YUNUS KARA / İZ GAZETE - Oyun Hamuru Tiyatrosu’ndan oyuncu Burak Özbaykuş ile pandemi sürecinin tiyatroya etkilerini konuştuk. Özbaykuş, salgın sonrasında seyircilerin belli bir süre kalabalık ortamlara girmeyi istemeyebileceğini söyledi. Tiyatro açısından; salgın dönemini anlatan yeni metinlerin ortaya çıkacağını kaydeden Özbaykuş, yeni sosyal mesafeli rejilerin de üretilebileceğini belirtti.

ZORLAYICI GEÇİYOR!

Malum salgını konuşmadan sohbete başlayamıyoruz artık! Sizin için nasıl geçiyor salgın günleri?

Salgın konuşmadan hiçbir şeye başlayamayarak geçiyor. İrademizin devreden çıktığı, zorunlu bir mahrum bırakılma hali bu tabii bir taraftan bakıldığında. Tüm dünya ile birlikte, virüsün egemenliği altında, yaşamsal faaliyetlerimizi sürdürmeye çalışıyoruz. Benim için de fazlasıyla zorlayıcı geçiyor bu süreç. Eskiden yapmaktan keyif aldığım film ya da dizi izlemek bile zorunluluğa dönüştü. Bazı akşamlar kız arkadaşımla bisiklet sürmek, yürüyüş yapıp sohbet etmek, birlikte vakit geçirmek sosyal mesafemizi koruyarak arkadaş buluşmaları yapmak dışında herkes gibi evlere kapanıp bu sürecin geçmesini bekliyoruz.

‘TEDİRGİNİM’

Virüsün fiziksel, psikolojik ve ekonomik etkilerinden bahsetmek mümkün. Siz kişisel olarak nasıl etkiler yaşamaktasınız?

Hepsini fazlasıyla hissediyor ve yaşıyorum. Özellikle ekonomik etkileri tüm meslektaşlarım gibi beni de gelecek günler konusunda endişelendiriyor. Seyirci bulma kaygısı başta olmak üzere tekrar işimizi yapabilecek miyiz acaba diye tedirginim. Bunun tabii psikolojik etkileri de oluyor. Kaygıyla birlikte yaşamak zorlayıcı oluyor.

‘RİTÜELLERİ PARÇALADI’

Kendinizde, çevrenizde ve toplumsal düzeyde virüsten kaynaklı değişimler görüyor musunuz? Nasıl değişiklikler oldu sizce?

Parayla imanın kimde olduğunu bilemezsin derler ya şimdi buna virüs de eklendi. Kimde olduğunu bilemediğimiz bir virüs zaten çok da sıcak olmayan insani ilişkilerimizi iyice mesafelendirdi. Buna çok da yargılayıcı bir yerden yaklaşmak doğru değil tabii. Öldürücü etkisi olan ve bugüne kadar alışageldiğimiz ölümde ve düğünde bir araya gelme ritüelimizi paramparça eden bir salgın var karşımızda. Ölümden daha çok yalnız ölme paniği insanların kendi kabuklarında izole bir hayat yaşamalarına neden oldu sanırım. Bunun tam aksi şekilde yaşayanlar yok mu elbette var. Her zamanki gibi ikiye bölünmüş durumdayız yani benim gözlemlediğim.

Mesleki etkilerden de bahsetmek lazım tabii. Virüs sizin ekibinizi nasıl etkiledi?

Ekibimiz evlerinde uslu uslu sürecin bitmesini bekliyor. Bir takım görüntülü iletişim uygulamaları dışında bir araya gelemiyoruz. Yeni normalleşme sürecindeki etkileri değerlendirip yeniden sahnede ya da gösterilerimizi yapabileceğimiz uygun alanlarda bir arada olmayı umarak bekliyoruz.

‘ESKİSİ GİBİ OLMAZ’

Herkesin tüm planları iptal oldu tabii, yakın zamanda sahnelere dönebileceğimize dair bir öngörünüz var mı? Sizce seyirci ile tekrar buluşmak ne zaman mümkün olacak?

Sahnelere dönmek mi olur bu yoksa yeni sahneleme yöntemleri mi bulunur bilmiyorum ama değişim öyle hemen damdan düşer gibi gelmeyecektir. Bu süreç herkesi etkiledi elbette ama bizim gibi insanların sosyal mesafesini koruyamayacağı yerlerde işlerini yapan insanların tam ortasına bomba düşmüş gibi oldu. Hem sahne üstündekiler hem salonda koltuklarında yan yana oturan insanlar için bu virüs ortamında eski usul devam edebilmek pek olası değil. Zaten yaptığımız iş de buna elverişsiz. Belki hatta mutlaka yeni metinler çıkacaktır bu süreçten sonra bu dönemin etkilerinden bahseden ya da yeni sosyal mesafeli rejiler üretilecektir. Nasıl bir dönem bekliyor bizi bilmiyorum ama eskisi gibi olmayacağı malumun ilanı gibi görünüyor şu noktada.

‘YERİNİ TUTMAZ!’

Bugün için tüm performanslar sosyal medyadan takip ediliyor. Sizin bu yönde paylaşımlarınız oldu mu, olacak mı?

Evet insanlar işlerini dijitalde sergilemeye başladılar. İşi zaten video ya da fotoğraf ya da tek başına yapılabilen işlerden olanlar bu süreçte daha ‘şanslı’ sayılabilecek taraftaydı. Ama bizim gibi bir grubun birlikte hareket etmek zorunda olduğu işler, dijital ortam için pek uygun değil sanırım. Oyunlarımızı paylaşım sitelerine ekledik ama yine de yerini tutacağını düşünmüyorum.

‘BİNLERCE YILLIK İŞ…’

Sosyal medyanın mesleki anlamda çalışma alanlarından biri olabileceğini düşünüyor musunuz? Hem teknik hem de ekonomik anlamda sosyal medya ve tiyatro ilişkisi kurulabilir mi?

Az önce de belirttiğim gibi kolektif bir işin mensupları için zor görünüyor. Binlerce yıldır oluşmuş bir kalıbı var işimizin. Bunu yeni mecraya adapte etmek ve kabul görmesini beklemek en hafif tabiriyle vakit geçirmek olur diye düşünüyorum. Sahne işi yapan insanlar için söylüyorum bunu tabii. Sıcak bir temas kuruyor sahnedeki ve seyirci anındalık ve o anın atmosferi performansın seyrini de etkiliyor. Bizi ve yaptığımız işleri belirleyen şey koşullar tabii ve bu yeni koşullarda işimiz neye dönüşür ya da dönüşür mü bilmiyorum.

‘KORKU OLACAKTIR’

Haziran ayı ortasından itibaren bir normalleşme sürecinden bahsediliyor, bu normalleşmenin tiyatroya yansıması ne kadar zamanda ve nasıl olur sizce?

Sanırım pek fikir yürütebileceğimiz rahatlıkta bir dönem değil bu. Kural koyucular ne zaman buna izin verirse o zaman olur gibi görünüyor. Bir de tabii epey uzun bir süre pandemi korkusu hakim kalacaktır diye düşüyorum insanların arasında. Normalleşmeye geçildiğinde toplumsal bir geri dönüş hemen sağlanması da zor olacaktır. Bildiğim kadarıyla 1 Temmuz itibariyle kontrollü bir dönüş başlayacaklar sahnelere. Zaten az olan tiyatro seyircisinin de ne kadarı kısıtlı bir izleme oranına sahip olacak sahne gösterilerine gelecek hep birlikte göreceğiz.

‘KÖKLÜ BİR DEĞİŞİM YAŞANMAZ!’

Bir şekilde tekrar sahnelere döndüğümüzü ve seyirciye kavuştuğumuzu düşünelim; peki tiyatro artık nasıl olacak?

Dünden bugüne bir değişim yaşayacak sanat dalı değil diye düşünüyorum tiyatroyu. Kendi kalıpları ve olmazsa olmazları olan bir sanat. Yeni metinler ve sahneleme üsluplarında değişimler olacaktır belki, dönemin koşullarını anlatmak adına bu tür değişimler yaşanabilir ama köklü bir değişim yaşanacağını düşünmüyorum.

Bir yandan da çok büyük ölçekte teknolojik gelişimler yaşayacağız yakın gelecekte, tiyatro ve teknoloji etkileşimi ne yönde olacak sizce?

Antik Yunandan bu yana dünya epeyce bir teknolojik değişim yaşadı zaten hatta tiyatroyu antik Yunandan öncesine taşıyıp oradan da baktığımızda dünya üzerindeki teknolojik değişimlerin onu pek etkilemediğini görebiliriz. Oyuncu, seyirci ve anlatılacak bir hikaye en fazla günün teknik şartlarından en uygun ölçüde faydalanır ve öyle anlatır hikayesini seyirciye.

‘YİNE İNSANI ANLATACAK TİYATRO’

Salgın, ekonomik kriz, teknolojik gelişim ve savaş gündemleri neticesinde yakın zamanda nasıl bir dünyada yaşayacağımızı düşünüyorsunuz ve o dünyanın tiyatrosu nasıl olacak sizce?

Her dönemde olduğu gibi tiyatronun derdi zaten insan ve onun sorunları, hezeyanları, coşkuları ve düştüğü komik ya da ironik durumlar olmuştur. Yine bunları anlatacak tiyatro yeni yazılacak metinlerde ve yine bunu oynayacak oyuncu günün insanına. Bizim işimiz sanırım biraz o anlamda tutuculuğuyla nam salmış bir iş. Tabii ki günün teknolojik imkanlarından da yararlanacaktır. Umarım böyle olur yani yoksa bir hologram tarafından ‘Hamlet’ oynandığını görmek istemem.

Editör: Haber Merkezi