insanda biraz kibir yapar, Nasuh Mahruki'de de yapmıştır garanti diye düşünüyordum...

Haksız da sayılmam bu önyargımda.

Şimdi afedersiniz ben; Sovyetler Birliği sınırları içerisinde kalan 7 bin metreden yüksek beş dağa tırmanarak "Kar Leoparı" ünvanı alsam, Everest Dağına tırmanan ilk Türk dağcı olsam, Yedi kıtanın en yüksek yedi dağına tırmanarak "Yedi Zirveler" projesini tamamlayan en genç dağcı ünvanın kazansam hiç birinizle düzgün konuşmam sürekli maytap geçerim.

Dua edin iyi ki Nasuh Mahruki ben değilim

Adam başarılı olduğu için kibirli de olabileceğini düşünüyorum.

Zor bir yayın olacak benim açımdan bir yolunu bulsam da uzasam ufaktan diye bakınıyorum.

Allahtan Macit abi var, maçı götürür o, Macit abi alçak gönüllü dengeler ortamı diyorum.

Yani ben sabitledim zihnimi; Nasuh Mahruki kesin burnu büyük bir adam...

Ortada başarılı olmasından başka da delilim yok...

Neyse, bakındım biraz internette hakkında bilgi sahibi olmak için, bi de ne göreyim?

"İki yüz yıldan beri İstanbul’da yaşayan Mahruki ailesinden gelmektedir. Osmanlı döneminde Sultan II. Mahmud'a hizmet etmiş Nasuhzade şehit Kaptan-ı Derya Ali Paşa’nın 6. kuşak torunudur. Babası Cem Mahruki Turkiye’nin önemli koleksiyoncularından biri olup Türk Nümanitik Derneği başkanlığı yapmıştır."

Hadi buyur?

Soyu da Saraya dayanıyor...

Dede Paşa, Baba Nümanismat (sikke veya kağıt para koleksiyonculuğu ve paraları inceleyen çalışma sahası)

Kesin burnu havada...

Neyse uzatmayım, geldi Nasuh Mahruki tanıştık...

Allah Allah pek kibirli, burnu havada birine benzemiyor ilk tahlilde...

Adam Everest’e çıkmış kibirsiz mi yani?

Yahu ben beşinci kata asansörsüz çıkınca havamdan geçilmiyor, sen şaka mı yapıyorsun?

Sen Everest’e çık kibir mibir olmasın öyle mi?

Garanti, oynuyor bu adam.

Dur sen, bi ayağına yer etsin bak o zaman seyret, nasıl çıkacak içindeki kibir ortaya...

İç sesim tabi bunlar hep...

Neyse yayına başladık.

Gayet alçak gönüllü, bir o kadar kendinden emin...

Benim sorduğum salak salak sorulara bile gayet ciddi cevaplar veriyor, önemsiyor, es geçmiyor, alaycı cevaplar vermiyor...

Soruyorum Nasuh Mahruki’ye; ben bir dağ yürüyüşüne ya da dağ tırmanışına çıksam, neler yapmam gerek?

Gayet önemseyerek, ciddi ciddi cevap veriyor, oldukça da saygılı...

Ben onun yerinde olsam ve böyle bir soru sorsam bana, derim ki; "ulan sen daha düz yolda yürüyemiyorsun hangi dağa çıkacaksın?

Neyse, Nasuh Mahruki başladı anlatmaya, o anlattıkça biz hayran olduk...

O anlattıkça biz kendimizi güvende hissettik...

Arama kurtarma konusunda Türk Silalı Kuvvetlerinden bile önde olduklarını duyunca şaşırdık...

Sadece gönüllülerin özverisiyle ayakta kaldıklarını, arama kurtarma araçlarının bile vergiye, vizeye tabi tutulduğunu ve senelik giderinin ciddi miktarda olduğunu öğrenince, üzüldük...

Ki, bu arama kurtarma araçları da normal taksi değil.

Bildiğin kamyon/kamyonet, motoru büyük yani, dolayısıyla vergisi de yüksek ve her sene vizeye girmesi gerekiyor...

Düşün molozların altındasın seni kurtarmaya gelen bir Akut aracı vizeden çeviremeye takılıyor...

Dünyanın neresinde olur böyle bir şey...

Çeşitli afet ve kazalarda 2 bin 411 kişiyi kurtarmışlar...

Kedi, köpek, eşek, tilki, fok gibi 1047 adet hayvanı kurtarmışlar, keçi var kurtardıkları keçi! Uçurumun kenarında yumruk kadar taş üzerinde dans eden keçiyi kurtarmışlar sen düşün gerisini...

297 tane cansız beden çıkarmışlar enkaz altıdan...

20 senedir hayatımızdalar 2 bin 500 kurtarma operasyonun katılmışlar...

Adam anlattıkça büyüdü gözümüzde...

Güvende hissettim kendimi ve sevdiklerimi...

Ne kibir, ne burnu büyüklük, insani olmayan hiçbir şeyden eser yok adamda, yanılmışım...

Dün duydun, kırmızı fonda flaş haber başlığıyla; "Nasuh Mahruki’ye tutuklama kararı"

Sebebine hiç bakmadım, açmadım bile haberi...

Çok sıkıldım artık ben bu işten...

Deprem dede Allahtan öldü, yoksa şimdiye içerdeydi garanti...

Bulunurduı ona da paralel bir fay hattından sebep...

Bak söyleyeyim, mahallende bulunan cami imamını alsalar, cenazeni yıkayacak biri bulunur, ama Nasuh ve türevi adamları alırlarsa suçsuz yere ana'nın baba'nın başında dua edebileceği bir mezarın bulunmaz...

Taş olursun, taş...

"Nice selden sonra kumdan ötede

kardeşin duymaz eloğlu duyar"

Dizelerinin ispatıdır Nasuh Mahruki ve Akut gönüllüleri

 

Not: Bu arada ön yargımın kabardığı dakikalarda Nasuh ne demekmiş yahu? Diye düşünüp ismin kelime manasına baktım; halis, temiz, pak demekmiş...  

- - - -