Güzel günler göreceğiz, güneşli günler


Hoşgörünün başkenti, demokrasinin kalesi, çağdaşlığın öncüsü güzel İzmir’imizde beş yıl önce kurulan İz Gazete’nin yıldönümünü yürekten kutluyorum.

Basın ve ifade özgürlüğündeki ağır kayıpların, dürüst, objektif gazetecilere yönelik baskıların zirvede olduğu bir dönemde “İzmir’in gazetesi” olarak önce internet ortamında kurulan, yazılı basının birer ikişer kayıp verdiği süreçte basılı olarak da yayınlanmaya başlayan İz Gazete, hem haberciliğe hem de halkın haber alma hakkına yeni bir soluk getirdi.

İktidar beslemesi yandaş basının “taraflı, objektiflikten uzak” haberciliğinden dolayı soluksuz kaldığımız günlerde halkın gerçekleri öğrenme ve haber alma hakkına yeni bir nefes oldu. İzmir’in, İzmirlilerin sorunlarının dile getirilmesinde objektif bir ses oldu. Her türlü baskıya ve ekonomik zorluklara rağmen gazetecilik yapmak için mücadele veren İzmir basını için ise farklı bir renk oldu.

Ülkesinin ve yaşadığı kentin sorunlarına son derece duyarlı olan İzmir halkı, İz Gazete’yi sevdi. Her türlü zorluğa ve baskıya rağmen İz Gazete’nin başta okuyucularının sahiplenmesiyle çok daha uzun yıllar yaşayacağına ve istihdam yaratmaya devam edeceğine inancım tam.

Kolayı herkes başarır. Önemli olan zoru başarmaktır. Türk basınının çok zor bir süreçten geçtiği bu dönemde İz Gazete tarafsız, objektif gazetecilik yapmak için yola çıktı ve zoru başarıyor.

Türkiye’de bir zamanlar İstanbul basını ile yarışan hatta bazı illerde onu geride bırakan yerel gazeteler, günümüzde oldukça sıkıntılı günler geçiriyor. Bir zamanlar milli mücadeleye öncülük eden, güç veren yerel basın, bugün maalesef bir takım yanlış politikalar ve siyasal iktidarın göz ardı etmesi sonucu varlığını sürdürebilme mücadelesine girdi.

Ekonomide yaşanan kötü gidişat ve dışa bağımlılık; gazete ve kitap basımı yapan yayınevlerini yaşayamaz hale getirirken, basın ve medya kuruluşlarını da kapanma noktasına getirdi. Büyük medya kuruluşlarına ait bazı yaygın gazeteler kapanırken, çok sayıda yerel gazete de baskıya son verdi. Kapanmamak için direnenler de; sayfa sayısını azaltma, sayfa yüzölçümlerini küçültme, kadro sayısını azaltma ve gazete satış adedini düşürmeye yönelik kararlar aldı.

Türk basınının son 18 yıldır verdiği “basın ve ifade özgürlüğü” mücadelesine ekonomik yönden ayakta kalma mücadelesi de eklendi.

Kentlerin gözü, kulağı, sesi olmasının yanı sıra demokrasinin mihenk taşlarından olan yerel basının güçlü bir şekilde var olmasını istiyoruz. Bu yönde verdiğimiz mücadeleyi Meclis’te de devam ettiriyoruz. Gazetelerin birer ikişer kapandığı dönemde İz Gazete gibi kurumların daha da artmasını, gazeteciler arasında işsizliğin yüzde 30’ları bulduğu ortamda genç gazeteciler için daha fazla istihdam alanları yaratılmasını arzuluyoruz.

Gerçek anlamıyla gazetecilik yapanların, halkın haber alma hakkı için mücadele edenlerin, baskılara, tehditlere göğüs gerenlerin yanında olmaya devam edeceğiz. Bu istibdat döneminin sonu gelmiştir artık. Yazdıkları ve düşünceleri nedeniyle gazetecilerin hapse atılmayacağı günler çok yakın.

Aydınlık, güneşli günler çok yakında. Tek adam keyfi yönetimi ilk seçimde siyaset mezarlığını boylayacak. İşte o güne kadar biz mücadeleye devam edeceğiz. Sizlerin de halkımıza nefes, kentimize ses olamaya devam edeceğinize yürekten inanıyorum.

Güzel günler göreceğiz, güneşli günler…

Editör: Haber Merkezi