Mayısın ilk günü. Güneş kum havuzuna , sırtına , kuma bulanmış ellerine vuruyor.

kürek, tırmık, kova...


Küçük ellerinde beceriksizce tuttuğu kürekle, küçük kovaya etrafa  kumları döke saça dolduruyor.Kendince çok başarılı ve mutlu. Ter kokusuna  kumdan yayılan koku karışıyor.Parkın karşısındaki ışıklarda bir yaşıtıysa mendil satıyor.Ter kokusuna egzoz dumanları karışıyor. Küçük ellerinde beceriksizce tuttuğu paketleri arabaların camlarına uzatıyor, otomatik camlar eli yaklaşırken kapanıyor...
 

Karşıdan vuran rüzgar kürekten boşalttığı kumun çoğunu alıp gözlerine savuruyor. Saçlarının arasına dolduruyor. O  mutlu...Mendil satılıyor ışıktaki çocuk da mutlu.Çünkü birisi daha avcuna demir bir para bıraktı.

Babasından demir bir para alıyor ve şu dans edip gidiyor gibi yapan arabalara atıyor, sallanıyor zıplıyor direksiyonunu çeviriyor , sonra bir daha, sonra bir daha sıkılana kadar. Mendil satan çocuk da mutlu, akşam o demir parayla ekmek alacak.
salıncak, tahterevalli, kaydırak.

Biraz su içiyor. Koşarak salıncağa gidiyor. Sallaa!!! diyor babasına ... Zamanın durduğu, zamanın iki salınımın arasına hapsolduğu bir yer salıncak. Hep çocuk hep mutlu kalınabilen bir boyut. 40' ında  binip de çocukluğuma dönmedim diyen var mı? Bir şartla çocukken doya doya binmiş olmak.. "salla" diyor atölyedeki iki çocuk ustalarından işittikleri azarı unutabilmek için...

Tahterevalliye geçiyoruz sonra. Sonra da kaydırağa. Kaydırağın ucundan hızla kum havuzuna düşüyor. Poposu acıyor elbette. Bize de kendine de belli etmiyor. Sonra defalarca bu merdivenlerden tırmanıp kaydıraktan inmek tekrarlanıyor. Yolun kenarından geçen bir yaşıtı kolileri topladığı  çuvaldan  arabasının sırtına vuran, küçük sırtını yakan kısmından çok rahatsız. Bana da size de kendine de belli etmiyor, sürüyor, sürüyor yok olan çocukluğunu...

Eve gitme vakti geliyor ama eve gitmek istemiyor nazlanıyor babasına.Tamirhanedeki çocuk da eve gitmek istiyor iş paydos olmuş ama hala tutuyor ustası en ucuz onun emeği çünkü, kafasına vur çocukluğunu gençliğini elinden al çünkü...

 

Dünyada 200 milyona yakın çocuk "işçi" olarak yaşamakta ve bu sayının 100  milyona yakını 6-14 yaş arasındadır.

Türkiye'de 2012 verilerine göre 8 milyona yakın çocuk işçi bulunmaktadır ve bu sayının yarısı 6-14 yaş arasıdır.  7 milyona yakını ücretsiz olarak aile işlerinde 1 milyona yakını da ücretli olarak çeşitli iş kollarında istihdam edilmektedir...2013 YILINDA çocuk nüfusumuz 23 milyon civarındaydı. Demek istediğim odur ki parklarda  eğlenen çocukların sayısının  yarısı kadar da çalışan çocuklarımız var....