Uzun yıllar sonra Ankara’da üniversite yıllarımdaki mekânlarda (adı/sanı değişmiş olsa da), sokaklarda 4 gün geçirince ister istemez duygu yüklü döndüm İzmir’e. Pazar gecesi AŞTİ’de otobüs beklemeyeli 20 yıl olmuş örneğin. Bir yandan o 20 yılın muhasebesi, bir yandan da PM sonuçlarının muhasebesiyle geçti Ankara-İzmir yolu.

Zaten, derli toplu bir kurultay yazısı yazmak çok zor. Çünkü, uzunca yıllar tartışacağımız söylem ve uygulamalarla doluydu İkinci Yüzyıl’a hazırlık Kurultayı. Ve günlerdir de okuyorsunuz bu sayfalarda kimlerin liste deldiğini, genel başkanın listesinin 80’lik olduğunu, bu anahtar listenin maymuncuk versiyonunun delegeye yaptırıldığını, kimlerin kimlerle ittifak yaptığını vs vs. ancak tüm bu detaylar büyük çoğunlukla partili tabanı ilgilendiriyor. Düz seçmen açısından neler değişti 37. CHP Kurultayı’nda onları konuşmaya çalışacağım bu hafta.

Gençlik Kolları Genel Başkanı Emre Yılmaz’ın Parti Meclisi’ne yüksek bir oyla seçilmesi ve ilk defa uygulanan %20’lik “Gençlik Kotası” bana kalırsa en önemli sonucuydu bu kongrenin. Daha Ankara’ya ilk vardığım andan itibaren, genç partililerin görece yoğunluğunu görünce bunun tabanda yarattığı heyecanı görmek mümkündü. Belli ki partinin gençlik kolları, bu kurultaydan umutluydu. Ve yıllardır PM’de MYK’da görev yapan 50+ erkek yöneticilerin yerini alabilme ihtimali bile kongreye olan gençlik ilgisini arttırmıştı.

Öte yandan, siyasal Kariyer olarak Gençlik Kolları Genel Başkanlığı’nı en yüksek yer hedeflemek dönemi artık geride kalmıştı Emre Yılmaz’ın PM’ye seçilmesiyle. Emre Başkan, gençlik kotasından da seçilmedi üstelik. Başarılı bir genel başkanlık döneminden sonra artık Parti Meclisi’ndeydi. Bana kalırsa, kendi kariyeri açısından çok önemli bir kırılmanın yanı sıra, gençlik kollarında siyaset yapan genç arkadaşlarına da umut aşılayan bir sonuçtu bu.

***

Gençlik ve Kadın kotası bu kurultayda bazı isimlerin daha yüksek oy almalarına rağmen PM’ye giremeyip, sandalyelerini gençlere ve kadınlara bırakmalarına neden oldu. Siyaseti gençleştiren bu adım aynı zamanda kadının siyasal hayatta daha güçlü bir temsiliyetle yer alması sonucunu doğurdu. İyi de oldu. Üstelik çok da deneyimli siyasetçileri, genel başkan yardımcılığı yapmış isimleri, milletvekili unvanına sahip ‘abi’leri partinin en yüksek karar alma organının bir parçası yapmayan bu uygulama, genel başkanın gelecek vizyonu açısından çok önemli ipuçları veriyor ve yaptığı konuşma içindeki detaylarla da birleştirince, partinin iktidar yürüyüşü anlamında umut vadediyor.

***

Buradan hareketle, yapılacak gençlik ve kadın kolları kongrelerinde yarışacak adaylara bir önerim olacak: Son Kongre. Yani, çıkıp da “Bu son kadın kolları kongresi olacak. Son kadın kolları genel başkanı olarak, kadın kollarını tamamen kapattırıp, partinin düz üyelikten başlayarak her kademesinde kadın-erkek sayısını tüzükle bağlı şekilde eşitlemek tek hedefimdir” diyen ve bunu ‘%33 Kota değil %50 eşit temsiliyet’ başlığıyla duyuran bir Kadın Kolları Genel Başkanı hayal değil bana göre.

Aynı şekilde, ‘’Son kongrede gençlik adına elde ettiğimiz başarıyı sürdürmek için, gençleri partinin öz gücü (sözde değil özde özgüç) yapmak için çalışacağım. Tüm kademelerde %20 oranında gençlik olacak.” diyen bir Gençlik Kolları Genel Başkan adayı bana kalırsa çok geniş projeksiyonlu vizyon çizmiş olacak.

***

Ülke siyasetinde 65+ erkek egemenliğini kaldırmak için büyük bir fırsat var şimdi CHP’nin önünde. Bu kurultay umut olsun hepimize. İktidar Yürüyüşü diyorsak bunun adına, bu yürüyüşü kota ile iterek değil; kotaları kalıcı hale getirerek, kadınları elinde broşür ile ev ev gezerek belediye başkan adayını anlatmaya çalışan, gençleri de seçim döneminde afiş/pankart asan işgücü olmaktan çıkarmak zamanı gelmiştir.

İkinci Yüzyıl’a hazırlanan CHP’ye yakışan, bu kurultayda ilk ışıklarını yaktığı umudu kalıcılaştırmak; kadını ve gençliği gerçek bir güç yapmaktır.

“İktidar Yürüyüşü” ismi ve vizyonu, kadın ve gençlikle “anlamlı” hale gelir.