Bizim için kabus gibi geçen bir Avrupa Futbol Şampiyonası’nın ardından milli takım bugün ilk kez yeşil sahaya çıkıyor. Galler, İtalya ve İsviçre’nin yer aldığı turnuva grubumuzdan puan alamadan büyük bir hezimet yaşayarak ayrılmıştık. 2022 yılında Katar’da düzenlenecek olan ve kupa tarihinde ilk kez kış aylarında gerçekleştirilecek Dünya Kupası gruplarında arka arkaya aldığımız Hollanda ve Norveç galibiyetleri ile harika bir başlangıç yapmıştık. Ardından oynadığımız grubun üçüncü maçı olan Letonya karşılaşmasında adeta maça 2-0 önde başlamış olmamıza rağmen skoru koruyamamış ve 1 puana razı olmuştuk. Bugün ve cumartesi karşılaşacağımız rakiplerimiz olan Karadağ ile Cebelitarık normal şartlar içerisinde, oyun disiplinimizden ve kalitemizden taviz vermeden rahatlıkla geçebileceğimiz takımlar. Ama ne yazık ki milli takımımızın bu tarz maçlarda sebebi nedir bilinmez çok fazla puan kaybettiğini hatta gücünü bizimle kıyaslayamayacağımız rakipler yüzünden turnuvalara katılma başarısı gösteremediğini birçok kez gördük.

Avrupa Futbol Şampiyonası’nın ardından büyük tepkilerle karşı karşıya kalan ve bazı kesimler tarafından istifaya davet edilen Milli Takım Teknik Direktörümüz Şenol Güneş’le yola devam ediliyor. Eğer büyük bir aksilik olmaz ise 2022 Dünya Kupası hazırlıklarının tamamını Şenol Hoca ile geçireceğiz gibi gözüküyor. Zaman zaman hocanın formu ve performansı tartışma konusu olsa da ülkemizde ki en büyük üç teknik adamdan biri olduğu gerçeğini asla değiştiremeyiz. Şenol Güneş, Fatih Terim ve Mustafa Denizli üçlüsünün sahip olduğu başarıları, aşağıdan gelen onca yaşı genç antrenör olmasına rağmen Sergen Yalçın ve Abdullah Avcı haricinde kimse tehdit edebilecek gibi durmuyor.

Maalesef ülke futbolunda ki problemlerimizin çözümü bence ne antrenörlerden ne de yönetimlerden geçmiyor. Hem kulüp takımları bazında hem de milli takımlar düzeyinde yaşadığımız en temel sorun başarısız ve problem çözme kabiliyetine sahip olmayan bir Türkiye Futbol Federasyonu yönetimidir. Liyakat sahibi olmayan, hükümet ile birlikte kirli ticari ilişkileri bulunan, kendi başına karar verme mekanizmasına sahip olmayan bir TFF Başkanı’nın olduğu ortamda bence süreci iyi bile götürüyoruz denebilir. Ama şunu da üstüne basarak söylemek istiyorum. Maalesef ki artık Nihat Özdemir artık sadece Türk Futbolunun sorunu değil, Türkiye’nin sorunudur. Kendisinin elini futboldan çekmesi şu noktadan sonra yeterli olmayacaktır. Futbolun değil, Türkiye’nin Nihat Özdemir ve onun gibilerden kurtulmaya çok ihtiyacı var.

Asıl konumuz olan milli takıma dönecek olursak demek istediğim, hem oyuncuları hem de teknik direktörleri acımasızca eleştiriyoruz ama onların içerisinde olduğu düzeni yönetenleri görmüyoruz. Umuyorum ki bu hafta oynayacağımız iki karşılaşmayı da kazanarak Dünya Kupası yolunda güçlenerek devam ederiz. Fakat şunu unutmamak gerekiyor, Türkiye değil 2022 Dünya Kupası’na katılmak, Dünya Şampiyonu bile olmayı başarsa, Nihat Özdemir ve onun gibiler Türk futbolunun utanç kaynağı olmaya devam edecekler.