Journo, İzmir’de 58 yıldır yayınını sürdüren Ege Telgraf, İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin kurduğu Gazete 9 Eylül, iki deneyimli gazeteci sayesinde İzmir’e uzanan tvDEN ve "yeni bir heyecan" olarak nitelendirdiği gazetemizi mercek altına aldı.

İşte o değerlendirme:

Bahsi geçen bu dört yayının da internet sitesi var. Başlangıçta Basın İlân Kurumu’nun teşvikiyle web sitesi kuran yayınlar, yeni medya araçlarının gelişimi ve yaygınlaşmasıyla birlikte bu alana özel yatırımlar yaptı, alt yapısını güçlendirdi ve okuruna yorum alanları açtı.

9 EYLÜL: ÖZEL HABERE İLGİ VAR

Altı yıl önce yayın hayatına başlamasına rağmen kisa sürede İzmir’in önemli gazetelerinden biri olan 9 Eylül, “Gazetecilerin Gazetesi” sloganıyla 30 kişi tarafından çıkartılıyor. WordPress altyapısını kulanan gazetedokuzeylul.com’da okurlar haberlerin ve köşe yazılarının altına yorum yapabiliyor. Gazete aynı zamanda haberlere yapılan yorumlara gerek görürse cevap da veriyor. Sosyal medya hesapları aktif olan gazetenin Twitter’da 2342, Facebook’da ise 6332 takipçisi var. Facebook’da ayrıca bir grup sayfası da olan 9 Eylül’ün buradaki takipçi sayısı ise 2500. 2017’nin Aralık ayından beri dijitalleşmeye daha ciddi eğildiklerini söyleyen Genel Yayın Yönetmeni Murat Attila, sosyal medya ve site içi trafik verilerinden yola çıkarak okurların köşe yazıları ve İzmir’le ilgili özel haberlere daha çok ilgi gösterdiğini ifade ediyor.

EGE TELGRAF: GAZETE GÜNDEMİNİ OKUR BELİRLİYOR

İzmir’in köklü gazetelerinden Ege Telgraf’ın web sitesi egetelgraf.com yaklaşık 10 yıldır yayında ancak internet gazeteciliğine yakın zamanda başlanmış. Gazetenin yazarlarından Buğra Tokmakoğlu, Ege Telgraf’ın bu yönünün özellikle yeni kadrolarla geliştiğini söylüyor. Özel haberlerinin görünürlüğüne önem veren genç gazeteciler, gazete yönetiminin dijital alana yatırım yapmasına önayak olmuş. Yakında sitenin yenileneceğini, altyapısının daha kuvvetli olacağını, okurla interaktif bir ilişki kuracaklarını belirten Tokmakoğlu, sosyal medya hesaplarındaki etkileşimi, sayfalarında da yakalamak istediklerini söylüyor. Facebook’da 2245 kişinin takip ettiği gazete, Twitter’a 2012’de katılmış ve takipçi sayısı 2823. Okurlarıyla en çok sosyal ağlarda etkileşim hâlinde olduklarını belirten Tokmakoğlu, gazete gündeminin çoğu zaman okurdan gelen şikâyet, duyuru ve haber önerileriyle oluştuğunu anlatıyor.

İZ GAZETE: ODAK NOKTAMIZ SOSYAL MEDYA

İzmir’in yeni yayınlarından İz Gazete için dijitalde doğdu denebilir. Platform, iki haftada bir yayınlanan basılı gazetesi ve aylık çıkan dergisinin yanı sıra sosyal medya hesaplarından da canlı programlar, videolar ve haberler paylaşıyor. Facebook’ta 45.874 kişinin takip ettiği gazetenin, Twitter takipçisi ise 6.724 kişi. Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal, “Haber artık anlık tüketiliyor, insanlar habere hemen ulaşmak istiyor. Biz bu yüzden odak noktamızı sosyal medyaya koymuş durumdayız” diyor.

tvDEN: REYTİNGİ ETKİLEŞİMLE ÇÖZÜYORUZ

İzmir’de ciddi bir görsel medya sıkıntısı var. Ege TV, Kanal 35, Yeni Asır TV gibi pek çok kurum kapatıldı. Ege’nin az sayıdaki televizyon kanallarından tvDEN, böyle bir dönemde gazeteciler Seçkin Öner ve Cengiz Duyar’ın emeğiyle Aydın’dan sonra İzmir’e de kuruldu. ‘Ege’den dünyaya’ muttosuyla yayınını Türksat 4A uydusundan, tvden.com.tr adresinden, Facebook ve Twitter’dan sürdüren kanalı 41.470 kişi Facebook’dan, 470 kişi ise Twitter’dan takip ediyor. Eskiden programın izleyicisinin gelen telefonlarla ya da çekilen fakslarla ölçüldüğünü hatırlatan Seçkin Öner, artık reytinglerini sosyal medyadan aldıkları etkileşimle ölçtüklerini belirtiyor.

BİK İLANI KESERSE...

Gazetelerin basılı hâliyle dijital hâli arasındaki farkı özel haberler belirliyor. İzmirliyi yakından ilgilendiren özel haberler çoğunlukla basılı olarak yayınladıktan sonra intenette dolaşıma giriyor. Bu web siteleri için büyük bir handikap. Üstelik dijital mecralar Türkiye’de ve dünyada gelir modeli problemini henüz çözememiş durumda. Hâl böyle olunca yerel basının finansal deneyimi de önem kazanıyor.

Yerel gazetelerin dijital ve matbu reklam gelirleri maalesef iç açıcı bir tablo sunmuyor. Tirajlar her geçen gün düşüyor. Basın İlân Kurumu’nun verdiği ilânlarla ayakta kalmaya çalışan gazetelerin en büyük korkusu bu akışın kesilmesi. Dijitalde de gelir modeli geliştiremeyen gazetelerin web sitelerinde Google’ın otomatik reklamları yer alıyor.

‘YEREL MEDYA TWİTTER'DA KAYIP’

Yerel gazetelerin sosyal medya takipçilerine baktığımızda, Facebook kullanıcılarının ağırlıkta olduğunu görüyoruz. Ege Telgraf yazarı Buğra Tokmakoğlu bunun nedenini şöyle anlatıyor: “Facebook Türkiye gerçeğini yüzde yüz yansıtan bir mecra. Çünkü en alt gelir seviyesinden tutun da en üst gelir seviyesine kadar çok geniş bir kitle var Facebook’ta. Twitter özellikle Gezi sürecinden itibaren alternatif siyaset gündeminin takip edildiği bir mecraya dönüştü. Twitter’ın takip ettiği bu konular yerel medyanın içeriğinde görülmüyor. Şu anda bir çok yerel medyanın paylaşımlarına baktığımızda sadece haberlerinin linklerini görüyoruz. Bunun dışında insanların paylaşmalarını sağlayacak içerikler üretilmiyor. Bu yüzden de yerel medya Twitter kitlesiyle buluşamıyor.”

Tokmakoğlu çözümü de işaret ediyor: “Sosyal medya mecralarının her birinin farklı mesajların üretebileceği yerler olduğunu biz öğrenemedik hâlâ. Bizde sosyal medyayı kullanan arkadaşlar, bütün içerikleri bire bir aynı olarak hesaplarda paylaşılabileceğini düşünüyor. Böyle bir şey yok. Facebook’ta oluşturduğunuz başlık, fotoğraf, hashtag farklı, Twitter’da kullanacaklarınızın farklı olması gerekiyor. Çünkü hepsinin farklı dili var. Yerel medya Twitter’ı kazanmak yerine, okura daha kolay ulaşacağı Facebook’a yatırım yapıyor. Bu yüzden de yerel medya açısından Twitter kayıp.’

YEREL DİJİTALDE SINIRSIZ

Dijitalleşme, yerel gazetelerin yalnızca yayımlandıkları bölgeye değil, tüm dünyaya seslenebilmesini de sağlıyor. Bu durumun yerel medya için büyük avantaj olduğunu kaydeden İz Gazete Yayın Yönetmeni Ümit Kartal, bilgiye erişimde sınırların kalkmasını çok önemsediklerini ifade ederken, Buğra Tokmakoğlu da içeriklerin -arama motoru kriterlerine uygun şekilde hazırladığında- dünyanın dört bir yanından okuyucu alma şansı olduğu görüşünde.

‘ÜVEY EVLAT’ MESELESİ

Türkiye’de ulusal ve yerel basın ilişkisi anlatılırken geçmişte sıklıkla ‘üvey evlat’ tabiri kullanılırdı. Peki dijitalleşme bu ilişkiye nasıl yansıdı?

Yerel medyanın şehrin bütün dinamiklerini bir araya getirip okuyucusuna sunduğunda ayakta kalabileceğini ifade eden 9 Eylül Yayın Yönetmeni Murat Attila, “Yerel basın bu nitelikteki sayfalarını, ulusal basınla buluşturabildiğinde bir sinerji oluşturabilir, çünkü kimi önemli dönemlerde tek başına bir mecranızın olması, haberin yayılması, kamuoyuna yeterince yansımasında yeterli olamayacaktır” diyor.

Tokmakoğlu ise yerel basının, ulusal medyayı besleyen gizli bir güce dönüştüğünü söylüyor: “Aslında bahsettiğiniz ilişki gizlice kurulmuş gibi. Bir çok ulusal gazetenin İzmir’de temsilciliği olmasına rağmen muhabiri yok. Sadece bir temsilcisi, şoförü, çaycısı var ama muhabiri yok. Oysa yerel gazetelere baktığınız zaman örneğin Ege Telgraf’ta 40 kişi çalışıyor, diğerlerinde de çalışan sayısı hemen hemen aynı. Muhabiri olmayan temsilcilikler, bizlerden aldıkları haberleri gönderecekler ulusal basına. İzmir’de yerelin nabzını tutan yerel gazeteler, çok dillendirilmese de ulusal basının yereldeki temsilcilerini besleyen gizli bir güce dönüşüyor.”

YEREL MEDYA NASIL KURTULUR?

Yerel ya da bölgesel yayın yapan pek çok gazete ve kanal ekonomik sıkıntılarla boğuşuyor. Bu olumsuz sonuçları değiştirecek olan temel gücün iyi içerik olduğunu söyleyen yöneticiler, yerel medyanın ancak özel haberlerle ayakta kalabileceği görüşünde. Tabii dijitale kayan ilgiyi, paraya çevirecek yöntemleri de bulmak gerekiyor. Buğra Tokmakoğlu, haber üretim ve yayma alanında her gün yeni gelişmeler yaşanırken, yerel internet editörlerinin kendini geliştirmesinin önemli olduğunu düşünüyor. Tokmakoğlu ayrıca, meslek örgütleri ve Sendika’nın, gazeteciler için yeni medya eğitimlerini sıklaştırması çağrısında bulunuyor.

Siyasi iktidarın, ulusal ölçektekilere olduğu gibi yerel basına da ciddi baskıları var. Ümit Kartal bu baskının daha demokratik bir ortamla kırılabileceğini savunuyor ve bunu sağlayacak yegâne gücün okur olduğunu vurguluyor: “Okur, okumak istediği gazetelere geçmişten daha fazla değer vermeli. Bu sağlanamadığında topyekûn baskının aşılabilme intimâli yok.”

Sevda Aydın - Journo

Editör: Haber Merkezi