YAĞIZ BARUT - İz Televizyonu’nda yayınlanan ‘İz Gazete yazarlarıyla söyleşi’ programına katılan tiyatro sanatçısı Orçun Masatçı, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İzmir’de kültür sanat alanında yaptığı çalışmalara dair önemli açıklamalarda bulundu. Masatçı, “Türkiye’de kültür sanatın başkentinden bahsedilecekse bu kesinlikle İzmir’dir” dedi.

Büyükşehir’in Başkan Tunç Soyer’le birlikte elinden geldiği kadar ve yasaların izin verdiği ölçüde sanatçılara destek olmaya çalıştığını ifade eden Masatçı, salgın sürecinde sanatçılara önemli desteklerin sunulduğunu kaydetti. Masatçı, “Sokak müzisyenleri ve tiyatrolarla birlikte youtube üzerinden içerikler üretilirken ekonomik ve sosyal dayanışma ağları da kuruldu. Salgın döneminde en uzun soluklu dijital tiyatro festivalini Büyükşehir hayata geçirdi. Festivalde yer alan tiyatrolara çok ciddi bir destek sağlanmış oldu. Bununla da yetinilmedi; İzmir'de sahnesi olan ancak seyirciyle buluşamayan tiyatroların biletleri alınarak İzmir gönüllülerine dağıtıldı. Bunlar hem sanatçılar hem belediye vizyonu açısından çok önemli bir fırsattı” diye konuştu.

HAVANDA SU DÖVÜLMESİN!

“İzmir'de artık sanatınızı ve üretiminizi anlatmak zorunda kalmadığınız bir belediye başkanı var” ifadelerini kullanan Masatçı, İzmir'in tüm kılcal damarlarına nüfuz eden bir yerel yönetim anlayışının olduğunu ve bu yüzden Büyükşehir’in sanat alanında en son eleştirilmesi gereken belediyelerden biri olduğunu vurguladı. Masatçı, “Şeffaflığa ve ortak akla dayalı bu vizyon, tabii ki de Soyer'in vizyonu. Bugün Türkiye’de kültür sanatın başkentinden bahsedilecekse bu kesinlikle İzmir'dir. Bunun için sadece ülkedeki tüm belediyelerin salgın döneminde sanatçılarla kurduğu ilişkiye bakılsa yeter. İzmir elbette eleştirilebilir ama kimse 'hiçbir şey yapılmıyor' demesin. Diğer türlü sadece havanda su dövülmüş olunur” diye belirtti.

‘SEKTÖR İZMİR’E DÖNDÜ’

İzmir Şehir Tiyatroları sayesinde kentin makus talihinin değiştiğini bunun herkes için bir dönüm noktası olduğunu kaydeden Masatçı, sinema konusunda da bir çok dizi ve filmin İzmir'de çekilmeye başladığını hatırlatarak, “Sektörün tiyatro ve sinema alanı yüzünü İzmir'e çevirdi. Bunlar nasıl ve hangi vizyonla olmaya başladı! Yapılanlar belki yeterli olmayabilir ama çok akıl olursa ve beraber üretim yapılırsa iyiyi daha kolay bulabiliriz” dedi.

‘MIŞ GİBİ YAPILMADI!’

Yücel Erten'in İzmir Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliğine atanmasıyla ilgili süreci değerlendiren Masatçı, “Orhan Alkaya, Eren Aysan, Levent Üzümcü, Cezmi Baskın, Zeynep Altıok, Hülya Nutku, Bilgehan Oğuz gibi duayenlerden oluşan bir Seçici Kurul vardı. Bu kurul aylarca çalışıp yönetmelik oluşturdu ve Başkan Soyer de bunu kabul ederek Meclis'ten geçirdi. Yönetmelik de diyor ki; Seçici Kurul iki tane genel sanat yönetmeni adayını belirler, başkan da bu iki kişiden birisini atar. Süreç tamamen böyle gelişti. Yücel Erten'in atanmasıyla ilgili yapılan kayyum eleştirisi bu yüzden ayağı yere basmayan bir eleştiridir. Kayyum, elinde atama yetkisi bulunan başkan Seçici Kurul'un önerdiklerinden birini değil de kendi istediği herhangi birini atasaydı olurdu. Belediye herkesi dinlemiş, süreci şeffafça yürütmüş ve gelen öneri doğrultusunda bir kişiyi seçmiştir. Bu bakımdan gelen eleştirilerin belediyeye değil de Seçici Kurul'a yöneldiğini düşünüyorum. Belediye açısından 'mış' gibi yapılan bir şey söz konusu değil” açıklamalarında bulundu.

Editör: Haber Merkezi