Beste Çelik ile Gün Sonu programına konuk olan Gazeteci Yazar Enver Aysever, Gazeteci Can Dündar’ın ‘MİT tırları’ ile ilgili olan davadan 26 yıl hapis cezasına çarptırılmasına, “Maalesef Türkiye’de hukuka olan güven her gün azalmış durumda. Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde siyasi davalar konjonktür olarak biçim alıyor. Dolayısıyla Can Dündar’ın özelinde o davanın dosya boyutlarını bilmemiz mümkün değil. Ancak şunu bilmemiz mümkün, gazeteciler haber yapar, gazetecilik bir suç değildir. Bildiğim kadarıyla Cumhuriyet Gazetesinde yapılan o haber daha önce Aydınlık Gazetesinde de çıkmıştı. Yani gizli bir haber değildi. Can Dündar’a yapılan bu değerlendirme, siyasi sakilerle yapılmış durumda. Türkiye’de hukukun üstünlüğünden söz edilemediği için bu tarz olayları görüyoruz” şeklinde konuştu. Aysever, Türkiye’nin iyi noktalara gelmesi için hukukun üstünlüğüne sahip çıkılması gerektiğini kaydetti.

Medyaya uygulanan baskı politikasıyla ilgili ise Aysever, “Türkiye’de bağımsız ya da özgür medya yoktur. Yandaş ve daha az yandaş diye tabloyu ikiye ayırabiliriz. Birkaç yayın organı hariç. Bu ciddi bir sorun. Medyasının baskı altında olan bir demokrasinin ilerleme şansı yok. Buradan bir ders çıkarılır mı bilemiyorum” dedi.

Eski Türkiye’de dahi bir miktar da olsa medya özgürlüğü olduğunu belirten Aysever, “Kötünün hangisini seçeceğiniz noktasında durumumuzun vahameti ortaya çıkıyor. Gazetecinin hakikati bulmak, ifade özgürlüğünü kullanarak topluma bilgi ve haber aktarma sorumluluğunu yerine getirdiğini söyleyemeyiz. Medyanın görevi hakikati ortaya çıkarmakken medyanın görevi hakikati örtmek haline döndü. Medya özgürlüğünü, piyasa ekonomisin koşullarından kaynaklı olduğu durumda mümkün olmadığını kaydeden Aysever, kriz dönemlerinin fırsata çevrilebileceğini toplumun ‘bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ noktasından sınıf bilincinin oluşması noktasına gelebileceğini söyledi.

Editör: Haber Merkezi