Dünyanın bir yerinde birileri çocuklar için çok üzülüyorlar, biliyorum! Ben de aklıma geldikçe çocukları düşünüyorum. İşte o zaman şairin dediği gibi hüzün geliyor tam deli köşeme oturuyor. Biz ki dünyada düşünsel anlamda en gelişmiş varlıklar olmamıza rağmen, biz bizden olanı kimi zaman bakamıyoruz, doyuramıyoruz, koruyamıyoruz!

Yoksul, perişan, aç bir çocuğun fotoğrafını çekenler ödül alıyorlar bu dünyada; bu çocukları sefalete düşürenlerin cezalandırılması da gerekirken. Dünyada birçok devlet ve onların bünyesindeki birçok yapı, kurum, kuruluş, örgüt çoğu zaman masa başlarında konuşuyorlar dünya çocuklarının hallerini. Ama bazıları da var ki çocuk sorunlarını masa başlarından, salonlardan, kokteyllerden alıp o kadar etkili bir biçimde yüreğimizin o tam deli köşesine koyuyorlar ki insan içinden:”Bu defa bir şeyler değişecek !”diyerek umutlanıveriyor!

 Geçen akşam da bu İzmir’de, Atatürk Kültür Merkezi’nde yüreklerimizin en deli köşesine dokunacak bir etkinlik yapıldı hem de mülteci çocuklarla ilgili. Hani o arabamızla giderken ya da en temiz kıyafetlerimizle büyük bir şehrin ışıltılı caddelerinde dolaşırken yanımıza gelip bize mendil, çiçek satmaya çalışan mülteci çocuklarla ilgili. Kimi zaman hayatlarından habersiz olduğumuz; yanlarından uzaklaştığımızda yüzlerini bile hatırlamadığımız çocuklar! Kirli elleriyle kimi zaman mendilini almaktan iğrendiğimiz, kimi zaman da güzel gözlerini gördüğümüzde içimizin parçalandığı çocuklar… Savunmasız, küçük insanoğulları… Okuyamayan, aç, sefil, biz korursak korunabilecek çocuklar. Biz büyük insanoğullarının korumasına muhtaç çocuklar… İşte bu kapitalizmin ve emperyalizmin kurbanları çocuklar geçen akşam İzmir’de bu defa ışıklar altında bu defa mendil satmalarına kızan temiz vicdanlarla buluştular!

 Bu etkinlikte olanlar bütün dünyanın duymasını istediklerinden program ,”Bütün dünya buna bir inansa…”şarkısıyla başladı. Bu programın mimarı Muharrem  Dayanç ‘ın yüreği adeta seyircilerle buluştu o akşam. Muharrem Dayanç savaştan kaçan ve İzmir’e yerleşen Suriyeli ve Afgan çocuklardan otuz kişilik bir koro kurdu ve onlara gitar ve piyano çalmayı öğretti. Türkiye’de belki de ilk kez mülteci çocuklardan kurulmuş bu koro, o sırada salonda herkesi barışa yolculuğa çıkardı. Bana göre şimdiye kadar tanık olduğum en etkileyici çalışmalardan biriydi. Düşünün salonda aynı duygularla yürekleri çarpan yüzlerce insan ve karşılarında o küçücük yaşlarda yakın bir zamana kadar yürekleri acıtılmış onlarca çocuk. Bir anda evrensel sevgi dili olan müziği o küçücük parmaklarıyla icra etmeye başlıyorlar ve yüreklerindeki sevgi salondaki seyircilere müzik yoluyla akmaya başlıyor. Işıl ışıl çocuk gözlerinden büyüklerin yüreğine umut, sevgi, mutluluk adına ne varsa hepsi ama hepsi doluyor. Çocuklar için altıncı projesi bu Sayın Muharrem Dayanç’ın. Daha önce engelli çocuklarla ilgili de yaptığı çalışmaları var. Bu gibi çalışmalar bizler için çok önemli. Zaten onca tehlikenin ve savunmasızlığın içinde çocukları koruyabiliyoruz, anlıyoruz artık, düşüncesinin varlığı bile bizi çok mutlu ediyor. Sahilde ölü bu bulunan Aylan bebek de büyüyünce gitar çalabilirdi ve yaşayanlar da ona eşlik edebilirdi. Bakın bir gün Kemeraltı’nda dolaşırken dövülen Suriyeli Hasan artık gitar çalıyor. Barışa dikkat çekmek için yapılan bu program bize şunu anlattı. Sevgiyle ve insanca yaklaştığın zaman bu dünyada sevginin aşamayacağı hiçbir sorun kalmıyor. Savaş doymak bilmeyen emperyalizmin ve kapitalizmin ocağına sürekli odunu atıyor ve en çok da bunlardan çocuklar etkileniyorlar. Çocukları sevdiğin ve onları düşündüğün zaman zaten dünya savaşa gerek duymadan kendiliğinden kurtuluyor.

Bu anlamlı geceye Karşıyaka Belediye Başkanı Sayın Hüseyin Mutlu Akpınar siyasetteki başarısını sahnede Memik Oğlan türküsünü söyleyerek geceye büyük bir destek verdi. Belediye başkanlığının yanında sanata, insan sevgisine verdiği önemle de Karşıyakalıların ve birçok kesimin de sevgisini kazanan başkan, bu anlamda yüreklerimizi bir kez daha fethetti. CHP’nin aydınlık, modern, çağdaş yüzünü her zaman davranışlarıyla ve yaptıklarıyla bize gösteren Sayın başkanımızın da   “Karşıyaka’nın Filizleri” adlı projesi bugünlerde hayatımızda oldukça büyük anlam buluyor. Aydınlık zihniyetlerin bu tür çalışmaların peşinden koşması kadar doğal ne olabilir ki… Ayrıca CHP Genel Başkan Yardımları Selin Sayek Böke, Zeynep Altıok, Grup Başkan vekili Özgür Özel, yine Hatay Belediye Başkanı Lütfi Savaş, Çiğli Belediye Başkanı Hasan Aslan, Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce, CHP İl Başkanı Asuman Ali Güven de bu anlamlı geceye varlıklarıyla anlam katan CHP’NİN diğer aydınlık yüzleriydi. Böylesine  çağdaş çizgilerin aynı gecede ve aynı zihniyette birleşmesi biz İzmirliler için ne büyük mutluluk verici.Şu günlerde umudumuza umut kattığınız için her birinize teşekkür ederiz!

 

 

- - - - -