İzmirli oyuncu Alican Akman ile yaptığımız keyifli söyleşide, Akman’ın İzmir’de başlayan Amerikaya uzanan oyunculuk serüvenini, yeni projelerini ve oyunculuk üzerine konuştuk. Sanat hayatına İzmir’de başladığını pandemi döneminde mutfak sanatlarına yöneldiğini söyleyen Akman, oyuncu olmasa mutfak şefi olabileceğini söylüyor.

İZMİR’DEN AMERİKA’YA

İzmir’de dünyaya gelen oyuncu, Türkiye’de çeşitli tiyatrolarda görev almış. İzmir’de Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde oyunculuk eğitimine başladıktan sonra İstanbul’da Işıl Kasapoğlu’nun Semaver Kumpanya tiyatrosunda eğitimine devam etmiş. Shakespeare, Çehov, Moliere eserlerinden oyunlarda birbirinden özel karakterlere can vermiş. Ünlü yönetmen Onur Ünlü’nün , ‘Ben de Özledim’ projesinde yer aldıktan sonra Amerika’ya gitmiş. Amerika’da Ivana Chubbuck’tan Chubbuck metodu eğitimi almış ve yakında Amerika’da 2 hazırlık aşamasındaki dizi projesinde yer almak için hazırlanıyor.

Oyunculuğunun hayatına anlam kattığını söyleyen Akman, “ Ben kamera önünden ziyade tiyatroda yer almayı daha çok seviyorum. Tiyatro gerçek oyuncuların er meydanı olan bir yer. Kendimi normal bir insandan fazlası olarak hissettiğim bir yer. Bu duyguyu bazen motor kullanırken de hissediyorum. Oyunculuk benim hayatıma bir amaç verdi. Çok duygusal bir insanım ve bir çok yaşanmışlığım var. Üzücü şeyler de oldu çok fazla,mutlu anlarım da oldu. Bu anları bir mesleğe çevirebilmemi sağladı oyunculuk” dedi

ÖNEMLİ OLAN DENEMEK

Tiyatro açısından Türkiye- Amerika arasındaki farklara değinen Akman, “ Amerika’da en son Breaking Bad’in başrol oyuncusu Bryan Cranston’ın oynadığı Power of Sail adlı oyununu izleme şansı buldum. Sahne konusundaki teknolojilerine hayran kaldım. Biten bir sahneden sonra son gördüğümüz sahneyi öyle bir değiştiriyorlar ki sanki birden gerçekten başka mekanda başka bir sahne izliyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz. Oyunculuklar zaten şahaneydi. Oyundan sonra kendisiyle tanışma şansımda oldu. Büyük hayranıyım ve idol gördüğüm insanlardan oyunculuk anlamında.Avantajları burası dünyanın en büyük arenası oyunculuk konusunda ama tiyatro olarak özellikle New York bölgesi ve Londra dünyada en önemli yerler diye düşünüyorum. Bu hayata bir daha gelmeyeceğiz. Ve biraz kendimizi geliştirdikten sonra kendimizi buralarda denememiz gerektiğini düşünüyorum. Ama yaparsın ama yapamazsın. Önemli olan denemek. Dezavantajı çok fazla oyuncu olmak isteyen insan var. Rakibiniz çok fazla. Onlardan sıyrılmanız ve öne çıkmanız kolay değil” diye konuştu.

Oyuncu olmasa mutfak şefi olabileceğini söyleyen Akman pandemi sırasında yemek yapmaya başladığını anlatarak, “Bu mesleği seçerdim ama özellikle pandemiden beri yemek yapmakla uğraşmaya başladım. Muhtemelen ben ya şef olurdum ya restoranım olurdu oyunculukla uğraşmasam. Yemek yapmayı da gerçekten seviyorum. Özellikle o da bana aynı tiyatroda olduğu gibi yemeği yaptıktan sonra yaptığım kişilerden aldığım reaksiyonları görmek çok hoşuma gidiyor” dedi.

YENİ PROJELER GELECEK

Türkiye’de en başarılı buluğu yönetmenlerin, Onur Ünlü ve Nuri Bilge Ceylan olduğunu söyleyen Akman, “Ama genel olarak sorarsanız Stanley Kubrick,Quentin Tarantino,David Fincher,Christopher Nolan ve Michael Scorsese’nin filmlerinin büyük hastasıyım. Özellikle Kubrick’in yaptığı filmlerin sinemaya büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. Sıra dışı yapımlar” diye konuştu. Dijital bir platformda yayınlanacak olan bir dizi de rol almaya hazırlanan Akman, yeni projeleri “ Hangi platformda olacağı kesin değil. Ama birisi romantik komedi diğeri de bir soygun dizisi olacak. Üstünde çalışmalar hala sürüyor. Umarım güzel projeler yapacağız “ dedi.

Editör: Haber Merkezi