Gizem TABAN/İZ GAZETE- İzmir’de 29 Nisan 2021 tarihinde gerçekleştirilen 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamalarında; sendika, meslek örgütleri ve işçilerin katıldığı eyleme polis müdahale etmiş ve 3 kişi gözaltına alınmıştı.  İzmir Polisi'nin Emre Özüm adlı kişiyi gözaltına alış şekli ise Amerika Birleşik Devletleri'nde polisin boğazına diziyle bastırması sonucu hayatını kaybeden George Floyd'u hatırlatmıştı. Olayların ardından Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi’nin sosyal medya hesabından Emniyet Genel Müdürlüğü'nün genelgesi paylaşıldı. Söz konusu genelgeye göre, “Emniyet personeli görevini yaparken eylemin veya durumun niteliğine göre ses ve görüntü kaydı alanlar engellenecek, haklarında yasal işlem yapılacak.” Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş'ın imzasıyla yayınlanan genelgede, görevli polislerin ve sivillerin ses ve görüntü kayıtlarının sosyal medyada paylaşılmasının, "özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği", ses ve görüntü almanın da görevi yapmayı engellediği ifade ediliyor. Genelge sosyal medya ve kamuoyunda tepkilere neden oldu. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) gazeteci kökenli Milletvekili Atilla Sertel, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Misket Dikmen, söz konusu genelgenin halkın haber alma hakkına ve basın özgürlüğüne aykırı olduğunu belirterek tepki gösterdi. 

‘GÖRÜNTÜLERDEN KORKANLAR YASA DIŞI İŞLEM YAPANLARDIR’
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, bölge bir genelge yayınlamak ve yasaklama getirme noktasında hareket etmek yerine yasalara uygun davranması gerektiğini vurgulayan CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel, “Görüntülerden çekinenler, görüntülerden korkanlar yasa dışı işlem yapanlardır. Eğer emniyet görevlileri yasal bir uygulama yapıyorlarsa hiçbir görüntüden rahatsız olmazlar. Amerika’da 40 yıl hapis cezasıyla yargılanan polis, bir yurttaşın ölümüne neden olmuştur. O fotoğrafın aynısını İzmir’de gördük. O genç ne ülkeyi soydu ne banka soydu ne çalıştığı bakanlığı soydu ne haram yedi. Sadece İşçi Bayramı’nı kutlamak için alana geldi. Ona o şekilde davrananlar suçludur, yargılanmalıdır” dedi.

‘TÜRKİYE, BUNU NE DÜNYAYA NE HALKA ANLATABİLİR’

Gazetecilerin kamu görevi gören ve yasalar çerçevesinde özgürce çekim yapabilen, özgürce yazı yazabilen insanlar olduğunu belirten CHP’li Sertel, “Eğer onların görüntü alması engellenirse Türkiye bunu ne dünyaya ne de kendi halkına anlatabilir! Böyle bir uygulama ancak faşist rejimlerde olur. 12 Eylül döneminde bile böyle uygulamalar yapılamadı. Ayrıca, Biden karşısında konuşurken ‘Sayın’ diyen, muhalefet liderlerine, bu ülkenin insanlarına ağır hakaretlerde bulunanlar Türkiye’nin gündemini değiştirmek için önce alkolü masaya sürdüler, sonra da gazetecilerin ve vatandaşın çekim hakkının önlenmesine ilişkin genelgeyi öne sürdüler. Amerikan Başkanı’nın sözleri karşısında konuşamayanlar, onların karşısında boyun eğenler halka kabadayılık yapıyorlar. Bu asla kabul edilemez. Gazeteciler görevini yapacaktır” diye konuştu. 

‘BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE MÜDAHALEDİR’
Söz konusu genelgenin basın özgürlüğüne müdahale niteliğinde olduğunu söyleyen TGS Genel Başkanı Durmuş, “Bugün basına yansıyan Emniyet Genel Müdürlüğü 27.04.2021 tarihli Genelgesi ile kolluk personelinin görev yaptığı esnada ses ve görüntü kaydı alan kişilere müdahale edilmesi, bu tür eylemlerin engellenmesi ve kanuni şartları oluştuğu takdirde adli işlem yapılması düzenlenmiştir. Dayanak olarak ise kişilerin özel hayatının gizliliği ve kişisel verilerin korunmasına ilişkin düzenlemeler gösterilmiştir. Öncelikle basın ifade hürriyetine müdahale niteliği taşıyan bu türden bir düzenlemenin genelge düzeyinde idari bir işlem ile yapılması mümkün olmadığı gibi bu konuda Anayasa maddeleri 28 ve 26 uyarınca yapılacak kanun düzeyinde herhangi bir düzenlemenin kabulü kesinlikle mümkün değildir” açıklamalarında bulundu. 

‘KANUNA VE ANAYASA’YA AYKIRIDIR’
Düzenlemenin Basın Kanunu, Anayasa ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu dile getiren Durmuş, “Kolluk görevlileri kamu düzenin sağlanmasına yönelik kamusal görev icra etmekle yükümlüdür. Bu nedenle kolluğun yaptığı her eylem, halkı ilgilendirir ve kamu görevinin icrası anında gerçekleştirilen eylemler özel hayatın gizliliği ya da kişisel verilerin korunması hususları ile ilişkilendirilmez. Bu düzenlemenin halkın haber alma hakkını engellemeye yönelik özellikle basın mensupları ve yurttaşlar aleyhine kullanılacağı şüphesizdir. Nitekim geçtiğimiz yıl en az 18 gazeteci eylem takibi sırasında polis müdahalesine uğramış ve gözaltına alınmıştır.  Bu genelge ile kolluğun olduğu herhangi bir eylemin görüntülenmesi imkansız hale getirilmiştir. Bu düzenleme ön sansür niteliğindedir. Basın Kanunu, Anayasa ve uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Kolluk görevlilerinin özel hayatına saygı hakkı ve kişisel verilerin korunması hakkına dayalı olarak basın sansür edilemez” ifadelerini kullandı. 

‘HALKIN BİLGİLENMESİNİN ENGELLENMESİ AMAÇLANIYOR’

Genelgeyle, yapılan hukuksuzluklardan kamunun haberdar olmasının engellenmesinin amaçlandığının altını çizen İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen, “Genelgede gerekçe olarak ‘özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi’ ve ‘görevin yerine getirilmesine engel olunması’ yer alıyor. Siz vatandaşın boğazına çökeceksiniz, sonra bunu özel hayatın gizliliğinin ihlali ile tanımlayacaksınız! Bu kabul edilebilir bir şey değil.  Kamuoyunun bunu bilmesi, bundan haberdar olması kadar doğal bir şey yoktur.  Demokrasinin söz konusu olduğu ülkelerde ve bizim yasal düzenlemelerimize bakıldığında söz konusu genelgenin aykırılık içerdiği görülmektedir. Bu genelge, halkın üzerindeki korkunun, baskının daha da artırılması ve onca ihlalin, adaletsizliğin, yasalara aykırılığın daha da gün yüzüne çıkmasıdır. Halkın bilgilenmesinin engellenmesinin altyapısını oluşturmaktadır. Burada, basın özgürlüğüne, yasalara, insanların hak ve özgürlüklerine aykırılık vardır ve söz konusu genelgeyle bunun meşrulaştırılması, olağanlaştırılması amaçlanmaktadır. Kamunun bilgi edinme hakkı Anayasa ile korunmuştur. Dolayısıyla bu mesele Anayasa’ya aykırıdır. Son derece yanlış ve kabul edilemez bir karardır” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi