SEVAL DENİZ KARAHALİLOĞLU/İZGAZETE - Korodaki bir sanatçının meşaleyi tutuşundan, bir elin kıvrımına, sanatçıların sahneye girişinden çıkışına kadar her süreci kılı kırk yararak denetliyor. Dansçılara nasıl durmaları gerektiğini bizzat kendisi göstererek, vücut şekillerini, ışığın altında aldıkları pozları tek tek düzelterek, verdiği ince ayarlarla fark yaratıyor. Her hareket önceden defalarca prova edilmiş, titizlikle ayarlanmış olmasına rağmen gayet doğal duruyor. Her hareket, her figür ve kastanyetlerin her vuruşunda müthiş bir ruh var. Bütün bu büyüde yılların usta dansçısı, İspanyol koreograf Carlos Vilan’ın imzası var. ‘Zarzuela: İspanyol Renkleri’ sahne gösterisiyle büyülü bir dünya yaratmayı başaran Carlos Vilan’la İspanyol şarkılarını konuşuyoruz.

İspanyol Renkleri’nde muhteşem şarkılar dinliyoruz. Bu güzel müziklerle ilk defa nasıl tanıştığınızı anımsıyor musunuz?

Bu müzikleri ilk defa çocukluğumda annem sayesinde dinlediğimi anımsıyorum. Çocukken sabahları bir tülü uyanamazdık. O sıralarda ben beş altı yaşlarında küçük bir çocuğum. Annem madem siz uyanmasını bilmiyorsunuz, ben sizi uyandırmasını bilirim dedi ve her sabah eski bir pikapta Maria Callas’ın, büyük Carusa’nın plaklarını çalarak bizi uyandırmaya başladı. Ben ve kız kardeşim buna bayılmıştık. Her sabah Maria Callas’ın o harika sesiyle uyanmak çok güzeldi ama ağabeylerim benimle aynı fikirde değildi. ‘Kapatın şu lanet olası şeyi, bu da neyin nesi?’ deyip öfkeyle bağırıp duruyorlardı. Bir gün ağabeyim, o zamanlarda 12 yaşında filandı, Maria Callas plaklarından birini bir frizbi atar gibi savurarak pencereden dışarı fırlatıp attı. Ertesi gün annem “Maria Callas plağımı gördünüz mü?” diye etrafta dolanmaya başladığında, ağabeylerim gülerek “senin plağın uçak olup uçtu anne” dediler. Anneciğim uzun süre plağım gitti diye çok üzülmüştü. Annemin sabahları dünyanın en çok sevilen opera müzikleriyle bizi uyandırmasının da bu müziği sevmemde büyük etkisi oldu.

Baleye sizi kim yönlendirdi? Dans yeteneğinizi ilk defa kim keşfetti?

Çocukken çok hareketliydim. Bütün oğlan çocukları küçükken o yaşlarda çok yaramaz olurlar ama benim durumum farklıydı. Ben oturduğum yerde, sandalyede sürekli olarak ayaklarımı yere vurarak, tempo tutarak, ayaklarımla garip hareketler yaparak, sürekli kıpırdanırdım. Ben böyle çılgınlar gibi kıpırdanmaya başladığım zamanlarda, ağabeylerim “Oooof, Carlos yine kıpırdanmaya, deli gibi hareket etmeye başladı” diye söylenirlerdi. Bu garip durum ilk defa annemin dikkatini çekti. Garip olan annemin ya da babamın ailesinde hiç dansçı olmamasıdır.

Peki, dansçı olmaya nasıl karar verdiniz?

Beni dört, beş yaşlarındayken, Madrid’teki Colon Tiyatrosuna balerin Maya Plisetskaya’yı izlemeye götürdüler. Eseri görebilmek için sandalyede altıma bir şeyler koyarak, ayakta durur pozisyonda izlemeye başladım. Büyülenmiştim, bale boyunca hiç ses çıkarmadan hatta hiç hareket etmeden, put gibi durarak bütün eseri izlemiştim. Tek kelimeyle büyülenmiştim. Sanırım orada dansçı olmaya karar verdim.

Siz Maya Puteskaya ile aynı sahneyi paylaşmıştınız değil mi?

Yıllar sonra, 1989’da onunla aynı sahnede dans edecektim ve çok heyecanlıydım. Temsilden önce, Maya Puteskaya’ya “biliyor musun burada seni 20 yıl önce izlediğimde büyülenmiştim. Bir gün seninle burada aynı sahnede dans edebileceğim hiç aklıma gelmemişti” dedim. Şaşırdı, çok duygulandı. Onunla aynı sahnede dans etmek hayatımın en önemli anlarından biriydi. Maya Plisetskaya olağanüstü bir dansçı ve mükemmel bir insandı.

İspanyol Renkleri sahne gösterisine gelirsek Zarzuela ne demek?

Zarzuela, “İspanyol Şarkıları” anlamına geliyor. Zarzuela, İspanyol ulusal müziğinin melodileri ile oluşturulan müzikli bir sahne gösterisi olarak biliniyor.17. Yüzyıl başlarında İspanya’da doğan Zarzuela, daha çok opereti andıran bir yapıya sahip, geleneksel halk danslarıyla birlikte söylenen şarkıları kapsıyor. Zarzuelaların konuları son derecede tiyatral ve renklidir. Şarkılardaki bu zengin tema temsilin dramatik yapısını güçlendiriyor. Her şarkı sahnede tablolar şeklinde canlandırılıyor. Şarkılara danslar, arkadaki afişlerin ve tabloların görselliği de eşlik ediyor. Temsilde sadece İspanyol şarkıları yer almıyor aynı zamanda Parisli zarif bayanlar ve soylu beyefendilerin birlikte dans ettikleri bir şarkı ile bir Macar halk şarkısı da seslendiriliyor.

Bu repertuardaki bütün parçaları sizin seçtiğinizi biliyorum. İçlerinden hangisi sizin için daha özel?

Temsil programında yer alan bütün şarkıların hepsi benim için çok özel ama ben açılıştaki ilk parçanın görselinin sahneye çok yakıştığını düşünüyorum. Paris havasını tam anlamıyla sahneye yansıtması açısından çok başarılı oldu. Perde açıldığında şık Parislileri piyasa yaparken görürüz. Kadınlar yakışıklı bir beyefendinin koluna girmiş, dantel şemsiyelerini açmışlar kibar kibar yürüyorlar. 19. Yüzyılda kibar Parislilerin piyasa yaptıkları şık kafelerin bulunduğu bir semtteyiz. Arka planda bir Paris manzarası görürüz. Zarif kadınlar ve melon şapkalı frak giymiş şık beyefendiler dans ederler. Monet’nin tabloları gibi romantik, dertsiz, lüks bir hayattan portreler yansıtırlar. Her şey bir peri masalı gibidir. Kadınlar ve erkekler nazik hareketlerle salınarak piyasa yaparken dans ederler ve rüya gibi bir atmosfer yaratırlar. Ben orada Paris atmosferini yaratmak ve o ruhu sahneye yansıtmak istedim.

Zarzuela, İspanyol Şarkılarını izlerken arka planda çok güzel tablolar ve afişler görüyoruz? Bunları nereden buldunuz?

Zarzuelada dinlediğiniz şarkılara arka planda eşlik eden yağlı boya tabloların ve afişlerin görselleri benim özel arşivimden geliyor. 1900’lü yılların başında, Paris’te ya da Barceleno’da bu Zarzuelaları söyleyen gerçek sanatçıların ve bestecilerin adlarının geçtiği tarihi posterler yer alıyor. Şarkıları dinlerken arka planda gördüğünüz afişlerin hepsi gerçek. Afişlerde, o şarkıların geçen yüzyılın başında nerede ve hangi sanatçılar tarafından seslendirildiklerini görüyoruz. Bu Zarzuela’ya farklı bir büyü katıyor.

İspanyol şarkıları seslendirilirken tablolar arasında biraz farklı resmedilmiş, Aragonlular adında bir grup insan görüyoruz. Aragonluların özelliği nedir?

Dev gibi koca kafalı Aragonluları anlatan şarkı ve halk dansları bu insanların ne kadar cesur olduğunu konu eder. Aragonlular hayat dolu, canlı, yaşamayı seven, inatçı ve çok dayanıklı insanlardır Kavgacılıkları ve inatçı olmalarıyla ünlüdürler. Napolyon ordularıyla sınırı geçip, bir tepenin üzerinden saldırmaya kalktığında, askerler karşılarında Aragonlu kadınları bulurlar. Aragonlu kadınlar askerlere yumruklarını gösteririler. Mücadeleci bir ruhla ne kadar dayanıklı olduklarını ispatlarlar ve Napolyon’un askerlerini yenilgiye uğratırlar.

Zarzuela da İspanyol ruhunu en güzel temsil eden can alıcı tablo hangisidir?

Harita önünde şarkı söyleyen siyahlar içindeki şarkıcı kadın İspanya’dan geliyorum der. İspanyol’um. Bunu gözlerim söylüyor. İspanya’da doğduğum, İspanyol güneşi tüm güneşlerden daha çok parlar.” Siyah dantel kostümler içindeki kadın şarkıcı çok tutkulu ve güçlü bir sesle, büyük bir aşkla İspanya’yı anlatır.

İspanyol şarkıları aynı zamanda Çingene şarkılarını da içeriyor değil mi?

Kırmızılar içindeki kadın ve erkek dansçıların yer aldığı sahnede şarkıcı son derece tutkulu bir tonda bir şarkı söyler. “Anılar ruhumda solmayan bir çiçektir. Benim ırkım acı çekmeyi bildiği kadar nefret etmeyi de bilir. Yemin ederim ki benim olacaksın” diye devam eder. Güzel Çingene kadınları ellerinde tefleri çalarak dans ederler onlara bıçkın genç Çingene erkekleri eşlik ederler.

İzmir Devlet Opera ve Balesi dansçılarıyla birlikte Zarzuela dans gösterisini sahneye koyuyorsunuz? Bu çalışma hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Zarzuela, şarkılardan ve danslardan oluşan bir sahne gösterisi. İzmir Devlet Opera ve Balesi sanatçıları sahnede çok başarılı. Dona Francisquita’da Fandango’nun yer aldığı bölümde kastanyetlerin olması gereken bir sahne var ama sanatçıların kastanyetlerin nasıl kullanılacağını öğrenmeleri 6, 7 yıllarını alır. Bizim o kadar zamanımız yok. Dolayısıyla bu sahnede kastanyetleri kullanmadık ama danslara biraz klasik figür ekledik ve klasik baleyle karıştırarak harika bir Fandango yarattık. Özellikle uzun eteğine rağmen kadın dansçı çok başarılı. Uzun eteğine rağmen dansa çok hakimi. Sahnede hem dans ediyor hem de eteğin uzun kuyruğunu çok iyi ayarlıyor. Dansta estetik bir görsellik ve denge yaratmayı başarıyor.

Eserin kapanış parçası için ne söyleyebilirsiniz?

Temsil programında yer alan en son parça önemli. Çünkü dostluk, arkadaşlık ve birlikte olmakla ilgilidir. Şarkı, “sonsuza kadar dostuz. Umutları ve mutlulukları beraber paylaşalım” diyor. Şarkı söylenirken sahnenin arkada planında Türk ve İspanyol bayrakları belirir. Bayraklar sahneye gelir ve bütün sanatçılar hep bir ağızda şarkıyı söylerken dostluk ve arkadaşlık duygusu sahneden salona doğru yayılır.

Editör: Haber Merkezi