“Veya sosyal iletişimsizliğin adı yok!”

Vasıf Öngören ve Duygu Asena’nın başlıklarından esinlenerek, sosyal medya ikilemine bakmak daha iyi olabilir, çünkü temel çelişkilerin absürtlüğü ve gerçekliğine hatta absürtlüğüne rağmen gerçekliğine bakılabilecek ender ve etkileyici başlıklardır.

Neden iletişim kurarız ve neden kur(a)mayız sorularına ilişkin ilgili bilim dallarının birçok yanıtı mutlaka vardır. Ancak, tüm iletişim araçlarının kendi zirvelerinde olduğu son yıllarda nasıl olur da müthiş bir sosyalliğin içinde yürümekte olan insanoğlunun, aynı dilde bile birbirini anlamakta güçlük çekmesini izah etmenin pek mümkün olmadığı da açıktır.

İletişimsiz bir sosyallik sunan dijital dünyanın bir de siyasal erk ile muhalifler arasında bir çekişme alanı olması, bu garip dünyanın en dilsiz rengi olmuştur.

***

Olayı anlamak için şu olgu ve argümanlardan faydalanabiliriz;

En çok kullanılan sosyal platformlardan Twitter, 2014 ve 2015 yıllarında Türkiye’de mahkeme kararı ile engellenmiştir.

Diğer taraftan, Twitter şeffaflık raporuna göre Türkiye, Twitter'dan en çok hesap kapatılması talebinde bulunan ülke olarak açık ara birinci sırada yer almaktadır.

Twitter, son günlerde 7 bin 340 hesabı manipülasyon, başkasına ait hesap kullanma ve benzeri birtakım gerekçelerle kapattığını açıklamıştır.

Bir kısım insan buna çok sevinmiş ve sevincini Twitter üzerinden göstermiştir.

Bir kısım insan buna temkinli sevinmiş ve yetmez ama evet demiştir.

Bir kısım insan buna çok sinirlenmiş ve tepkisini Twitter üzerinden göstermiştir.

Tepki gösteren insanların birçok takipçisi vardır ve onlar da tepkilerini Twitter vasıtası ile göstermiştir.

***

Ek olarak başkaca tespitleri de göz ardı etmemek gerekir:

Toplumsal olaylar ve tepkilerde, insanlar Twitter üzerinden haberleşmektedir.

Devletin ve idarenin neredeyse tüm resmî açıklamaları resmi gazete veya kurum web sitelerinden önce Twitter hesaplarından yayınlanmaktadır.

Sitemler Twitter vasıtası ile yerini bulmakta, insanlar Twitter’da yazdıkları nedeni ile tutuklanmakta, iş, aş, yardım bulunmakta, bilinmeyen yeteneklerden haberdar olunmakta, bilimsel veya bilimsellikte uzaktan yakından ilgisi olmayan makaleler ve bilgiye erişim sağlanabilmekte, gülünmekte, ağlanmakta, isyan edilmektedir.

Şimdi Jack düşünsün!

Ve tüm bu olgular ışığında, hesapların kapatılmasına itiraz eden Twitter ve kurucusu Jack karşıtı kampanya, Twitter üzerinden, yaklaşık on kalıp cümle şeklinde yazılmış ve hepsi birbirinin aynı İngilizce Tweetlerle başlatılmıştır.

***

İletişim, kelime anlamı ile; kişiler arasında, duygu, düşünce, bilgi, haber alışverişi, duygu, düşünce, bilgi ve haberlerin, akla gelebilecek her türlü biçim ve yolla kişiden kişiye karşılıklı olarak aktarılması ve ayrıca kişilerin birbirini anlaması olarak sözlüklerde yer almaktadır.

Bilim dallarının iletişime ilişkin tanımları daha ayrıntılı ve karmaşıktır, ancak anlamak ve anlaşmak ortak nokta olarak yer almaktadır.

***

Mavi Kuş; bireyin mi, toplumun mu, devletin mi olacaktır sorusunu başka bir zamana bıraksak da resmi bir Twitter, arz edilen, sadece övgüler ve diğerlerine sadece sövgüler düzülen bir Twitter elbette ki mümkündür.

Neler gördü bu sosyal medya, bu sosyal iletişim çılgınlığı; uydurma haberleri gerçek olarak atan idari yönetici mi, küfreden anayasacılıktan malul siyaset erbabı mı, photoshopla renkleri oynanmış resimleri muhalefete muhalefet etmek için paylaşan iktidar sahibi mi, ne ararsan…

Orhan Kemal’in Murtaza’sıyla bitirmek çok trend olmasa gerek;

Sonra bu mahalle demek yalnızca yan yatmış, bağdaş kurmuş, devrilecekken tutunuvermişe benzeyen harap evlerle bu harap evlerin sakinleri demek değildi ki. Asıl mahalle, daha doğrusu mahalle üzerine asıl sözü geçenler, anacadde üzerindeki dev apartmanların sahipleriydi. Onlarsa çok memnundular Murtaza'dan: 'Şimdiye kadar bu semte böyle bekçi gelmedi,

Herif bekçi değil, Türkiye Cumhuriyeti'ni toptan disipline sokmaya memur biri neredeyse, bir diktatör.”[1]

 

[1] Orhan Kemal, Murtaza, Cem Yayınevi