TUGAY CAN  / İZ GAZETE - 13. Türkiye Tiyatro Buluşması'nın ilk gününde Tiyatro oyuncusu Orçun Masatçı, Orhan Aydın ve Orhan Alkaya ve Bilgehan Oğuz ve  'Sanatçıların gözünden yerel yönetimleri' anlattı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Seferihisar Belediyesi'nin de katkıları ile düzenlenen 13. Türkiye Tiyatro Buluşması'nın ilk gününde Sanatçıların gözünden yerel yönetimler konuşuldu. Panelin modaratörlüğünü tiyatro oyuncusu Orçun Masatçı üstlendi. 

Masatçı, "Biz özellikle yerel yönetimlerin tamamına haber verdik. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Seferihisar Belediyesi bu konuda bize çok yakın davrandılar. Kendileri de bunların sonuçlarını alacaklar ve ona göre bir değerlendirilecek. Yerel yönetimlerin tiyatro ile ilişkisi anlamında not edeceğiz. Ayrıca konuyla ilgilenen Çiğli Belediyesi, Konak Belediyesi, Karşıyaka Belediyesi gibi kurumlara da buradan çıkan notlar doğrultusunda kendi yönetimlerinde bunları değerlendirmeye alacaklar" ifadelerini kullandı.

Orhan Aydın yerel yönetimlerin bu tip organizasynlara sahip çıkması gerektiğini vurgulayarak "Bize ev sahipliği yapan belediyeler gibi Anadolu'daki birçok belediyede bunu yapsa. Bu bir yerel yönetim ve kültür sanat aklı. Maalesef benim coğrafyamda böyle bir durum yok" diye konuştu.

'KÜLTÜR SANAT ALANLARI MEMURLARLA, BÜROKRATLARLA YÖNETİLMEZ'

Çevre ve doğa duyarlılığı 2013 yılından bu yanan daha da arttğına da dikkat çeken Aydın, "Yazarların çizerlerin edebiyatçılara büyük görev düşüyor. Ancak yerel yönetimlere de büyük sorumluluk düşüyor" dedi.

Aydın sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yerel yönetimler ve tiyatro deyince akla sadece birkaç belediye geliyor. Ortak akıl yürütmek ve halkı örgütlemek meselesinde de yerel yönetimlere büyük iş düştüğünü düşünüyorum. Yerel yönetimler en küçük ancak en büyük örgütlenme biçimi. Kültür Sanat'a penceresini açtığı zaman başka bir yola evrildiğini anlayabiliyor. Bunun geçmişte çok örnekleri var. Kültür Sanat alanları kültür insanları ile yönetilir. Memurlarla, bürokratlarla yönetilmez. Kültür Sanat kendi bürokratlarına, yandaşlarına, arkadaşlarına ya da yoldaşlarına değil, kültür sanat insanlarına devretmelidirler. O zaman her şey çok farklılaşır"

İzmir Tiyatrolar Derneği Başkanı Bilgehan Oğuz ise konuşmasında "Yerel yöneticilerin burada olması ve bizi birebir dinlemesini tercih ederdik" dedi. 

İzmir Tiyatroları Derneği'nin kuruluş sürecini de anlatan Oğuz, "Yerel yönetimlerde kültür ve sanat sorumluluklarının "Burada göreve gelen insanlar liyakat sahip olmalı diye düşünüyorum. Bu insanların iletişim konusunda bilgili ve deneyimli olması gerektiğini düşünüyoruz" şeklinde konuştu. 

'SÜREKLİLİĞİ OLAN TİYATRO KURUMLARI KENDİ YAZARLARINI ÜRETİR'

Bugüne kadar sadece Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin kurucuları arasında yer aldığını ifade eden Alkaya şöyle konuştu:

"Ben Cumhuriyet Halk Partisi üyesi filan değilim. Biz Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin kurulduğu süreç içerisinde bir çalıştay arkasından da kapsamlı bir rapor gönderdik Genel Merkez'e. Genel Merkez'den ise tüm Cumhuriyet Halk Partili belediyelere bir talimat gitti. Buna göre 100 bin nüfusu aşmış olan bütün Cumhuriyet Halk Partili belediyeler tiyatro kuracak. Özeti buydu. O dönemden bu döneme kadar bir tane bile kurulmadı. Bu süreçte AKP'li Menderes Türel, Antalya'da Şehir Tiyatrosu kurdu ki bu Türkiye'de ki beşinci şehir tiyatrosu olma özelliği taşıyor. Bizim mahalleyi kayırmamak derken biraz da bunları kast etmek istiyorum. Tunç Soyer kampanyası boyunca İzmir Şehir Tiyatrosu'nun kurulaacğını vaad etti. Bunlar güçlü bir irade ile yapılacak şeylerdir. Şehir Tiyatrolarının kurucuları büyük bir irade göstermişlerdi. Bunların açık açık konuşulması gerekiliyor. İzmirliler eğer bir iradeyi ortaya koyuyorsa, o iradenin desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum"  

'EĞER ANA AKIM YOKSA ALTERNATİF AKIM ZAYIF KALIR'

Alkaya, Şehir Tiyatrosunun da tarihini anlattığı konuşmasında sürekliliği olan tiyatro kurumlarının yazar da üreteceğini belirtti. Alkaya ayrıca, Türkiye ve Dünya tiyatrosundan da örnekler verdi.

"Bu kadar genç insanı görmek çok güzel. Onların bilgiye susamış halini görmek gerçekten çok güzel. Bir ülkede  eğer ana akım yoksa onunla rekabet edecek alternatif akımlar olmaz ve çok zayıf olur. Bu bütün sanat dalları için geçerlidir. Nasıl ki edebiyatta edebiyatta popüler olan bir de popüler olana karşı olan varsa yerel yönetimlere ilişkin neler söylenebilir? Ahbap çavuş ilişkilerinden çok yerel yönetimlerin kültür dairesi başına arkadaşlarını kayırmayacağı doğru insanların doğru görevlere getirilmesi gerekir" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin her alanda da sürekliliği olmayan bir ülke olduğunu belirten ... Çocuk Tiyatrosu hakkında yaşanan yetersizliğe değindi. 

'İŞÇİ VE MEMUR SENDİKALARI MUTLAKA BİRER TİYATRO KURMAK ZORUNDADIR'

Türkiye'de bir zamanlar Türkiye Öğretmenler Sendikası'nın tiyatro ekibi olduğunu aktaran Işıl Özgentürk "Fakir Baykurt başkanlığında bir TÖS tiyatrosu kurulmuştu. Bu tiyatro Türkiye'nin 70 vilayetinde oyun oynadı. Pek çok insan ve öğrenciler bunları seyrettiler. Yapılması gereken en önemli iş sendikaları tiyatro kurmaya yöneltmek ve yönlendirmektir. İşçi ve memur sendikaları, Tabipler Odası, İnşaat Mühendisleri Odası mutlaka birer tiyatro kurmak zorundadırlar. Tiyatroyu desteklemeleri başka şey, kendi problemlerini kendi camialarına anlatmak için tiyatroya ihtiyaçları vardır. Bu kapsamda sokak tiyatrosunu da içinde barındırır" ifadelerini kullandı.

'BELEDİYE OYUN SATIN ALIP BEDAVA GÖSTERİYOR, BU YANLIŞ'

Özgentürk, "Ülkemizdeki korkunç değişimi, ahlaki değişimi, bilinç değişimini anlatacak tiyatro yapıtına ben kişisel oalrak rastlamadım. Sadece akıl verenler var. Oysa bizim ülkemiz koca bir sirk. O sirkin içerisinde her şey var" dedi.

Panelde ayrıca Şehir Tiyatroları ya da belediyelerin oyun satın alarak kentin tiyatro topluluğunu kalkındırmasının birbirinin seçeneği olmadığını ifade eden Orhan Alkaya "Yerleşik profosyonel tiyatronun olması ile yerel dinamiklerin desteklenmesi konusu birbirlerinin yerine tercih edilecek bir konu değildir. Her ikisi de olur. Burada yaygınlaşan bir problem söz konusu. Belediye oyun satın alıyor ve bedeva gösteriyor. Böyle bir şey temelden yanlıştır. Seyircinin erişilebilir bir miktarda ücret ödemesini ortadan kaldırarak bir anlamda ağacın köklerine dinamit konuluyor" diye konuştu. 

'BU YAPILAN ŞEHİR TİYATROLARINI SABOTE ETMEKTİR'

Şehir Tiyatroları'ndan çalıştığı sırada dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın 'Şehir Tiyatroları 1 lira olacak' söylemini hatırlatan Alkaya, şöyle konuştu:

"O dönem Şehir Tiyatroları'nın seçilmiş yönetim kurulu üyesiydim. Kendisini arayarak 'Saçmalıyorsunuz, böyle bir şey olmaz. Bu yaptığınız Şehir Tiyatrolarını sabote etmektir' dedim. 'Sözümden dönmeyeyim hiç değilse bunu bir ay yapalım' dedi. Ancak biz o bir aylık süreç içerisinde kendi seyircimizi kaçırdık. Bu yanlış bir tutumdur" 

Editör: Haber Merkezi