Geçenlerde BirGün Gazetesi’nde muhalefet partilerine mensup milletvekillerinin TBMM’de verdikleri soru önergelerine ilişkin bir analiz okudum. İstatistik, 1 Kasım 2015-1 Kasım 2017 arasındaki iki yıllık süreci kapsıyor.

CHP (14’tü, Aytun Çıray’ın istifasıyla 13’e düştü), MHP (2) ve HDP’nin (2) İzmir milletvekillerinden CHP’li Zekeriya Temizel hiç yazılı soru önergesi vermemiş. Yine CHP’li Murat Bakan ise TBMM Başkanlığına tam 204 yazılı soru önergesi vermiş.

CHP’li İzmir milletvekillerinden Mustafa Balbay 61 yazılı soru önergesi verirken bu sayıdan daha fazla değil de daha az soru önergesi verenler ise şu isimler:

Atilla Sertel: 52, Aytun Çıray (Şimdi İyi Parti’de): 45, Özcan Purçu: 35, Kamil O. Sındır: 22, Selin S. Böke: 15, Tuncay Özkan: 11, Musa Çam: 8.

(Mustafa Balbay’ın rakamının üstündeki CHP’li milletvekillerin soru önergesi sayısını neden not etmediğimi yazının devamında okuyacaksınız)

SORU ÖNERGESİNDEN MURAT

TBMM’de denetim misyonunu yerine getiren ana muhalefet ve diğer muhalefet unsurları-milletvekilleri ilgili bakanlara alanlarıyla ilgili sözlü soru sorduğu gibi yazılı soru önergeleri de verirler. Buradaki amaç, kamuoyunu aydınlatmak ve iktidarı denetim olduğu kadar, halkı ilgilendiren ve çözüm bekleyen konuların da çözümüne katkıda bulunmaktır. O yüzden, muhalefet partisi milletvekili soru önergesini yerli yerinde vermelidir. Kendi uzmanlık alanını, çalıştığı komisyonu ilgilendiren ya da seçim bölgesindeki gelişmelerle ve sorunlarla ilgili soru önergeleri makbul olandır. Sade suya tirit soru önergelerinin hiçbir yararı olmadığı gibi milletvekili sıfatına da bir şey katmayacağı açıktır. Böylelikle, muhalefet milletvekillerinin “ne kadar çok soru önergesi verdiği” değil, “ne kadar gerekli ve yerli yerinde soru önergesi verdiği”nin önemli ve değerli olduğunu söyleyebiliriz.

YAĞMUR GİBİ SORU ÖNERGESİ MARİFET Mİ?

Sonuç olarak, çok sayıda soru önergesi vermenin marifet olmadığı gibi, gereken hallerde denetim görevinin bir parçası olarak bu mekanizmadan yaralanmamanın da bir eksiklik olduğunu öne sürebiliriz. Bu noktada sayı değil yukarıda da belirttiğim gibi “gereklilik hali” önemlidir. TBMM’yi ve çalışma şeklini az çok bilen birisi olarak daha somut ifade edeyim: Bir muhalefet milletvekili fonksiyonunu tam anlamıyla yerine getiriyorsa, TBMM’de devamlılığı varsa, seçim bölgesiyle ve uzmanlık alanıyla ilgili konuların takipçisi ise dört yasama yılında ve görev süresinin tamamı olan dört yılda 40-60 arasında soru önergesi verirse yerindedir. Bunu iki yıla bilersek; 20-30 arasıdır. Yüzlerce soru önergesi vermek bir muhalefet milletvekilinin “çalışkanlık ölçüsü” değildir. Tekrar belirteyim; önemli olan gerekli hallerde muhalefet milletvekilinin yazılı soru önergesi vermeyi ihmal etmemesidir.

BİR BAŞKA ÖNERİ

Yeri gelmişken, muhalefet milletvekillerine bir de öneride bulunayım: Her yasama yılı sonunda (TBMM’nin her yıl açılıp tatile girdiği aralık) bir çeşit “çalışma raporu” yerine geçecek, gerek meclis genel kurulundaki, gerek komisyonlardaki ve seçim bölgelerindeki, uzmanlık alanlarındaki çalışmalarıyla ilgili bir “kitap” hazırlarlarsa ve örgüte, seçim bölgelerindeki seçmene dağıtırlarsa çok anlamlı ve yararlı olur… Bu çalışmada Meclis konuşmaları, TBMM’deki basın toplantılarındaki açıklamalar ve medyadaki haber, demeç ve röportajlar, yazılı soru önergeleri ve gelmişse yanıtları vb. yer alabilir.