İzmir Kent Konseyi, tarafından düzenlenen ‘Yerel Basın, Basın Özgürlüğü ve Demokrasi Söyleşisi’ne İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen konuşmacı olarak katıldı. Sözlerine yerel medyanın ve gazetecilerin görevinin halkı bilgilendirmek olduğunu söyleyerek başlayan Dikmen, “Öncelikle İzmir Kent Konseyi’nin sözünü ettiği açıklaması biz gazeteciler için oldukça önemlidir. Bizim görevimiz halkı bilgilendirmek üzerinedir. Tüm çalışmalarımızda örgütsel olarak bir arada olmakta önemlidir. Bu anlamda birbirimize omuz vermemiz demokrasinin de gereğidir” dedi.

Yerel medya kavramının önemini açıklayan ve değerlendiren Dikmen, “Medyanın dijital boyutta hızlı bir ilerleyişi var. Bütün bunları gördüğümüzde kitle iletişim aracı olarak tanımlanıyor. Ancak kitlelerin büyüklüğüne göre kendi aralarında sınıflandırılıyorlar. Ulusal medya tek bir basın yayın kuruluşu tarafından aynı isimle basılıp yayılıyor. Ülkenin de yüzde 70’lik alanında dağıtılan medya araçları olması gerekiyor ki ulusal denilebilsin. Bölgesel anlamda bakıldığında tek bir basın yayın kuruluşu tarafından aynı isimle basılan ya da yayılan kitle iletişim aracı olmalıdır” dedi.

Konuşmasında yerel medyanın günümüzdeki sıkıntılarına da yer veren Dikmen, “Türkiye yerel medya konusunda sayı açısından ciddi anlamda zengin görünüyor. Yaşanılan onca maddi sıkıntı içinde yerel medyanın ayakta durabilme çabası kurumların belini büküyor. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın kayıtlarına göre 6 bin civarından basılı süreli yayının büyük bölümü yerel medya statüsündedir. Özellikle sektör içerisinde reklam gelirlerinin kısıtlı olması, kurumların ihtiyacını karşılayacak düzeyde değildir. Salgın dönemini ele alacak olursak reklamların dijital alana kayıyor olmasıyla birlikte yerel medya zor günler geçiriyor. Yerel medyanın en önemli gelir kaynağı basın ilan kurumundan gelen resmi ilanlardır. Bu gelirler yerel medyayı ayakta tutan, gazetecilere iş imkanı sağlayan önemli kaynaktır. Ne yazık ki salgında iş üretilemediği için birçok resmi işlem yavaşlatıldı için bu durum ilanlara da yanmış oldu ” dedi.

‘BİZ GÖREVİMİZİ YAPIYORUZ’

Gazeteciliğin mesleki kuralları ve etik anlayışı öğreten bir kurum olduğunun altını çizen Dikmen, gerçek ve güvenilir gazetecilerin olduğunu söyledi. Dikmen, sözlerine şunları da ekledi: “Hukuk devleti olmak en önemli öncelikken, halkında bilgi edinme hakkına sahip çıkması gerekir. Gazeteciler olarak biz görevimizi yapıyoruz. Ancak vatandaşın görevi de bilgiyi aktaran basına sahip çıkmaktır. Gazetecilere güvenin ve gerçek gazeteciler var”

‘Medyada yaşanan gerçeklikler sıralandığında, algı yöntemiyle değil, iddiaların ve söylemlerin aksine kendi gerçeğimizle karşılaşıyoruz’ diyen Dikmen, “Hukuka güvenin azaldığı ve gazeteciliğin algı yaratmayla ilişkilendirildiği tek taraflı bakışın yoğun olduğu delilsiz iddianamelerle mesleğin yüz akı gazeteciler suçsuz yere ağır cezalara mahkum ediliyor. Böyle bir ortamda demokrasiden bahsetmek oldukça zordur. Tek sesli medya hedefi her şeyi bozdu” açıklamasında bulundu.

‘VAZGEÇMEYECEĞİZ’

Göreve gelirken İzmir Gazeteciler Cemiyeti olarak kırmızı çizgilerinin ne olduğunu belli etiklerini söyleyen Dikmen,“ Göreve gelirken, Cumhuriyet’in temel ilkeleri ve Atatürkçü düşünceden sapmadan, Hasan Tahsin’in simgelediği gazeteciliği sürdüreceğimizi ifade ederek talip oldum. Bu düşünceden de sapmadık, sapmayacağız. Bu İzmir Gazeteciler Cemiyeti’ne yakışan onurlu bir duruştu ve vazgeçmeyeceğiz” dedi.

Misket Dikmen, son olarak sözlerine İzmir Kent Konseyi’nin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ne ilişkin açıklamasının önemli ve kıymetli olduğunu da ekledi.

Editör: Haber Merkezi