İZ TV ekranlarında yayınlanan Yunus Kara ile Agon programının yayın konuğu olan Tiyatro Salt Kurucu Yönetmeni Bahadır Yüksekşan, 2011 yılında İzmir’de kurulan alternatif ve evrensel projeler üreten topluluğun, kendi ayakları üzerinde duran bir oluşum olduğunu anlattı. Tiyatro Salt’ın kuruluş aşamasından, özel tiyatroların özellikle salgın sürecinde yaşadığı sıkıntılardan ve taleplerinden bahseden Yüksekşan, “Bağımsız olarak tiyatro yapan ve üreten tiyatrolar tarafından oluşturulan bir birlikteliğiz. Zor bir süreçte başladı ve el ele verdik. Kapsamlı ve kurumsal ilerlemeye çalıştık ki alt yapıyı sağlam kurmaya çalıştık. Herkes söz hakkına sahip ve tüzüğümüz var. Bu anlamda İzmir için temiz vizyonlu ve güzel bakan bir çatı olduğumuzu düşünüyorum. Bu süreç içerisinde ilk işimiz ‘İzmir Bağımsız Tiyatro’ günleri olacak. Nazım Hikmet sahnesinde bu hafta itibariyle başlayacak. Toplam 10 oyun ve panel olarak seyircimizle buluşacağız. Tamamen kendi emeğimizle ortaya çıkan bir iş olacak. Hepimiz bu anlamda heyecanlı ve mutluyuz” açıklamasında bulundu.

‘TEDBİR ALACAĞIZ’

Salgın süreci içerisinde tiyatro sahnelerinde alınacak tüm tedbirlere dikkat edileceğine de değinen Yüksekşan, “Süreç çok belirsiz ve biraz uzayacak gibi gözüküyor. Ancak bu işin sonuna kadar beklemek noktasında değil, diğer sektörler gibi tedbirler alındığı noktada işimizi ve sanatımızı yapacağız” dedi.

‘SAHNELER TİCARETHANE DEĞİL’

Salgın sürecinde Bakanlık ya da yerel yönetimlerin tiyatrolar için açıkladıkları destek paketlerini değerlendiren Yüksekşan, “Pandemi başlangıcından itibaren küçük destekler oldu. Bunların yeterliliğini konuşmak bile gereksiz. En küçük sahnenin gideri dahi çok fazla ve kapıya tamamen kilit vurulduğunda desteklerden bahsetmek mümkün değil. Bu işten ekmek yiyen birçok emekçi de var. Umuyorum ki Bakanlık ve yerel yönetimlerin farkındalığı noktasında bir şeyler yapılması gerekiyor. Sahne dediğimiz şey ticarethane değil, şehrin kültürüne katkıda bulunan bir oluşum olarak bakmak gerekiyor. Esnafımız da çok değerli ancak kültürel noktada bu alanda çalışan emekçi arkadaşlarımızın sıkıntı yaşaması da üzücü. Kültürün bu ülke ve kentte devam etmesi için destek şart” açıklamasında bulundu.

‘DESTEĞE İHTİYACIMIZ VAR’

Bağımsız olarak üreten tiyatrolardan oluştuklarını söyleyen Yüksekşan, “Kendi ayakları üzerinde duran oluşumuz ve bu durum bizler için çok değerli. Önemli olan katma değer sağlamak ve ileriye yönelik bu şehirde tiyatroyu ayakta tutabilmektir. Bağımsız Tiyatro İnsiyatifini anlamlı buluyorum. Bizler el ele yürüyoruz. Tüm paylaşımlarda kullandığımız hashtag’te ‘İzmir’de Bağımsız Tiyatrolar Var’ diyoruz. Tabii ki içerisinde bulunduğumuz koşullar nedeniyle de desteğe ihtiyacımız var. Süreç çok dramatik ve birçok modelle bu yapılabilir. Belediyelerle çeşitli konularda irtibattayız ancak reel olarak adıma ihtiyacımız var” dedi.

‘SEYİRCİYE AYNA TUTUYORUZ’

Bağımsız Tiyatro İnsiyatifi ilk aşamada belli sayıda kurucu üyeyle kuruldu ve amacımız çoğalmak diyen Yüksekşan, “ Yatayda ilerleyen bir oluşumumuz var ve kurumsal bakmaya çalışıyoruz. Başarı ve düzenin bu kurumsal noktadan kaynaklanması, bizim farklılığımız. Oluşum içerisinde aynı trendeyiz ancak farklı yolcularız” dedi.

Alternatif metinlerle çalıştıklarını da dile getiren Yüksekşan, “Bir meselemizin olması bizler için çok önemli. Proje seçimlerimizde hem evrensel boyutta hem de yaşadığımız ülkedeki meseleleri seyirciye ayna gibi tutmak açısından seçiyoruz” dedi.

Editör: Haber Merkezi