Seçime girerken bazı muhalefet partileri ittifak kurdu, adına da ‘millet ittifakı’ dediler. Aralarına bu ülkenin yasal, barajı aşmış 3. büyük partisi HDP’yi almadılar ama yerel seçimler gösterdi ki, HDP oyları çok belirleyici… Neyse, bu ayrı bir konu; hala bazılarının kafası, Akp-Mhp’den kurtulmanın, bu ülkeyi uçurumun dibinden çekip çıkarmanın tek yolunun, muhalefetin ’laik demokratik parlamenter sistem paydasında ortak hareket etmek olduğunu’ basmıyor!..

Bu işin bir tarafı, gelelim ‘millet, bu isimle bir araya gelen partilerin muhalefet performansından memnun mu’ sorusuna. Cevabı tek kelimeyle ‘hayır’! ‘Süper, şahane tam istediğim gibi’ diyeni duymadım, ha belki Akp diyordur, mümkündür! Muhalefete oy verenlerin büyük çoğunluğu ‘Akp karşıtlığı’ nedeniyle oy veriyor. Yani kerhen!

Peki niye böyle? Yargı, eğitim, sağlık, ekonomi, işsizlik… Hangi alana el atsan elinde kalan bir ucube sistem halkı perişan ederken, muhalefet neden umut olamıyor? İktidar 18 yılda ülkeyi batırdı, muhalefet neden, nasıl dur diyemedi? Bunun için önce iktidarı tek başına sürükleyen Erdoğan’ın yapısal özelliklerine bakmak lazım. Erdoğan;

Gündemi manipüle ediyor, herkesi peşinden sürüklüyor.

Kendi seçmen kitlesini konsolide ediyor, destek veriyor, diri tutuyor.

Yüksek perdeden atarlanma, dünyaya kafa tutma halleri her,  içi boş olsa da tribünlerde karşılık buluyor.

Yaptığını yapmamış, yapmadığını yapmış gibi göstermeyi yani gerçekleri saptırmayı iyi biliyor.

‘Korku’ psikolojisini çözmüş, korkutmanın ekmeğini fena halde yiyor.

Yalanları, doğruymuş gibi anlatmayı, güçlüymüş gibi yapmayı iyi biliyor.

Listeyi uzatmak mümkün. Zaten tarihteki bütün otoriter yönetimler benzer taktikleri kullanmış, yani Erdoğan’a özgü değil. Ancak muhalefetin önce rakibini iyi analiz edip ona göre strateji belirlemesi gerekmez mi? Rakibi iyi tanımazsan, korkuya pabuç bırakırsın, rakibin üzerine geldikçe ‘aman olay çıkmasın gerginlik olmasın’ deyip geri adım atarsın ve köşeye sıkışır kalırsın.

Armut pişti ama ağza düşmüyor!

Geçmiş dönemlerde kötüye giden ekonomi iktidarları devirmeye yeterdi. Bakıyoruz, muhalefet de ‘ekonomi çok kötü halk nasılsa bunları gönderir’ yaklaşımı içinde sıranın kendisine gelmesini bekliyor. Yani ‘armut piş ağzıma düş’ diyor. İyi de düşmüyor!

Neden, çünkü her şey kötüye giderken bile umut olmayı beceremiyorlar. Hala yerel seçimlerin ekmeğini yemeğe çalışıyorlar.

Muhalefet partilerinin artık şunu anlaması lazım, halk sıkıntılı, çaresiz, çıkar bir yol arıyor ama ışık görmüyor. Öfkesine, çaresizliğine tercüman olacak gür bir ses arıyor;  tek yaptığı Erdoğan’a cevap vermek olan cılız sesler duyuyor.

Adalet yürüyüşünün ekmeğini daha ne kadar yiyecek bu CHP? HDP oylarıyla patlayan İstanbul seçimleriyle böbürlenmeyi ne zaman bırakıp şapkayı önüne koyacak?

‘Mış’ gibi muhalefet yapılırsa, toplumda güven sorunu oluşur ve seçim zamanı geldiğinde Akp’den memnun olmasa bile mütedeyyin Akp seçmeni gider yine ampule basar!

Millet, ‘küçük olsun benim olsun’ demeyen, kendi kişisel ve partisel hesaplarını bir kenara koyup laik demokratik parlamenter sistem ekseninde muhalefetin bir araya gelmesini ve kötü gidişe söylemler ve eylemlerle son vermesini bekliyor. Ha, yapmıyorlar mı; o zaman bu gidişin sorumlusu Akp olmaz, muhalefet olur; bu kadar basit.