İzmirli gazetecilerin oybirliğiyle kabul ettiği sonuç bildirgesinde, Türkiye'nin basın özgürlüğü konusunda sorunlu bir dönemden geçtiği, Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ne göre 12 yılda 56 basamak birden düştüğü vurgulandı.
2017 yılında Türkiye'nin “gazetecilik yapmanın zor olduğu ülkeler” kategorisinde yer aldığı dile getirilen açıklamada şöyle denildi:
“Dünyada basın özgürlüğü üzerine çalışan beş uluslararası örgütün raporlarında Türkiye, 'kara liste' olarak adlandırılan en kötü durumdaki ülkeler arasına girmenin eşiğinde gösterilmektedir.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye'de 150'yi aşan yayın organı kapatılırken, kalanlarda tek sesliliğin hakim kılınması yönünde uygulanan baskılar sonuç verdi ve muhalif seslerin duyulması daha da güç hale getirildi.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Genel Kurulu, son olarak Doğan Medya Grubu'nun tüm hisselerinin Demirören Grubu'na satışını medyada tek sesliliğin sağlanması projesinin devamı olarak değerlendiriyor.
Halkın haber alma özgürlüğünün ancak editöryal bağımsızlık ve eleştirel gazetecilikle sağlanabileceğine inanan İGC Genel Kurulu, basında tekelleşme yoluyla tek sesliliğin hakim kılınmasına karşı duruşunun birkez daha altını çizer ve basın özgürlüğü mücadelesini kararlılıkla sürdüreceğini ifade eder.
BASIN ORGANLARINA ANAYASAL GÜVENCE
OHAL kapsamında çıkarılan KHK’ler ile gazetelerin, televizyonların, dergilerin, yayın evlerinin ve hatta dağıtım şirketlerinin tek başına siyasi iktidarın kararıyla kapatılmasının önü açıldı. Genel Kurulumuz, her ne sebeple olursa gazete, dergi, TV, radyo ve internet sitelerinin kapatılmasına karşı çıkar, aksine basın organlarının her koşulda yayın yapmasının yasal, anayasal ve fiili güvenceye alınması için mücadele eder.
BASIN VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN MÜCADELE
Türkiye uzun yıllardır cezaevindeki gazetecilerle gündemdedir. Gazetecilere yönelik artan tutuklama furyası, OHAL sürecinde ne ile suçlandıklarını dahi bilmeden aylarca, hatta bazen yıllarca tutuklu kaldıkları uygulamalara dönüştürüldü. Genel kurulumuz, gazetecilerin yaptıkları haberler ve politik tutumları gerekçe gösterilerek tutuklanmalarına istisnasız bir şekilde karşı çıkar, tutuklu gazetecilerin derhal ve koşulsuz şekilde salıverilmesi talebini güçlü bir sesle ifade eder.
Genel kurulumuz, sarı basın kartları hukuksuz bir şekilde ellerinden alınan, iptal edilen üyeleriyle dayanışma duygularının altını çizer, medya organlarının kapatılması nedeniyle mağdur edilen üyelerinin yanında olduğunu bir kez daha beyan eder.”
